Kudüs’te ilginç karşılaşma

Değerli Dostlarım . İnşallah İstiklal Gazetesi’nde ayda üç yazımız olacak . Biraz Osmanlı Tarihi, biraz dini, biraz hanedan ile ilgili biraz da gündemden sizleri sıkmadan yazılarımızı okuyacaksınız inşallah. Bugün size geçen sene Kudüs’e bu ayda yaptığım gezi ve bıraktığı izleri yazacağım.

Geçen sene Konya Meram belediyesiyle Kudüs’e geldik . Benim için muhteşem bir duygu oldu. Kutsal toprak olan Kudüs’e ilk defa ziyarete gelmek . Bu duygu anlatılır gibi değil . Kudüs şehri, kadim beldeye geldik heyecanım tavan yapmış . Havalimanından Kudüs yaklaşık 45 dakika. Bu 45 dakika bana sanki 10 saat gibi geldi . Sonunda geldik mukaddes beldeyi, otele yerleştik ve hemen Mescidi Aksa yolunu tuttum . Kimseyi beklemeden . Mescidi Aksa’ya vardım ve O muhteşem Kubetül Sahra ilk gözüme iliştiğinde çok duygulandım. Yaklaşık 15 dakika duyup seyrettim . Mescidi Aksa hemen Kubetul Sahra’nın altında kalıyor oraya gidip ikindi namazını kaldım. Kaldıktan sonra mescidin avlusuna çıktım .

Avluda bir yaşlı amca dikkatimi çekti. Gözleri hep benim üstümdeydi, namaz kılarken ve dışarda hep bana bakıyordu . Amcanın yanına geldim ve . Selamelaleyküm amca diye selamladım. Selamımı aldıktan sonra amca dedi ki ben seni uzaktan takip ettim ve Arapça bildiğini ve bir de sizde bir asalet duruşu gördüm dedi. Ben kim olduğumu hemen söylemedim . Önce ismini sordum ve yaşını. İsmi evet ismi burada biraz durdum bakın nasıl ismi var Ebu Muhamed Al Osmani. 98 yaşında maşallah ben şaşkınım hem isminden hem de yaşından maşallah dedi. Hiç göstermiyorsun dedim çok manalı bir cevap verdi. Ben doğdum, yol Osmanlı ecdadımız kutsal toprakları çıktığı sene. Babam üzüntüsünden o yıl öldü ve bana Ebu Muhamed Al Osmani ismi koydu unutulmasın diye. Yarın Yahudiler geldiğinde bilsinler burada halen Osmanlı torunları var. Adam anlatırken hüngür hüngür ağladı. Ve yüzüme bakarak dedi ki evladım sen sıradan biri değilsin anlat kimsin. Deden kim? Nerelisin? Ben bildim ama bir de senden duyayım. Bu ara adam gözleri yaşlı yaşlı. Amcam ben Türküm. 1000 bir hanedanın Osmanlı sultan Abdülhamid öz torunu erkekten gelme şehzadeyiz yani ve Arapçam ise anmamı Suryeli. Bu sözlerimi daha bitirmeden bağırarak ben seni vallahi billahi tanıdım. Ve bir bağırma mescidin avlusunda Allah’a Ekber Allah’a Ekber Allah’a Ekber oğlum şehzadem nerde kaldınız neden bizi 90 yıl yanlız bıraktınız. Biz sultan Abdülhamid han dedemin için babam ölmeye hazırdı o dedem bize sahip çıktı. Gelin artık bizi bu zulumdan kurtarın. Bu zulmü kimse ne Araplar ne değer Müslümanlar bizi kurtarmaz. Siz siz bizi kurtarırsınız. Ve buna inanıyorum dedi. Çok duygu dolu bir sohbet o bir taraftan ağladı ben bir taraftan. Sözün sonunda bana dedi ki İstanbul’a Türkiye döndüğünüzde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a çok çok selam söyle ve ona deki dik durmaya devam et. Sen bize sultan Abdülhamid gibi arka çıktın. Allah senden razı olsun. Ayan gibi adilsin . Bu sözlerimi ona ilet dedi değerli yeni okuyucularımız. Bu hazin ve duygu dolu hadiseyi sizlerle paylaşmak istedim.

Allah’a emanet olunuz