KÖYLÜ KURNAZI…

Doğma büyüme İstanbul’lu değilim Lâkin otuz seneyi mütecaviz İstanbul’da mukimiz... İstanbul’a ilk gelişimiz ise ilkokul sıralarında olmuştu...

Sene 1964. Sonra Hava Harp Okulu’na girdik 1972 yılında. 1974’te de âilem İstanbul’a taşınmıştı... Aslen Diyarbakırlıyız ama köylerinden değil, halk tâbiriyle “içinden” yani merkezinden idik.

Bağlar semtinde dedemin üzüm bağı, Sur içinde de avlulu güzel bir evimiz vardı kışlık... Biz şehirli idik... Bugüne kadar bir köyümüz hiç olmamıştı...

Köyde yaşamak da köylülerle sohbet de başka şeymiş... Her yönüyle bambaşka... Rahatsız mıyım? Hayır, bilakis çok memnunum...

Bugüne kadar yalnızca seyahatlerimde tecrübe etmiştim, şimdi yakinen yaşıyorum. Yeni ve daha kapsamlı bir tecrübe çünkü artık bizzatihi köyde, aralarında yaşıyorum...

* * *

Artık bir köyümüz var... Zamanında Osmanlı Devletinin kurucusu Kayı Boyu Türklerinden dört yörük âile gelip kurmuşlar bu köyü...

Cennet misâli yemyeşil bu köyden mirastan payımıza düşen parayla içinde güzel bir evi de olan (bir dönümlük, 1287m²) yeri geçen sene almıştık..

Türkiye’nin en temiz havası köyümüzdedir desem abartmış olur muyum? Suları pınarlardan buz gibi tertemiz akıyor. Sebze ve meyveleri dalından kopar (organik) ye...

Gazeteciliğimiz olmasa aramazdım da internet hikaye... TELEKOM köylüye hizmet veremiyor… (yazmıştım).. Bu cihanda kusursuzluk, yok... O ancak Cennet’te yani ahirette mü’minler için hazırlanmış mükâfat yerinde olur...

* * *

Köylüler halkımızın bir hülasası tabi. İyileri de var kötüleri de...

Toplum hızla dejenere olurken 80’li yıllardan sonra artık hiçbir hanesinde televizon eksik olmayan köyler tertemiz kalacak değillerdi ya...

İmamları kalmadığı için metruk hale gelmiş köy camisini canlandırdım, imamlık yapıyorum. (Ezan merkezî sistemden 5 vakit okunuyor)

Şimdilik sadece Yatsı Namazı’nı kılıyoruz. Cemaat, benden yaşlı insanlarla 6-7 kişiyi geçmiyor... İnşa’allah Ramazan’da Teravihi de kıldıracağım.

Söylediklerine göre teravihte 20’den fazla erkek, bir o kadar da kadın cemaat oluyormuş... Vaaz da edeceğim inşa’allah... Âsiyab-ı dehr kimleri öğütmedi ki, devran dönüyor, günler geçiyor... Allah diyelim...

* * *

Köylülerle birçok vesileyle sohbet ediyorum. Geçenlerde bir düğünleri vardı ilçede, dâvet ettiler gittik, tanımadığımız köylülerimizle de tanıştık.

Samimî fikrini söyleyen; dejenere olmamış hakiki köylüler de var, içindekini gizleyip, sizi çözmek isteyen köylü şapkalılar da...

Hani, Batılılarca; cehaletini kurnazlığı ile örtmeye çalışan doğu insanlarına “Şark Kurnazı” denilir ya, bazı köylüler de cehaletini gizlemek için ya saçmalıyor ya da sizden aldıklarını size satmaya kalkıyorlar...

#HARBİDEN: Bu tipleri de “Köylü Kurnazı” katagorisine kaydediyor yeri geldiğinde haddini bildirip hattâ biraz eziyorum. Bunu Allah için “düzelsinler diye” yapıyorum. Köyden haberler şimdilik bu kadar. Köy sohbetleimizi de arada yazacağım... Harbiden köylülere selâm olsun... 17.04.2018