Kopyala yapıştır darbe

Bilgisayarlar hayatımıza girdikten sonra kopyalama işi de kolaylaştı malum.

İşlerimizin çoğu taklit, ya da aşırma…

Copy-paste denen uygulamayla kopyalayıp yapıştırıveriyoruz.

Meğer 15 Temmuz’da darbeciler de “kopyala-yapıştır” yapmışlar.

Darbe planlarını 27 Mayıs’tan kopyalamışlar.

Daha doğrusu kopyalamışlar kopyalamasını da, yapıştırmaya kalkınca becerememişler; halkın şamarı yapışıvermiş suratlarına…

***

27 Mayıs 1960 darbesi 12 Eylül 1980’dekinden farklıydı.

12 Eylül’de ordunun emir komuta zinciri içinde, askeri hiyerarşiye uygun olarak topyekün bir müdahalesi vardı.

27 Mayıs’ta ise askeri hiyerarşi gözetilmemişti.

Demokrat Parti iktidarı askeri kanatta da kendine göre düzenlemeler yapmaya çalışınca subaylar arasında hoşnutsuzluk baş göstermişti.

Adnan Menderes ABD’nin her istediğini yapmama eğilimine girince gözden çıkarıldı.

İlla ki bir bahane arayacaklar ya, Atatürk karşıtı icraatla suçladılar DP iktidarını.

Milletin ezan hasretini dindirmeyi irticai eylemlerin başlangıcı olarak gördüler. Oysa paradan puldan silinen Atatürk’e sahip çıkan DP olmuş, koruma kanunu çıkartmıştı.

İçten içe subay kesimini doldurdular.

Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun’u enterne ettiler.

Çoğu albaylardan oluşan, içlerinde yüzbaşının bile bulunduğu cunta 27 Mayıs’ta yönetime el koyarken, Kara Kuvvetleri Komutanı Cemal Gürsel’i lider olarak lanse ettiler.

***

15 Temmuzcuların da kendilerine örnek olarak 27 Mayıs’ı aldıkları anlaşılıyor.

İddiaya göre darbeciler, aylar öncesinden hazırlanmışlar ve 27 Mayıs’la ilgili kitapları okumuşlar; planları gözden geçirmişler.

Meclis Darbe Komisyonunun hazırladığı rapora göre 15 Temmuz darbesi yarım asırlık bir çalışmanın sonucu.

Yıllardır askeri okullara sızarak örgütlenenler, ordu içinde darbe yapacak güce erişince düğmeye basmışlar.

Aslında kendileri yıllarca irticai faaliyet damgası yemelerine rağmen, iktidarı Atatürkçülükten ve laiklikten sapma iddiasıyla eylemlerine 27 Mayıs benzeri kılıf bularak, sözde iktidar karşıtı tüm unsurları yanlarına çekmeyi hesaplamışlar.

Genelkurmay başkanını ve kuvvet komutanlarını, yapmayı planladıkları darbeye destek vermeyince enterne etmişler.

27 Mayıs’ın Cemal Gürsel’i gibi Hava Kuvvetleri eski Komutanı Akın Öztürk’ü kendilerine lider yapmışlar.

Yaptıkları plan ifşa olunca darbe saatini 20:30 sularında öne çekmişler. 21:00 sularında darbeyi fiilen başlatmışlar.

Tabii halkın uyanık olduğu bir sırada başlayan kalkışma, alçaktan uçuş, ses hızını aşma taktikleri ile halkı korkutma planları tutmayınca halkın üzerine bomba yağdırarak yıldırma girişiminde bulundular.

***

O kadar kopya bir darbe ki, 16 Temmuz’un ilk saatlerinde TRT televizyonlarından zorla okutulmaya çalışılan bildiri metni de 27 Mayıs’ta radyodan okunan bildiriye benziyor.

27 Mayısta Milli Birlikçiler, “Düşüncemiz Yurtta Sulh, Cihanda Sulhtur” demişler bildirilerinde.

15 Temmuzcular da “Yurtta Sulh Konseyi” adına hazırlamışlar korsan bildiriyi.

27 Mayısçılar bildirilerinde “Bütün ittifaklarımıza ve taahhütlerimize sadığız. NATO ve CENTO’ya inanıyoruz ve bağlıyız” demişler.

“15 Temmuzcular da ağabeylerinden çektikleri kopya gibi “Yurtta Sulh Konseyi Birleşmiş Milletler, NATO ve diğer tüm uluslararası kuruluşlarla oluşturulmuş yükümlülükleri yerine getirecek her türlü tedbiri almıştır” demeyi ihmal etmemişler.

Her iki bildiride de NATO’ya selam çakılması ilginç değil mi?

Kopyalanıp yapıştırılmaya çalışılan planların aslı orada olmasın sakın?