KOD ADI LONDRA

Aslın da yazımın konusu bambaşka idi. Bilgisayarımın başına geçip yazımı yazmak istiyordum ki, birkaç dakika uzanayım, daha sonra yazarım diyerek kanallar arasında zaping turlaması yaparken, aksiyon dolu bir sahne ile karşılaştım KanalD ekranlarında. Derken, kendim için tayin ettiğim birkaç dakikalık uzanma, yerini bu aksiyoner sahnelerin bitimine kadar uzatıverdi.

Kod adı Londra !

Başrollerin de GerardButler, AaronEckhart, Morgan Freeman, Angela Bassett, Robert Forster, JackieEarleHaley, MelissaLeo, RadhaMitchell, SeanO’Bryan ve CharlotteRiley gibi zengin bir kadronun oynadığı bir film. Ve tabi diğer rolleri üstlenenlerin tamamının da göz dolduran fizik yapılarına sahip olduklarını düşündüğümüz zaman, hayli aksiyon olacağını kestirmek zor olmayacaktı.

Filmin konusu

İngiltere başbakanının cenaze töreni vardır ve haliyle bütün devlet başkanları da bu törendedir. Ve elbette kambersiz düğün olmaz cinsinden ABD başkanı da bu törende ki yerini almıştır. Bu denli kelli felli adamların katıldığı cenaze töreni de, elbette son derece yüksek güvenlik (!) tedbirlerinin alındığı bir törendir.

Ancak, bu denli yüksek güvenlik tedbirlerine rağmen bütün Londra sokaklarında ardı ardına sayısız bombalar patlar ve koca şehir adeta yerle yeksan olur. Ve elbette bu bombaları ardı ardına patlatan, şehri yerle yeksan ederken sayısız sivili öldürerek terör estirenler de, tahmin edeceğiniz gibi yine Müslümanlardı..!

Film, esas mesajını tam da bu sıralarda vermeye başlar. Bir tarafta ihanet içerisinde (!) bulunan İngiliz gizli servisi servis edilip deşifre edilirken, bir diğer tarafta ABD’nin kahraman başkanı ve askerlerinin insanüstü kahramanlıkları (!)pazara sürülür. İşte bu yapay pazarlama da bana bu yazıyı kaleme aldırır.

Evvela filmin ve hemen sonrasın da başlayan aynı minvalde ki ‘’suçlu ‘’ filminin yine aynı kanalda devreye sokulmuş olması da ayrıca dikkatinize sunmak istediğim ucubelikler arasındadır.

Filmde, baştan sona ABD’nin, askerlerinin, istihbaratının ve elbette yüksek teknolojik gücünün pazarlaması tek amaç edilmişti. Bakış açımın bu denli bilinç içeriyor olmasına karşın etkilenmediğimi söylemiş olmam doğru olmayacaktı. Şimdi buradan hareketle mevcut filmlerin vasat kitleler üzerinde nasıl yıkıcı, yıpratıcı ve yanıltıcı izlenimler bırakacağının hesabını da sizlere bırakıyorum.

Dediğim gibi film baştan sonra çakma, ucuz, yalan ve üç kuruş etmezlerin kahraman diye pazarlanması üzerine kurgulanmıştı.

Bu filmi böylesi bir zaman diliminde yayına sokanlar!

Bizlere bir takım mesajlar vermeye çalışanlar, bizleri korkutup sindirmeye çalışanlar, bizlere psikolojik baskı yaparak daha oyunun hemen başında diskalifiye etme hesapları içerisinde olanlara gayet duygusal ve haklı hamaset örnekliği içeren bir yazı yazmak istedim.

Elbette ekonomik, teknolojik ve silah üstünlüğünün farkındayız. Ve elbette buna mukabil kendi gücümüzün de farkındayız. Ama biliyor ve sizi uyarıyoruz ki, burasını Ortadoğu zannederek ve burasını Ortadoğu’nun sinik ve sindirilmiş kitleleri ile mukayese ederek bir takım hesaplar içerisine giriyorsanız, bilesiniz ki bu hesap Bağdat’a bile ulaşmadan bozulur. Ve sizi uyarıyoruz ki, o sahibi olduğunuz teknolojik silahlarınızın ruhları yoktur. Olmadıkları gibi son derece soğukturlar. İşte o soğuk aletleri bu zamana kadar sindirilmiş, ürkütülmüş ve bir o kadar da kimliksiz ve kişiliksiz Milletler üzerinde istediğiniz gibi kullanmış olmanızın kofti özgüveni gözlerinizi kör etmiş durumdadır.

Şayet bir gün hiç istemediğimiz bir karşılaşma içerisine girer isek, bu zamana kadar hovardaca kullandığınız o silahlarınızın nasıl hükümsüz ve o iri cüsselere sahip askerlerinizin nasıl ruhsuz ve iki manasız birleşmenin nasıl etkisiz olduğunu fark ettiğiniz zaman, fark edişinizin sizi kurtaramayacağı bir zaman olacaktır.

Bu topraklar ve bu Millet, tarihi boyunca esaret altında kalmamış, kalmayacak ve buna kimselerin de güçleri yetmeyecektir Allah’ın izniyle.

Bu kirli, alçak ve ucuz hesaplar içerisinde olan devlet ve avaneleri, bilesiniz ki bu Milletin sizden zerre kadar çekincesi, korkusu ve sıkıntısı yoktur ve olamazda. Şayet o kaçınılmaz karşılaşma birgün yaşanacaksa eğer, bire karşın beş bedel ödeyeceğinin de özellikle altını çizmek isterim

Hatta ve hatta !

Sizlerden zerre kadar dahi çekince ve korkumuz yoktur da, korku ve çekincemiz, bizi içimizden hançerlemeye meyyal nicelerini bağrımızda saklıyor ve besliyor oluşumuzdur.

Hesap ister içerden ister dışarıdan yapılmış olsun, yolundan dönende hesabından dönen de namert olsun…!