Kıbrıs sorunu - 1

Kıbrıs sorunu, Soğuk Savaş döneminde, 1960'tan sonra Türkiye'nin ve dış politikasının en önemli sorunlarından biri olmuştur. Siyaset üstü ve milli bir mesele olarak ele alınmıştır. Dış politikayı, Türkiye'nin İslam dünyası ve Ortadoğu, Batı ve Rusya ile olan ilişkilerinde hep belirleyici bir faktör olarak masada yer almıştır. Kıbrıs, Türkiye açısından jeopolitik ve jeostratejik açıdan ve Anadolu'nun güney sahillerinin güvenliği bakımından son derece hayati öneme haizdir.

Kıbrıs sorunu ne zaman ve nasıl ortaya çıktı?, neler yaşandı?, şu anda ne durumda? vb. soruların yanıtlarına geçmeden önce Kıbrıs tarihi ile ilgili kısa bir bilgi vermekte yarar görmekteyim.
Öncelikle Kıbrıs, bir Osmanlı toprağı idi. Venediklilerin elinde olan ada, 1570 yılında Osmanlı egemenliğine girmiş, adadaki Müslüman ve gayrimüslim halk barış ve huzur içinde bir hayat sürmüş, 1877-1878 Osmanlı -Rus savaşından sonra İngiltere'nin egemenliği altına girmiş ve işgale maruz kalmıştır. Batılı devletlerin ve Rusya'nın ağır baskısı altındaki Osmanlının zor durumundan istifade eden İngilizler, Rusya'nın baskı ve saldırıları karşısında Osmanlı toprak bütünlüğünü koruma vaadi karşılığında adayı ele geçirmiş ve egemenlikleri altına almışlardır. Ada 1960 yılına kadar İngiliz egemenliğinde kalmıştır. Bu dönemde adada dini ve etnik çatışmalar, huzursuzluklar ve istikrarsızlık eksik olmamış, Müslüman Türk nüfusu üzerindeki baskılar her geçen gün artmıştır.

Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin, 1959 Londra anlaşmasıyla sağlanan garantörlük hakkı kapsamında ve gözetiminde 16 Mayıs 1960 tarihinde Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu. Kurulan anayasal düzende iki tolumun haklarını teminat altına alan ve iki toplumun varlığını esas alan ortak yönetimin öngörüldüğü bir sistem kuruldu. Buna göre Cumhurbaşkanı Rum, Yardımcısı Türk olacaktı. Dış politika, savunma ve güvenlik konularında Yardımcının veto hakkı bulunacaktı. Rumların bulunduğu bölgelerde Rum, Türklerin bulunduğu bölgelerde ise Türk belediyeler hizmet verecekti. Ayrıca Rumlar arasında çıkan hukuki uyuşmazlıklara Rum, Türkler arasında çıkan hukuki uyuşmazlıklara ise Türk mahkemeler bakacaktı. Türk ve Rumlar arasındaki uyuşmazlıklara ise Türk ve Rum hakimlerin eşit olarak temsil edildiği mahkemeler bakacaktı. Adanın güvenliği Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti arasında imzalanan "Askeri İttifak Anlaşması" çerçevesinde sağlanacak, bu kapsamda ordu kurulacaktı. Siyasi, Hukuki, toplumsal anlaşmazlıklarda ve anayasal düzeninin korunması konusunda Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin garantörlük anlaşması kapsamında adaya müdahale hakkı söz konusu idi.