KHK

Fethi ACAR, "ayaklı tarih" lakaplı Kastamonu milletvekilliği yapmış,

darbelerle yüz yüze gelmiş bir siyasetçi...

*

Onunla bir araya geldiğimiz zamanlar;

aralıksız, 1960- 1970- 1980 darbelerini konuşuruz...

*

Genelde hararetle üzerinde durduğu şey,

12 Eylül'de yapılan 1982 Anayasası'ndaki 15. Maddesi olur...

Madde mealen şöyle der:

Darbeyi yapan zevat; hırsızlık yaparsa, çocuklara tecavüz ederse, adam öldürürse ve hatta memleketi satarsa bile ceza verilemez... Bu eylemler nedeniyle haklarında hukuki, idari, cezai işlem yapılamaz...

*

Acar bu duruma çok kızardı, "peşin suçsuzluk olmaz" derdi...

Aradan 40 yıl geçti ve kanun değişti...

*

Bazıları şimdiki KHK'yı 12 Eylül yasasıyla karşılaştırıyor...

Katılmıyorum...

*

Biri,

halka silah çekmiş, asker üniforması giymiş çetenin ömür boyu ceza almaması...

Diğeri,

Canı pahasına tankın önüne yatarak kahramanlık gösteren vatandaş...

*

İki kanunu ayırt etmemek;

Hitler'le, Atatürk'ü aynı kefeye koymak gibidir...

*

Bugün birisi çıkıp,

"Şehit Şerife Bacı gıyabında yargılanmalıdır"

"Nene Hatun gıyabında yargılanmalıdır"

"Sütçü İmam gıyabında yargılanmalıdır"

Diyemez ise...

Yarın bir başkası,

"sen darbeci asker öldürdün, suçlusun" diyememeli...

*

Ancak tüm bu düşüncelerime rağmen,

KHK ile yapılmak istenenin tam olarak da anlaşılamadığı kanaatindeyim...

Bekir Bozdağ'ın ifade ettiği,

"Buna af diyenler, darbenin başarısızlığına üzülenlerdir. Darbe severlerdir bunlar. Darbecileri 'niye başarısız oldun' diye itham edenlerdir." ifadesi bana oturmaz...

Çünkü,

15 Temmuz'da akşamdan sabaha kadar sokaklarda tank aradım...

Sabah 07.00'ye kadar dışarıdaydım...

*

Gelelim tartışmalı o maddeye:

*

696 sayılı KHK'nın 121'inci maddesinde,

15 Temmuz darbe girişimi ve devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden siviller hakkında hiçbir idari, mali ya da cezai işlem yapılamayacağı belirtiliyor.

*

Abdülhamit Gül,

"Burada yapılan düzenleme, sadece 15 Temmuz ve sonrasında 16 Temmuz'daki darbe girişiminin püskürtülmesiyle ilgili" diyor...

*

İki taraf için de sıkıntı...

Mevcut durumun süresini uzatsan,

iş sulanır...

*

Uzatmasan...

*

Mesela?

*

Mesela ben Etimesgut Zırhlı Birliği'nin önünde nöbet tuttum...

Ama tarih 16 Temmuz değildi...

17 ya da 18 Temmuz'du...

O esnada bir darbeciyi öldürseydim...

Ne olacaktı?

İleriki zamanlarda yargılanacak mıydım?

*

Başka bir örnek vereyim:

*

Hepimizin ortak kanaati;

Hüseyin Gülerce'nin talebesi,

Ekrem Dumanlı da darbeci.

Peki...

Kaçtığı ininde an itibariyle öldürülse,

cinayeti işleyen kişi Türkiye'de ceza alır mı?

"Sen bunu iki yıl sonra öldürdün hadi cezaevine" mi...

Yoksa...

"Tarih önemli değil, vatan hainini öldürmüş, serbest" mi denir?

*

15-16 Temmuz şeklinde sınır koyarsanız:

17 Temmuz'da darbeci öldüren adamın vaziyeti ne olacak?

*

Sınır koymaz iseniz:

Kendisine yan bakanı öldüren adam,

"Bu kişi FETÖ adına darbe yapacaktı" diyebilir...

*

Başka bir tehlike ise:

*

Bir terör örgütü askeri kışlalara saldırmak istese...

Karargahta bulunan subaylar şunu diyebilir,

" Cuntacılar yine darbe yaptı galiba, gidip sivillere teslim olalım"

*

Ya da Diyarbakır'da PKK sempatizanları sokağa çıkıp terör estirdiklerinde,

Askerden yardım talep edilse...

"Bu darbecilerin işi biz sokağa tank çıkaramayız" cevabıyla karşılaşabiliriz...

*

Olabilir mi?

*

Burası Türkiye...

Onlarca darbe gördük...

Binlerce vatan haini...

*

Olabilir...

*

Sağlıcakla kalın...