Bilmeyenler, yahu kemik nasıl kemirilir ? diye bir soru yöneltebilirler. Soru böyle olunca, bilenler de bilirler ki Anadolu da et, kemikten ayrıştırılınca kasap mantığına göre muamele yapılmaz...

Bilmeyenler, yahu kemik nasıl kemirilir ? diye bir soru yöneltebilirler. Soru böyle olunca, bilenler de bilirler ki Anadolu da et, kemikten ayrıştırılınca kasap mantığına göre muamele yapılmaz. Kemiğin üzerinde belli bir oran da et bilinçli olarak bırakılır, kemik haşlanır ve kemiğin ve üzerinde ki kısmi et parçacıklarının kokusu suyuna siner ve o su ile de pilav pişirilirdi.

Eee yani?

Malum, son dönemlerde kimi bayat, lüzumsuz, gereksiz, anlam ve önemini yitirmiş başörtüsü/ örtülü üzerinden ferdi ve fevri davranışlara binaen kemik kemirme girişiminde bulunulmuştur. Ve tabi bu kemik kemirme girişimine bir de tersi taraftan, yani M. Kemal'e karşı yapılmış yakışıksız söz, fiil ve yaklaşımlar gösterilerek de yapılmakta ve bu açlıktan (!) gözü dönmüş kesimin kemik kemirme seremonilerine tanık olmaktayız.

Bir dönem bu tip verimsiz döngülerden epey bir kesim ekmek yemiş ve tarafın en masum ve mazlumu olan kesimler ise her zaman olduğu gibi yine en çok zarar eden kesim olmuştur. Taraftarı ve ya karşıtı gibi görünen kimi Cin Ali kisveli zümre, but but et ve üstelik en yağlı tarafını löp löp götürürlerken, kurguyu çözememiş, senaryoya dair akıl yürütememiş, sahne ve dekordan yana zokayı yutmuş bir kesim ise, bu aşağılık oyuna bir de figüran olarak ikinci kez kazığı yemiştir.

Olaya, neresinden ve nasıl bakarsanız bakın, haylice şerbetlenmiş bir millet olduğumuzdan hareketle, mevcut salaksı eyleme prim vermemiş ve bu kemik kemiricilerin kemiklerine yağ sürülmemiştir. Sağduyunun ve akli selim davranışın hakim olması dolayısıyla kurgu, hareket alanı bulamamış ve çirkef oyun daha en başında iken kadük kalmıştır.

Kimsenin yaşam tarzı, giyim kuşam kültürü, inanç ve ibadet anlayışı bir başka kesimin standartlarına uymak gibi bir mükellefiyet altında olmadığı gibi, kimse kimsenin başına dikilmiş Cehennem zebanisi de değildir.

Herkes, hem hakkını ve hem de haddini bilmek zorundadır. Bu hak ve haddi bilmenin en büyük getirisi olan yağ, bal ve kaymağı da, yine hakkını ve haddini bilenlerin yiyeceklerinin de altını çizmek istiyorum. Zira toplumsal uzlaşma, barış, sükunet, saygı ve sevgi, o toplumun bütün katmanlarının başarısına, her türlü kazanımlarına direk etki edeceği içindir ki, hak ve had bilmek kişinin kendisi ve içerisinde bulunduğu topluma yatırım yaptığı anlamını taşımaktadır.

Açığı kapılısı, muhafazakarı seküleri her bir ağızdan bu tip iğrenç kurgu ve ajitatif hareketlere senkronize ve kolektif tepki vermeli ve avuçlarını ovuşturup çıkacak kargaşa ve kaostan beslenmek isteyen kemiricileri bir kez daha kemiksiz bırakmanın ortak hazzını yaşamalıdırlar.

Bu tip kemiricilere öylesi bir ders verilmelidir ki; tedavüle sokulmuş iğrenç, ucuz ve bayat girişimlerden artık kimseye ekmek çıkmayacağını, toplum olarak kimseye bir karışlık saha ve bir anlık imkan dahi verilmeyeceğini en keskin şekilde gösterebilmeliyiz.

Birbirimizin farklılıklarını saygı içerisinde karşılayacak olgunluğu gösterebilmeli, bu saygı ve olgunluktan hareketle kimse kimseyi ötekileştirici, ayrıştırıcı ve kategorize edici söz, eylem ve fiillerden hassasiyetle kaçınmalıyız.

Böylesi bir olgunluk sadece bizlerin değil, gelecek nesillerinde aynı coğrafya da daha huzurlu, daha barışık ve daha refah içerisinde yaşamalarının da en sağlam garantisi olacaktır.

Unutulmamalıdır ki!

Bir anlık yanılgımız, bir anlık hatamız, bir anlık gafletimizin hemen sonrasında, birilerinin anın da sahaya gireceğinden ve en olmadık alçak girişimlerde bulunacaklarından yana hiç kimsenin kuşkusu olmasın. İşte bu sebepledir ki, uzun yıllardır birbirimizi ezerek, birbirimizi kırarak, birbirimizi yiyerek harcadığımız enerjinin ne denli kıymetli ne kadar hayati olduğunu anlamak, kavramak ve son derece zihni bir berraklık içerisinde olmak zorundayız.

Zira kemik kemirenlerin bu denli küstah davranıyor olmalarının alt yapısını tahlil edecek olursak eğer, bu fiilin ilk faillerinin bizler olduğunu görmekten yana zorlanmayacağız!!