KAZANAN HEP ANNELER OLSUN

Kazanan hep Anneler olsun. Kazanan tek anneler olsun diye bir dilek ve temenimin gerekçesi, Annelik duygu ve düşünce Dünyasında ki hasbilik, duruluk ve temizliğin kendisidir.

Böylesi hasbi, temiz, pazarlık ve kirli hesaplardan azade Anne ve onun duygularını dahi aşağılık hesaplarımıza kurban vermişliğin utancını dahi yaşamayan, yaşamaktan da fersah fersah uzak bir toplum oluverdik.

Nasıl bu hale geliverdik konusu ayrı bir bahis. Ama böylesi ulvi bir haykırışa, böylesi saf, temiz, hesapsız ve çıkarsız yakarışa dahi siyasi ve ideolojik ayrışma halimiz, hem sosyolojik ve hem de patolojik derin araştırma konuları arasındadır.

Ayrıştırmaya gerek dahi duymaksızın, Anne Annedir ve kazananlar hep Anneler olsun tezimin inat ve ısrarla arkasında durarak, gerek Devletten ve gerekse PKK’dan evlatlarını isteyen tüm temiz duygulu Anneleri hürmet ve saygı ile selamlıyorum.

Günümüzün günceli olması hasebiyle HDP ve dolayısıyla PKK’dan çocuklarını isteyen, istemekle beraber ciğerleri parçalayan bu feryat ve figan mutlaka toplumsal bir destek bulmalı ve bu Annelerin ulvi çağrısı toplumun tüm kesimlerince desteklenmelidir diye düşünüyorum.

Zihni kotası, hepi topu üç cümle ile sınırlı bir gurup aklı evvelin çığırtlanlıkları, bir takım dezenformasyon girişimleri böylesi kutsi çağrı ve feryadın önüne geçmemelidir. Bu feryat, her ne kadar kendi içerisinde salt bir Anne çığlığı ve feryadı olsa da bütün ülke ve Milletin hayrına olan bir çığlıktır. Ülke ve Milletin kendisi için bir umut, bir ışık ve bir kurtuluş vesilesi olacak çığlıktır.

Öyle ki!

Huder Genel Başkanı, Yazar ve Avukat Sayın Hüseyin Kaya’nın tamamen katıldığım tespit ve önerisiyle, Şehit ve Gazi Annelerinin mutlaka kucaklaması ve sahiplenmesi gereken bir çığlıktır. Zira her iki tarafta Annedir ve her iki tarafta evlat acısının ne demek olduğunu en iyi bilmesinin yanı sıra, başka Annelerin de bu yürek yangını acıya gark olmasının önünde ki en büyük engel olacak zümredir.

Bu farklı gibi görünen ama ortak noktaları Anne/ ANA olmalarının yanı sıra yürekleri yangın yerine dönmüş Anne olmalarıdır. Böylesi bir Anne ortaklığının nasıl büyük bir ses getireceğini, nasıl arş-ı Alayı titreteceğini kestirebilmek dahi mümkün değildir.

Sanatçısı, aydını, sporcusu, fırıncısı, öğretmeni, çiftçisi ve toplumun tüm kesimlerinin içten ve pazarlıksız kulak vermesi ve kucaklaması gereken bir çağrı ve bir feryattır. Amaların, fakatların, lakinlerin zerre kadar değerinin olmadığı her cümle, daha söylenmeden yutkunulması gereken, illaki söylenecek sözlerin varlığını kabul etsek bile ötelenmesi gereken bir zaman dilimi içerisindeyiz.

Anneler ağlıyor, Analar feryat ve figan ediyor. Yıllardır yürekleri yangın yerine dönmüş, kimileri kaybettikleri evlatlarının ve kimileri de ölü mü sağ mı? Bunu dahi bilmedikleri evlatlarının acısı ile yanıp kavrulurken, bu Anneleri anlamak ve destek vermek için bizlerin de evlatlarını aynı şekilde kaybetmemiz mi gerekmektedir!?

Tüm Türkiye toplumunun ortak acısı, ortak sancısı ve ortak çığlığı olması gereken bu ANA çığlıkları, umarsız ve duyarsız kalındığı zaman çok daha büyük yıkım ve kayıpların gerekçesi olacağını kestirebilmek bu kadar mı zor!?

Hangi tarafta olursa olsun bir Anne için o bir evlattır ve onu kaybetmek o Anne için bir ömür yıkım demektir. O yanlış tarafta, terör tarafında olan çocukları kazanmak, onların ailelerinin gönlünü fethetmek ve sonrasın da toplumsal barışı oluşturmak, işte o farklı tarafta görünen çocukları ve aileleri sahiplenmekten geçtiğini anlamak bu kadar mı derin bir mevzu!?

Ülkemiz, Milletimiz, geleceğimiz olan yavrularımız için bir muştu niteliği taşıyan bu çağrı sahipsiz kalmak bir kenara, alabildiğince samimi ve alabildiğince güçlü şekilde kucaklanmalı ve toplumun her kesiminin bu acı ve sancıya kulak vermesinin tam zamanıdır.

Kazanan hep Anneler olsun. Kazanan tek anneler olsun. Kazanan her zaman Anneler olsun.

Annesi kazanmış bir toplumun hepsi kazançlı çıkacaktır…