Türkiye, geçmişin önemli sırlarını taşıyan bir devlettir.

Türkiye, geçmişin önemli sırlarını taşıyan bir devlettir. Bu sırlar Türkiye’nin en büyük maddi ve manevi gücüdür. Bu kadim sırları elbet ki sır kâtipleri biliyor. Bundan hiç şüphem yok lakin sırların yavaş yavaş açığa çıkması ile büyük bir mücadele başlayacak. Bu mücadele tarihte Hak ile Batılın hiç olmadığı kadar büyük bir mücadelesi olacak. Bu mücadele de kadim sırlar büyük bir rol oynayacak. Bu mücadele de bölge coğrafyasındaki sırlar da Türkiye’dekiler ile birleşecek…

Evet, dünya hiç olmadığı kadar önemli olaylar ile sarsılacak. Burada ki metafizik olaylar önemli bir konumda olacak. İşte tam da böyle bir zamanda Türkiye’de önemli sırlar ve bu sırların gücü yavaş yavaş açığa çıkacaktır. Bu sırların bazılarını son çıkan ‘’Derin Dünya Devleti Ve Ortadoğu’’ adlı kitabımın son bölümlerinde az da olsa bahsettim. Ama bu yazımda özellikle birinden belki de en önemlisi sayılabilecek bir sırdan bahsetmek istiyorum. Bu önemli sır ‘’Barnabas İncili’dir.’’ Bu İncil hakkında çok şey yazıldı çizildi ama benim emin olduğum husus şudur ki; bu İncilin orijinal yazmasının hala Türkiye’de olduğudur. Bu İncil’i başta Vatikan olmak üzere pek çok önemli güç odağı ele geçirmek için önemli mücadeleler verdi ve bugün de vermektedir. Vatikan’ın Türkiye’deki yapılanmasının en büyük ayaklarından olan bir takım teşkilatlar bu iş için bilgi ve belge taraması yapmaya devam ediyor. Barnabas İncili’nin orijinal yazma nüshasının çıkması durumunda Vatikan yani Papalık büyük bir travma ile karşı karşıya kalabilir. İşte bunun farkında olan ve Vatikan’da göreve gelen hemen hemen her Papa’nın da uğraştığı en önemli konuların başında bu İncil gelmektedir.

Peki, bu İncil’in önemi nedir ve Vatikan için neden bu kadar önemlidir? Bilmeyenler için öneminden bir kez daha bahsetmek iyi olacaktır… ‘’ Barnabas İncil’inde teslis inancı reddedilmiş ve İsa'nın ilahlığı kabul edilmemiştir. İkinci olarak, Barnabas İncil’inde İbrahim tarafından kurban edilmek istenen kişi İsmail olarak gösterilmiştir. Oysaki Hıristiyanlık inancında İbrahim'in İshak'ı kurban etmek istediği benimsenmiştir. Barnabas İncil’inin yasaklanması 325 yılında gerçekleşmiştir. Bazı kişilerin iddialarına göre İznik Konsili'nin toplanmasından çıkan karar doğrultusunda teslis inancı resmiyetleştirilip Katolik Kilisesi için o ana kadar yazılan üç yüz farklı İncil'den sadece teslis inancını benimseyen dört tanesi kullanılmak üzere seçilerek diğer bütün İncillerin yok edilmesi kararı verilmiştir. Barnabas İncili de bu yasaklanıp yok edilen İncillerin içerisinde bulunmaktadır fakat bu iddia herhangi bir şekilde kanıtlanamamıştır. Bugün elde mevcut olan en eski Barnabas İncili nüshası, 1709 yılında Prusya Kralı'nın sarayında danışman olarak çalışan Krimer'in elinde bulunmuş olup İtalyanca olarak yazılmıştır.’’

İsa'nın anadili olduğuna inanılan Aramice kullanılmış olması Barnabas İncil’inin en önemli özelliğidir. Vatikan tarafından "apokrif" İncil olarak tanımlanmaktadır; yani varlığı kabul edilen ancak içeriği Vatikan tarafından kabul edilmeyen İnciller sınıfındadır. Bu İncil zamanı geldiğinde ortaya çıktığında Hıristiyanlık dünyasında pek çok tabuyu yıkılacaktır. Bu Tabular içinde kendini uzun yıllar gizlemiş olan Vatikan’da bu yıkımdan payını fazlası ile alacaktır.

Daha önce ki yazılarımda da bahsettiğim gibi, peşindeki herkesi ölüme sürükleyen bu İncil’in koruyucu sahipleri yani sır emanetçileri muhakkak vardır ve vazifelidirler. Her şey zamanını bekliyor ve zamanından önce hiçbir şey olmaz. Barnabas İncil’i uğrunda yapılan mücadeleler ve pek çok olay da geçmişte olduğu gibi halen devam ediyor. Vatikan Derin Devleti ile Türkiye’deki sır emanetçileri yani devletler kurup devletler yıkanlar arasındaki bu amansız ve gizli savaş iyice alevlenmiş durumdadır. Her ne olursa olsun Allah daha Nurunu tamamlamadı. Şüphesiz Hak gelecek ve Batıl zail olacak. İslam güneşi dört bir yandan dünyayı aydınlatacaktır İnşAllah…

Ve son söz: ‘’ Hiçbir sır zamanından önce açılmaz’’