Katar olayı

Katar, 1915 yılına kadar Osmanlı Devleti, Basra Valiliğine bağlı bir yarımada idi.

İttihat Terakki hainleri devleti yıkınca, Kutül Amare Zaferi’ne rağmen,

İngiliz işgaline uğrayan İstanbul,

Muzaffer orduyu Irak’tan çekti.

Bölgeyi İngilizler silahsız işgal etti.

Bu arada Katar’ı da işgal etti.

İngiltere, Arap dünyasını düzenlerken, parçalarken,

Katarı kendi işgalinde tuttu.

1971 yılında Katar bağımsız bir devlet oldu.

***

Dünyanın en zengin doğal gaz rezervlerinden biri olarak,

Şu anda dünyanın fert başına düşen milli geliri en yüksek ülkesidir.

Bu rakam yıllık her ferde düşen miktar 125.000 dolardır.

Nüfusu 2.5 milyondur.

% 17’si yerli Arap kökenli, kalanı Filipin, Bengladeş, Hint ve Pakistanlıdır.

Katar’ı yöneten El Sani ailesi,

Büyük servete sahiptir.

Paralarını genelde İngiltere ve ABD bankalarında tutmaktadırlar.

Ancak son zamanlarda ABD bankalarının Arap zenginlerinin parasını vermemesi,

Körfez sermayesini ürkütmüş, Yatırımlar için Türkiye’yi tercih etmişlerdir.

Özellikle Katar’ın yüklü miktarda Türkiye yatırımı,

Türk parasına 15 Temmuz sonrası yapılan operasyona karşı,

Katarın yeni yatırımlara gitmesi,

Düşman Batı’yı ve onun hempalarını kızdırdı.

Trump’ın Arabistan gezisinden sonra onlara silah vererek paralarını alması,

Bu kararını, Katar’a uygulayamaması ABD’nin kışkırtması ile

Körfez ülkeleri ve Mısır’ı Katar’a ambargo uygulattı.

***

Gerçi Katar, mağdur Arap halkına yardımlar yapıyordu.

Mesela Filistin’e ve Gazze’nin meşru hükümeti Hamas’a yardım ediyordu.

Seçimle iş başına gelen Mısır’ın Mürsi hükümetine de yardım yapmıştı.

İsrail buna kızdı. Önce ABD’yi ve sonra da onun yoluyla 7 Arap ülkesini

Kata’ra ambargo için kışkırttı.

Türkiye de bu ambargoları tanımadı.

Katara asker sevkiyatı yapınca, ABD korktu.

İran da Katar’dan yana oldu.

Türkiye ve İran Katar’a gıda girişi yaptılar.

Trump, ukala tavırlarla emir Sani’yi ABD’ye çağırdı. O da ret etti.

Bu durum ABD’nin Ortadoğu’daki gücünü kırdı.

Bu arada nacizane devamlı yazdığım Türk-İran işbirliğine fırsat çıktı.

Bu arada ABD’nin yenilmez sanılan gücü zaafa uğradı.

***

İnisiyatifi elinden kaçıran ve her şeyi kendinin yönlendireceğini sanan,

Her zaman tehditle İslam ülkelerini yönlendiren Batı kuyruğunu kısarak,

Yani Alman Başbakanı Merkel,

Türkiye ve İran’ın da içinde olduğu bir konferans istedi.

ABD Dışişleri Bakanı ‘ambargoyu hafifletin’ dedi.

Yani zor oyunu bozdu.

***

Şimdi her şey açıkça ortaya çıktı ki,

ABD kendi çıkarı ve İsrail’in güvenliği için Ortadoğu’yu yeniden yapılandırmaya,

Yeni emperyalist emeller gütmeye başladı.

***

Ancak görüldü ki ABD her şeyi yapamazmış.

Türkiye İran bir olunca kimsenin gücü yetmezmiş.

İşte bu safhadan sonra, eğer Türkiye daha bağımsız,

Daha hür hareket ederse,

Hem devletin güvenliği, hem bölünmezliği sağlanabilir.

DEAŞ ve PKK /PYG’nin ortadan kaldırılması da kolaylaşır.

Katar olayı belki bir rahmete vesile olmuştur.