BÜTÜN bu saydıklarımı yapabilirsiniz… Zaten yapacaksınız… Bunlara itirazım yok:

*Sabah kahvaltınızı yapın, işe gidin.

*İşiniz neyse onu yapın.

*Öğle yemeği yiyin.

*İşe devam.

*İkindi çayı fena olmaz.

*Mesai bitince eve dönebilirsiniz. İstanbul’da yaşıyorsanız bu dönüş zor ve cefalı olur ama yine de düşe kalka yuvanıza varırsınız.

*Lüzumlu, gerekli her rutin şeyi yapın. Markete, berbere gidin… Arada bir gezin, yazın piknik yapın…

Bu saydıklarım madalyonun bir yüzü. Günlük rutin işler yüzü.

Malumunuz madalyon denilen şeyin bir de ikinci yüzü vardır. Ona bakmayı ihmal etmemenizi tavsiye ediyorum.

*Doğal gaz ile ısınıyorsanız, kesildiği takdirde ne yapacaksanız, ne çare ve çözümler bulacaksınız, şimdiden ciddî şekilde düşünün, taşının.

*İnşaallah savaş olmaz, olursa tedbirsiz yakalanmayın.

*Gerektiğinde, büyük şehri terk edip kırsal kesime nasıl gideceksiniz?

*Ama şu kadar ama bu kadar, büyük zelzeleye hazır mısınız?

*Eviniz hasar görür, siz sağ kalırsanız çadırınızı nereye kuracaksınız?

*Çadırda nasıl ısınacaksınız?

*En az bir haftalık yiyecek ve içecek stoğunuz var mıdır?

*İlk yardım malzemeniz… El feneriniz… İçecek suyunuz… Peksimetiniz…

*Uyku tulumunuz, battaniyeniz.

*Seyyar WC’niz.

*Parasız kalırsanız ne yapacaksınız?

Ufuklarda simsiyah bulutlar var… Gök gürlüyor, şimşekler çakıyor… Yağmur yağınca bazı yerleri su basıyor… Zenginler gülerken mülteciler ve fakirler ağlıyor… Ahlaksızlık, iffetsizlik, azgınlık, namussuzluk, vicdansızlık çok arttı… Ortadoğu kazan gibi kaynıyor… Uçaklardan sivil halkın üzerine korkunç fosfor bombaları atılıyor…

Şu tehditleri hiç unutmamanız gerekir:

İleride büyük bir krizde kimyevî ve biyolojik silahlar kullanılabilir… Nükleer savaş tehlikesi var mı?..

Siyasî tarih kültürüne sahip misiniz?.. Birinci dünya savaşı nasıl başlamıştı biliyor musunuz?.. İkincisi nasıl başlamıştı?.. Kaçar yıl sürmüştü?

İnsanlığın elinde o kadar öldürücü, yıkıcı silah var ki, üçüncü savaşta yedi milyarın altısı yok olabilir…

Eskiden bombaların altında kalmayanlar güvende oluyordu. Nükleer savaşta artık o garanti yok. Bin km uzağa atılan atom silahının zehirli, öldürücü radyasyonlarını rüzgarlar, bulutlar, yağmurlar getiriyor.

Kaz dağlarının tenha bir yerindeki yazlığınızda güvende değilsiniz.

Dindarlara soruyorum. Siz âhir zamandaki Beni Asfar’ların kimler olduğunu biliyor musunuz?

Kostantaniyeyi bir müddet işgal edeceklerinden haberiniz var mı?

Fırat nehrinin altından çıkacak olan altın, şu pis kokulu kara altın olmasın?

Tehlike halinde çoluk çocuğumla otomobilime biner yazlığıma giderim mi diyorsunuz?.. Nasıl gideceksiniz?.. Normal zamanda bile evinizden işinize, işinizden evinize haysiyetinizle ve kolayca gidemiyorsunuz.

Siz yine kahvaltınızı güzelce yapın ama benim dediklerimi de sakın kulak ardı etmeyin.

Allahü Teala hazretlerine her zaman, her an büyük ihtiyacımız var. Bunu ileride çok iyi anlayacaksınız. Allah ile aranız nasıl? Sizden razı mıdır? Yüzünüz var mı?

Kötü günler için, belaları savmak için ne kadar sadaka vermiştiniz?

Bilmeniz gerekir: Resulullah Efendimizin (Salat ve selam olsun ona) az sadaka çok belayı def’ eder meâlinde hadisi vardır.

Sakın Türkiye’ye bir şey olmaz, bana bir şey olmaz demeyin. Bu dünya çok acayip bir yerdir, çok şeyler olabilir.

Tarihin savaşlı yılları savaşsız yıllarından daha çoktur.

Üçüncü dünya savaşı başlamadı ama bir sürü mevzii savaş var.

Suriye’de olup bitenler savaş değil de nedir?

Afganistanda savaş var. Türkiyenin güneyinde savaş var, Libyada iki ayrı devlet kuruldu, savaş var. Nijeryada savaş, daha bir yığın ülkede hep savaş.

Savaşa hazır olmayan devletler, ülkeler, toplumlar, fertler, ihmal ve gafletlerinden dolayı çok acılar ve sıkıntılar çekerler.

Savaştan başka büyük felaketler de var. Ayak sesleri duyulan büyük İstanbul ve Marmara depremi bunlardan biridir.

Bana, İstanbul’da büyük deprem olmayacaktır diyen bir tek uzman gösterebilir misiniz? Hepsi olacak diyor da tarih veremiyor. Depremin tarihi gayba ait bir bilgidir, onu ancak mutlak ilim sahibi Allah bilir.

Tedbir tedbir tedbir… Çare çare çare… Çözüm çözüm çözüm… Bunlar bizde ya hiç yok, yahut yetersiz ve az.

İstanbulda, Allah saklasın ve korusun, büyük bir zelzele olduğu zaman evleri hasar gören milyonlarca depremzede nerede çadır kuracak ve barınacak? Rantçılar onlara yer bıraktı mı ki…

Kışın olursa nasıl ısınacak?.. Nasıl ekmek ve su bulacak?

Yaralılar nerede tedavi edilecek?

İnsanlar tuvalet ihtiyaçlarını nasıl giderecek?

Yağmacılarla nasıl mücadele edilecek?

Gözlerini toprak doyursun, rantçılar İstanbulu ve civarını bitirdi.

Büyük krizlere, büyük savaşa, büyük zelzeleye hazırlanalım.

En büyük tedbir Allaha sığınmak, O’nun yardım ve korumasını istemektir. Bunun sebepleri vardır, onlara tevessül edelim.

Çocukluğumda Rusya Finlandiyaya saldırmıştı. Küçük Finlandiya dev Rusya ile başa çıkmıştı. Biz şu anda Finlandiyadan çok daha nüfuslu, büyük ve güçlüyüz. Allah bize yardım ederse galip geliriz.

Kur’anda “Nice az topluluk, Allahın izniyle büyük topluluğa galip gelmiştir” mealinde ayet vardır.

En büyük güçler şunlardır: Sahih bir iman… Beş vakit namazı dosdoğru kılmak… Allaha itaatli olmak… Resulullaha (Salat ve selam olsun ona) biatli olup Sünnetini tutmak… Şeriata yapışmak… Ahlaklı ve faziletli olmak… Ümmet birliği, ittihad, uhuvvet… Zamanın İmamına biat ve itaat… Taqva, zühd, ihlas…