Kafkaslar’da Osmanlı hakimiyeti mücadelesi-2

Kafkaslarda Osmanlı – Rus Mücadelesi

  1. Yüzyıldan itibaren Rusların Kafkaslara sarkma süreci başlamıştır. Osmanlı Devleti’nin zayıflaması ve batı karşısında Karlofça Antlaşması ile geri çekilmesi Rusların Türk topraklarına cesaretle saldırmasına yol açmıştır. Bu dönemde Kafkaslar; Safevi, Osmanlı ve Rusya arasında hakimiyet mücadelesi verilen dönem olmuştur. Safeviler zayıfladıkları için bölge üzerindeki otoritelerini kaybetmiş ve bölgedeki beyler bağımsız faaliyet göstermiştir. Safeviler, Kafkaslardaki hakimiyetini kaybetmemek için Osmanlılara karşı Rusya’yı kullanmaya çalıştı. Rusya, bölgedeki halkları Osmanlılara karşı kışkırttığı gibi, Osmanlı’nın bölgeden sürülmesi üzerine Gürcü toprakların alınıp kendilerine iade edileceği vaadinde bulunmuştur. Bölgede Ruslara ve Safevilere karşı isyan eden Hacı Davud’u destekleyen Osmanlı onu Şirvan ve Dağıstan hanı ilan etti. Rusya’nın 1723 yılında Bakü’yü işgal etmesi üzerine Osmanlı Devleti de harekete geçti. Osmanlı’nın bölgeye yönelmesi üzerine Rusya ile Osmanlı Devleti arasında 12 Temmuz 1724 yılında İstanbul Antlaşması imzalanarak iki tarafın Kafkaslardaki sınırları belirlendi. Ejderhan’dan Astrahan’a kadar Hazar Denizi’nin batı ve güney kıyıları Rusya’ya, Güney Kafkasya’nın doğu kısmı ve Güney Azerbaycan ise Osmanlı Devletine bırakıldı. Şirvan’a özerklik verildi. Bu antlaşma ile Rusya’nın yüzyıllardır Kafkaslara yönelik sürdürdüğü emel gerçekleşmiş ve Hazar Denizine bir çıkış elde etmiş oldu. Safevilerle savaşan Rusya İran ile 1728 yılında anlaşma imzalayarak Derbend ve Gilan’a kadar olan yerleri aldı.

1801’de Gürcistan, 1804’de Gence Rusların eline geçmiş ve 1813 Gülistan Antlaşması ile Kaçarlar, Gürcistan ve Kuzey Azerbaycan’ı Ruslar’a vermişlerdir. 1828 Türkmençay Antlaşması ile de Karabağ, Revan, Nahçıvan, Gence yani Kuzey Azerbaycan Ruslara bırakılmıştır. Bölgeyi alan Rusya Revan, Karabağ ve Nahçıvan’a Ermenileri yerleştirerek bölgede kendi yandaşı Hristiyan unsuru doldurdu. Böylece ileride doğacak tüm sorunlara ve bu sorunlardan dolayı olaya müdahale edebilme imkanını elde etmiş oldu.

Azerbaycan’ın bölünmüş olması onlara vurulmuş olan en önemli ilk darbedir. İkinci önemli darbe ise İngilizlerin Farisileri destekleyip Kaçar hanedanlığını yıkıp yerine Farisi Pehlevi hanedanlığını kurmuşlardır. Bu durum, Güney Azerbaycan’ı da İran egemenliğine vermiş olmaktadır.

Osmanlı Devleti’nin Kafkaslar ve Karadeniz’in Kuzey bölgesini kontrol altına alan bağımlı hanlığı Kırım Hanlığı’dır. Fakat aslında Osmanlı Devleti’nin bölgeden çekilmesine, yenilmesine ve hatta meydanın Rusya’ya terk edilmesine de bu hanlık neden olmuştur. Her ne kadar Osmanlı Devletine bağlı gözükse de bölgenin hakimi Kırım hanlığıdır, arkasına aldığı Osmanlı Desteği ile de bu durumu tartışmasız kabul ettirmiştir. Fakat Osmanlı Devleti’nin bölgede Rusya’ya karşı yapacağı harekatlar nedeniyle güçlü bir şekilde girmesini kendisinin gücünü düşüreceğini düşünerek hep baltalamıştır. Örneği Sokullu’nun meşhur Don-Volga Projesini baltalamış, Osmanlı Devleti’nin Rusya’ya karşı 1563’de düzenlediği geniş çaplı Astrahan seferini Rusya’ya bildirmiş ve bölgeye gelen Osmanlı ordusuna ilgi göstermeyip zorluklar çıkarmış bu durum Osmanlı’nın teşebbüslerini yarım bırakmıştır. Kırım Hanlığı’nın en büyük sabıkası da Osmanlı’nın sonunu hazırlayan ll. Viyana kuşatmasındaki yenilgisinin baş müsebbibi olmasıdır.

Osmanlı Devleti bölgede Rusya’ya karşı mücadele etmeye çalışmasına rağmen genelde bölge halkları tarafından gerekli ilgiyi görmemiş, istenmemiş, çalışmaları hep sekteye uğratılılmıştır. Bir taraftan Safeviler ve diğer yandan Rusya ile bölge üzerinde mücadele ederken iki devletin de yerlilerden taraftarları bulunasına rağmen Osmanlı’ya olan bu destek zayıf olmuştur. Bölge hanlıkları Osmanlının bölgeye yerleşmesini kendi hakimiyetlerinin yok olması olarak yorumlamış, bunun yerine o dönemlerde daha zayıf gördükleri Rus ve Safevilerle dayanışma içerisinde olmalarını çıkarlarına daha uygun görmüşlerdir. Bu devletler zayıf görüldüğünden serbest hareket edebileceklerini düşünmüşlerdir. Yani bölgenin Rus egemenliğine girmesi aslında bölge yöneticilerinin basiretsizliği, kendi şahsi menfaatleri, Osmanlı Devletini güçlü bir şekilde desteklememeli gibi durumlar etken olmuştur.

Aslında Osmanlı Devletini zayıflatan devletlerin başında Rusya gelir ve bu mücadelenin temel nedeni Kafkaslar ve hasseten Kırım olmuştur. Kırım, bu kadar ihanete rağmen Osmanlı Devleti’nin Rusya’ya kaptırmaması gereken önemli bir toprağı olduğundan Ruslarla savaşmıştır.