Günün tamamına yakınında toplumun ahlaki değerlerine savaş açan televizyonlarda  Mübarek Ramazan Ayında fazlaca olmak üzere dini programlar yaptıklarını görüyoruz.

Günün tamamına yakınında toplumun ahlaki değerlerine savaş açan televizyonlarda Mübarek Ramazan Ayında fazlaca olmak üzere dini programlar yaptıklarını görüyoruz.

Bu programlar içerisinde İslami usullere göre icra edilenler olmakla birlikte büyük çoğunluğunun amacının farklı olduğunu düşünüyor, hatta inanıyorum.

Hoca diye bu programlara çıkartılanların çoğunun bozguncu olduğunu, bir kısmının içinin boş amaca hizmet etmekten uzak olduğunu görüyoruz.

Dini programın her şeyi dine uygun olmalı ki, insanlara faydalı olabilsin amma olmuyor olmuyor…

Olmuyor; çünkü, programlar İslami ölçülere uymuyor!

Bu programları kadın ve erkek birlikte yapıyorlar. Aşağı yukarı bütün programlarda hocanın karşısına bir bayan oturtuyorlar bir takım dini sualler soruluyor.

-Bu soruları bir erkek soramaz mı?

-Niye bir erkek bir kadın?

Bir de başları açık hoca tiplemeli kadınlar var ki, onlara diyecek bir şey bulamıyorum.

Böyle bir bayanın televizyonun birinde eski Diyanet İşleri Başkanının biriyle programına rastladım.

Düşün; eski Diyanet İşleri Başkanı!

Gerçi kime ne diyeceksin Diyanet TV'nin durumu da aynı.

İnanın, düşünüyor düşüyor mantıklı bir açıklamasını bulamıyorum.

En çok hayret ettiğim şey; bu programları yapanlar yapar da hocalar kadınlı erkekli programı niye kabul ediyorlar anlamıyorum!

-Programı erkek bir sunucuyla yapmak isteğini şart koşamıyorlar mı?

Şart koşamıyorsanız programa çıkmayınız, hiç olmazsa günah işlememiş olursunuz. Bu televizyonlar normal hocaları bile bir müddet sonra etkisi altına alıp anormalleştiriyor!

Bir zamanlar ilahiyatçı bir profesör şov programlarının neredeyse vazgeçilmeziydi. Adam tam bir medya maymunuydu!

Bugüne kadar gelmiş geçmiş ve bundan sonra gelecek tüm maymunlardan bu adamla adlarını aynı cümlede kullandığım için çok çok özür dilerim.

Neyse konumuza dönelim.

Sunucu bayan bir hocayla program yapıyor, insan azıcık giyimine dikkat eder. Derdi din olsa hiç olmazsa bu programda biraz dikkatli olur; ancak, dertleri başka!

-Arkadaş bu hocanın hiç karşısındakine gözü kaymıyor mu?

-Şimdi biz bunları dile getirince kötü düşünceli oluyoruz, öyle mi?

Kimin kötü veya iyi düşünceli olduğunu Allah(c.c.) bilir. İslam'da ölçü var ve Müslüman bu ölçüye dikkat etmek zorundadır.

İslam harama sebep olan her şeyin haram olduğuna hükmeder. Müslümanın bu ikazı dikkate alması kendi lehine olup almaması aleyhinedir.

Zaruret olmadıkça hiçbir ortamda bir erkekle bir kadının baş başa kalması uygun olmadığı gibi kadın ve erkeklerin aynı ortamlarda program yapmaları da uygun değildir.

Maalesef, yüzde 99'nun kendisini Müslüman olarak tanımladığı ülkemin tüm alanlarında bu ölçüye dikkat edilmediği gibi, edilmesini söyleyenleri de suçlamaktadırlar.

Oysa ki, Allahü Teala;

'Ey Resulüm, müminlere söyle, harama bakmasınlar ve avret yerlerini haramlardan korusunlar! İmanı olan kadınlara da söyle, harama bakmasınlar ve avret yerlerini haramdan korusunlar!'(Nur Suresi 30) Buyuruyor.

Efendimiz(s.a.v.):

'Yabancı kadını görünce, yüzünüzü ondan ayırın! Ansızın görmek günah olmaz ise de tekrar bakmak günah olur.' (Ebu Davud, Darimi);

'Gözün zinası harama [namahreme] bakmak, dilin zinası fuhuş konuşmaktır.' (Buhari, Müslim, Ebu Davud) Buyuruyor.

İslam ölçü dinidir. Ölçüyü Allah(c.c.) ve Resulü(s.a.v.) koyar.

İslam'ın koyduğu ölçüye uyup uymamak kişinin kendi tercihi olup uyan mükafatını uymayan cezasını görür.

Din Müslümanın hem bu dünyası hem de ahiret huzuru için çok çok önemli olup hafife alınamaz!

Hiç kimse dinin hükümlerini kafasına göre yorumlayamaz ve herkes ölçüye uymak zorundadır!

Sözlerimin muhatabı Müslümanlar olup Müslüman olmayanlara ve münafıklara bir sözüm yoktur.