Geçtiğimiz sezon Futbol ve İzmir deyince akla kara bulutların en çok yoğunlaştığı bölge İzmir’in bu güzide kulüpleri geliyor denmeden geçilmez. 18 yıl aradan sonra biten hasretin ardına gelen senesi dolmadan küme düşmek mi dersin ?

Geçtiğimiz sezon Futbol ve İzmir deyince akla kara bulutların en çok yoğunlaştığı bölge İzmir'in bu güzide kulüpleri geliyor denmeden geçilmez. 18 yıl aradan sonra biten hasretin ardına gelen senesi dolmadan küme düşmek mi dersin ? Borçsuz,harçsız yanlış politikalar sonucunda küme düşmenin mi kaderi daha trajikti bu sene ? Bence hiç biri. Uygulanan mali politikalar, yanlış transfer çalışmaları, teknik direktörler konusunda uygulanan yanlış tercihler hepsinin beraberinde İzmir'in bu mihenk taşlarını beraberinde ortak kadere sürükledi.

Oldum olası İzmir futbolunda 'scout' transfer politikasının geliştirilemiyor olması aslında ne ekersen onu biçersin atasözünü nihayet de getirdi. Mali yönden de kulüplerin refah 'sağlamamak' için özel çabalarına da değinmeden geçmek olmaz. 1'e 3 uygulanan transfer ücretlerimi yoksa menajer ortaklıklı arkadaş,eş, dost vari transfer politikarı başlıca bu mali yönetimsizliği sindirilemez boyuta getirdi. Altay'ın bunca borç yüküyle beraber düşüyor olması bir nevi kamuoyunda absürt karşılanmıyor olsa da Göztepe'nin sıfır borç ile yaşadığı bu düşüş ayrıca taktire şayan seviyede olmuştur. Göztepe bazında zoru başarmak tabir-i caizse aslında tamda bu noktada gerçekleşiyor.

Yıllardan beridir yapmış olduğu transfer politikasında başarısızlığı istikrar kazanmıştır desem haksız olmam sanırsam. Bir elin 5 parmağını geçen bonservisiyle satılmış oyuncusu yoktur. Aynı şekilde altyapısından çıkarıp A takıma monte edilmiş isim duyurmuş oyuncusu kaç tanedir ki ? Yeni sezon yapılanmasında da Danimarkalı iş adamıyla birlikte gelen transferlerin yanı sıra henüz hala daha transferi kimin yürüttüğü bilinmeyen Göztepe'de eski yönetimi andıran boyutta politika izleniyor desem yanlış olmaz. Bunca borç yükü ve transfer yasağı olan Altay'da aslında taraftar ne kadar da endişeli de olsa şu 15 günde yapılan iç transferler Altay taraftarının da içini huzurlu hissettirmiştir.

Yoktan yaratılan, kulübün kayyuma gitmesinden buralara gelinen Altay'da; Ayhan Dündar ve yönetiminden yanı sıra şu an itibariyle Danimarkalı iş adamı Rasmus Ankersen sınıfta kalmış boyuttadır. Umarım İzmir futbolu adına güzel günler beraberinde eşlik eder ve güneş yeniden doğar. Çünkü her şeyden önce Süper Lig'in renk katılmasına ihtiyacı var..