İYİ Parti programı eleştirisi

İyi parti kurulunca, ilk işim parti programını incelemek oldu. Çünkü bir partinin ne yapacağı ve nasıl yapacağı konusu en iyi programından bilinir. Salonlarda ne konuşulduğu önemli değildir. Tabii programın beğendiğim hususları da oldu, beğenmediğim. Programdaki en önemli eksiklik, ne yapılacağı anlatılıyor, ama nasıl yapılacağı anlatılmıyor. Programın başında ilkelerimiz ve amaçlarımız bölümleri var. Ki bunlar soyut ifadeler aşağı yukarı her sağcı ve liberal partinin kabul ettiği ve amaç olarak anlattığı fikirlerdir. Başka bir deyişle, hiçbir sağcı ve liberal parti bu ilke ve amaçların tersini savunmaz.

Programın en sonunda, hedeflerimiz bölümünde, 14 hedef gösterilmiş, bunların ise sadece somut verilerler 10 tanesi ölçülebilir hedeflerdir. Üstelik de bu hedeflerin yarısının, kaç hükümet döneminde gerçekleştirileceği belirtilmemiştir. Bu hedefler 50 yılda ancak gerçekleşebilir denilip sürekli beklenilmesi istenirse, hedefler çekiciliğini kaybeder. Belirli bir süreye bağlanan hedeflerin gerçekleşmemesi halinde, ne yapılacağı belirtilmemiştir. Süreye bağlanyanmayan hedeflerin gerçekleşmemesi durumunda ne olacağı belli değil, üstelik de süre belirtilmeyen hedefler de diğerlerini etkileyen, dünyanın ilk 10 ekonomisi içine girmek gibi en önemli hedeflerden. Örneğin bu hedeflerin diğer yarısı için iktidara geldiğimizin ilk beş veya 10 yılda gerçekleştireceğiz, gerçekleştiremezsek, bir daha seçimlere girmeyeceğiz gibi bir bağlayıcı sonuç bildirilebilirdi. Ya da bunların hepsi vardı da ben anlayamadım, kafam karıştı.

Hiçbir sağcı ve liberal partinin tersini savunmayacağı İlkeler var, amaçlar var ve bunların sonucunda somut olarak gerçekleştirilmek istenen hedefler. Bu hedeflerinde; gerçekleşmesine hiçbir vatanını seven Türk vatandaşı itiraz etmez. Ancak ilkeler ve amaçlar ile “ne” yapılacağını (yani hedefler), belirtilmiş, nasıl yapılacağı (amaca götüren yöntemler) belirtilmemiştir. 10 büyük ekonomi içine gireceğiz ama nasıl gireceğiz. Programda anlatıldı da ben mi anlamadım, orada da kafam karıştı.

Bir programda ne yapılacağı anlatılır, nasıl yapılacağı anlatılmaz diyorsanız. Diğer muhalefet partileri de öyle yapıyor arada ki fark nedir. İktidar partileri öyle yapamaz, çünkü iktidar partileri icraatları ile somut olarak nasıl yaptığını gösterirler. Muhalefet partileri de bunu eleştirir. Somutu olanı soyut olanla eleştirmek kolaydır. Önemli olan, somut olanı, somut olanla eleştirmektir. Zor olan eleştirdiğiniz konuda somut bir yöntem söylersiniz. İnsanlarda sizin ne yapmak istediğiniz anlar.

Bu konuda somut örnekler verecek olursak; CHP, “dini özgürlüklerin yanındayım” diyor, ama iktidara gelince dini özgürlükler dediği fikri, nasıl uygulayacak bilinmiyor. Mesela diyebilir ki, ortaokul imam hatiplerinin kapatılmasını istiyorum, bunun yerine insanlar camilerde dinlerini öğrensin. Evet! Aynen böyle deyip, din özgürdür de diyebilir. Aynı CHP, dindar insanlar müftülüklerde nikah kıyması laikliğe aykırıdır; onlar illa devlet memuru olan müftüler tarafından değil, belediye memurları tarafından evlendirilsin, diyebilir. Dini özgürlük ile benim çocuğumun müftü önünde nikah kıymak istemesini bağdaştıramayabilir. Kısacası ne yapmak istediğin değil, nasıl yapmak istediğin önemli.

Gelelim, İYİ parti programının dış politika bölümündeki eksikliklere. 7. nci konu olan “dış politika” içinde, önemli konulardaki politik hedefler alt konu başlığı ile verilmiş. Konu başlıklarını vereyim, bakalım siz tahmin edebilecek misiniz eksiklikleri. 1- Avrupa birliği 2- Türk dünyası 3- Ortadoğu 4-Kıbrıs 5- Yunanistan 6-Karadeniz Ekonomik işbirliği (KEİ) 7- Yumuşak güç unsurları (TİKA, Yurt Dışı Türkler Başkanlığı, Yunus Emre Vakfı, Kızılay vb. kuruluşlar kastediliyor ) 8- Uluslararası göç ve terör 9- NATO Evet! Konu başlıklarından da görüleceği gibi, İslam dünyası başlığı veya İslam işbirliği Teşkilatı (İİT) ile ilgili hiçbir bilgi verilmemiş. İİT’den daha önemli bir konu olan D-8 ülkeleri ile olan ilişkiler konu başlığı yapılmamış. Oysaki, Gelişen Sekiz Ülke (D-8) bizzat Türkiye’nin kurduğu bir teşkilattır. D-8 ülkeleri ile olan yakınlığımız KEİ ülkeleri ile olan yakınlığımızdan daha fazladır. Bu nedenle D-8 ülkeleri ile olan ilişkilerimiz daha önemlidir. Dış politikadaki başlıkların önem sırasına göre yapıldığını düşünürsek, İslam ülkeleri ile olan ilişkilerimiz çok gerilerde kalmış sanki. Avrupa birliği ise en baş köşeye yerleşmiş. TİKA, Yurt Dışı Türkler Başkanlığı, Yunus Emre Vakfı, Kızılay gibi kuruluşların isminin geçtiği yerde İİT ve D-8’in isimlerinin geçmemesi beni üzdü. Afrika, başlığının olmaması da bir eksiklik olarak sayılmalıdır. İYİ parti programından ve özellikle dış politikasından, İYİ partinin Türk milliyetçisi, sağcı, liberal ve batılı yani dış ilişkilerin yönü İslam dünyasından daha çok batıya dönük (Avrupa birliğine önem vermesinden anladım) olduğu anlaşılıyor. Ya da ben öyle anladım. Yanlış bir anlamamışımdır inşallah.

Bence Türk dünyası ve batı ile olan ilişkilerimizi geliştirmek istediğimiz kadar İslam dünyası ve Afrika ile de ilişkilerimizi geliştirme amacında olmalıyız. Fikir özgürlüğünü ve refah toplumu olmayı İslam dünyası ve Afrika içinde istemeliyiz. En iyisini Allah bilir. Allah bizi doğruya ulaştırsın. Amin.