Kuşa pek meraklı bir adam varmış.

Kuşa pek meraklı bir adam varmış.

Yavru yetiştirir, sonra satarmış…

Bir gün oğlu ona demiş ki: Baba;

Yavrular evvelâ niçin acebâ,

Hiç de ötmüyorlar gelip de aşka;

Bir şey demiyorlar cik cikten başka.

Babası demiş ki; âdet böyledir,

İbtidâ dinlenir, sonra söylenir,

Dinlemekle hâsıl olur öğrenmek

Bilmek isteyene dinlemek gerek.

Bu sözleri dinle, iyice belle;

Sen de cır cır etme hocanı dinle.


Mesnevi’de geçen bu kıssadan da anlaşılacağı üzere dinlemek öğrenmenin ön şartıdır. Dinlemeyi bilmemek ise bizi cahil ve yetersiz kalma riskiyle karşı karşıya bırakır. Pahalı tecrübeler edinmeye yönlendirir. Gerçek dinleyici dinlemeye büyük bir saygı duyar. Zira dinleme en hızlı öğrenme yollarından biridir. Yıllar harcanarak elde edilmiş bir hayat tecrübesinin saniyeler içinde kavranmasına imkân verir.


İyi bir dinleyici sıra kendisine geldiğinde nasıl cevap vereceğine odaklanmaz. Önce meseleyi anlamaya çalışır. Onda baskın olan duygu bir tartışma kazanmak değil gerçeğe ulaşmaktır. Bu durum cevap hakkı doğmuşsa etkili cevaplar veremeyeceği anlamına gelmez. Zira etkili cevap vermenin yolu ancak etkili dinlemekten geçer.


İyi bir dinleyici konuşmacı ile arasındaki ortak noktaları belirler. Konuşmanın ana fikrini yan fikirlerinden ayırabilir. Konuşma boyunca toplamda kaç noktadan bahsedildiğini ve konuşmacıya bunların kaçında katıldığını kaçında katılmadığını sorgular. Konuşmacıyı hemen aykırı ilan etmez. Konuşmacıyla aynı düşünmedikleri noktalarda hem kendi fikirlerini hem de konuşmacının fikirlerini sorgular. Yanlış anlamaların önüne geçer.


İyi bir dinleyici her zaman konuşanın bir adım ilerisindedir. Onun hangi hamleyi yapabileceğini tahmin eder. Çünkü onun düşüncelerine sahiptir. İyi bir dinleyici konuşmacıyı yönlendirme potansiyeline sahiptir ve bunun farkındadır. Konuşmacı her zaman pas verir bunu gole çevirmek dinleyicinin elindedir.


İyi bir dinleyici olmak demek konuşanın muradını anlamak demektir. Çağımızda en çok ihtiyaç duyduğumuz insanlar da bizi anlayabilen insanlardır. Bu yüzden daha çok psikolog ve psikiyatra ihtiyaç duyuyoruz. İyi bir dinleyici de psikolog veya psikiyatr gibi sorular sorarak olayı anlamaya çalışır. Çok sayıda alakasız soru sormaz çünkü bu konuşmacının motivasyonunu düşürür. Sorduğu sorular kilit sorulardır ve anlatıcın bilerek ya da bilmeyerek bıraktığı boşlukları doldurmaya yöneliktir.


İyi bir dinleyici beden diline hâkimdir. Ben seni dinliyorum gibi bir ifadenin yeterli olmayacağını bilir. Yüzü ve bedeni konuşana dönüktür. Gerektiğinde notlar alır. Çünkü bazı durumlarda ne kadar dikkatli dinlerse dinlesin söylenenlerin hepsini aklında tutamayacağını bilir. Bu anlamda not tutmak ve etkin dinleyen bir vücut pozisyonu profesyonel yaşamın, nezaketin ve verimin vazgeçilmezlerindendir. Etkin konuşmacıyı etkin dinleyiciler ortaya çıkarır. Konuşanın kendini iyi hissetmesini, dinleyicileri ciddiye almasını ve onda dinleyicilere daha faydalı olma isteğinin artmasını sağlamak dinleyicilerin elindedir.


İyi bir dinleyici sonuna kadar dinler. Konuşmadaki tek bir cümleye ve ifadeye takılmaz. Çünkü eksik bilgi ile konuşmacıyı yargılamak onu ciddi yanlış anlamalara götürebilir. İyi bir dinleyici sistematik düşünür. Neyi, kimi, nerede, nasıl, niçin ve ne zaman dinlediğine dikkat eder. Zihnini yarım yamalak bilgilerle doldurmaz. Bu noktada etkin dinleme hem yanlış anlamaları önler hem de bilgimizdeki parçalanmışlığı giderir. Çünkü zihnimiz yarım yamalak bilgileri unutmaya daha yatkındır. Tam olarak gerçekleşmiş bir öğrenmenin hafızadaki yeri ise daha sağlamdır.


İyi bir dinleyici satır aralarını da dinler. Çünkü her konuşmada her şey ayrıntılı olarak ifade edilmez. Bazı gizli mesajlar her zaman vardır.