Kutlu şehir İstanbul'un maneviyatına öyle erler hizmet etti ki şehri selamlamaya çıktığınızda adım başı bu hali hissediyorsunuz. Nime’l ceyş hazaratı, fethin heyecanını asırlar öncesinden duymuşçasına bu sefere iştirak ettiler. Beldemizin Fatihi, Ebul Feth ve Gazi Fatih Muhammed Han hazretleri fetih için zahir kısımları tamam edip sıra mana kısmına gelince Akşemseddin Hazretlerinden aldığı mana eğitimiyle fethin hazırlıklarını çift taraflı (dünya-ahiret) şekilde meydana gelmesine vesile kıldı.
Yazımızda cümle nimel ceyşi ve evliya-ı kiramı selamlayıp teberrük olması açısından Hırka-i Şerif Mahallesi deyince yürekleri heyecanlanan gönül dostlarına o civarının sırlı erlerinden nime’l ceyş Kemâleddin Efendi Hazretlerinden bir nebzede olsa bahsetmeye çalışacağım.
Kemâleddin Efendi, Konya Aksekili olup Hazreti Fâtih Mehmed Hân ile İstanbul’un fethine katılan nime’l-ceyş’dendir. Adı ile anılan mescidin ilk bânîsidir.
Kabri yenilenmiş olup taşında şunlar yazılıdır:
Bânî-i Evvel Aksekî
Kemâleddîn Efendi
Rahmetullâh-ı Aleyh 857
Zamanla harâb olan Akseki Mescidi 17.asır’da ikinci bânîsi (bânî-i sânî) Reîsü’l-Küttâb Dal Mehmed Efendi tarafından yeniden yaptırılmıştır. Bu sebeple mescidin diğer bir adı Dal Mescidi’dir. Uzun yıllar metruk kalan mâbed H.1315-M.1897 senesinde üçüncü bânî (bânî-i sâlis) Hâcı Şevkî Efendi tarafından bugünkü şeklinde, ahşap ve çatılı olarak inşâ edilmiştir. Her iki zâtın kabride ilk bânî Akseki Kemâleddîn Efendi’nin medfûn bulunduğu mihrâb tarafındaki hazîrededir.
Mescidin giriş kapısı üstündeki kitâbede şunlar yazmaktadır:
Sa’yi meşkûr ola merhûm Kemâlüddînin
Dînîne devletine hizmet ile oldu said
Hazret-i Fâtih ile şehri Stanbula gelüb
Yapdı bu mescidi kim medfeni de ande bedid
Kalbi âşık gibi olmuş idi virâne ü harâb
İdüb ol ma’bedi mesdud felek ahdi medid
Yetişüb kıldı Hacı Şevkî Efendi ihyâ
Yeniden eyledi, ma’mur anı bâ sa’yi mezid
Hissemendi niami ecrü mesûbat itsun
Hırka-i pâki risâletiden anı rabbi mecid
Pederü maderinin rûhları şâd olarak
Bulalar cenneti alada safâ-i câvid
Sa’di beş vakıt gelüb okuna hangi târih
“Akseki Mescidi himmetile oldu tecdid”
Yâ Hû 1315, Ramazân-ı Şerîf
Fetihden sonra Konya-Akseki’den getirilen halk Sarıgüzel yakınlarındaki bu mahalleye yerleştirilmiş ve adına da Akseki denilmiştir.