“İstanbul’u fetheden Yunanlı”

Hoş değil elbette... Lâkin Ekrem İmamoğlu’na bir Yunan gazetesi neden böylesi dostça (kendileri açısından) destek verir, bunun da düşünülmesi gerekmiyor mu?

Demem o ki, tamam, diyelim ki iddianın aslı yok, tamamen yanlış..

Yunan basınında çıkan bir iddiayı bizden bir belediye başkanının “tamamen samimi ve yalnızca bir sualden ibaret” çıkışını da yanlış bulduk diyelim...

Ama bu sual hepimizin zihnini acıtmıyor mu? Merak dürtmüyor mu?

Acaba hazret Yunan palikaryasına neden cevap vermedi? Ve... “Sükût ikrardan gelir” hikmetli sözünü İmamoğlu hiç işitmemiş mi?

* * *

CHP’li Ekrem İmamoğlu gibi, Habertürk’ten bay Fatih Altaylı da AK Partili Tevfik Göksu’nun (kendisine ve tüm Trabzonlulara) "Pontuslu, Rum" dediği (bizce iftirasına) destek verdi...

Bunlar akıllarını peynir ekmekle mi yemişler, beyinleri dumura mı uğramış?

Adam bir sual ediyor yalnızca... Ahmet Hakan bile söyledi CNN Türk’te. “Ben 80 defa izledim sayın İmamoğlu, Tevfik Göksu kimseyi itham etmiyor sadece sizin neden cevap vermediğinizi soruyor” dedi...

Dedi ama adamın alnındaki hayá damarı çatlamış olacak ki, nazikçe “ben cevap verdim, vereceğim” falan gibi sözer yerine coştu köpürdü ve hem hakarete hem tehdide yorulacak sözler sarfetti..

Ekrem bey büyük puan kaybetti Ahmet Hakan’ın Tarafsız Bölge programındaki bu olumsuz ve panik tavrıyla...

Sanıyorum CNN Türk’ün programındaki bu tavrıyla seyircilerin tamamında “adam galiba gerçekten pontusçu, yoksa neden bu kadar kızsın ki güler geçerdi” düşüncesine sebep olmuştur...

Şahsen bendeniz öyle düşünmekten kendimi alamadım...

* * *

Proje çevrelerinde de aynı panik...

Ak Parti adayı muhterem Binali Yıldırım’ın 23 Haziran’da yenilenecek seçimlerde açıkara kazanma şansı, CHP adayı Ekrem İmamoğlu’na akıl veren PROJE ÇEVRELERİNİ de akıl dışı hattâ, “ahlâksız teklif”lerde bulunmaya kadar götürdü...

Maksat için her vasıta mübahtır Makyavelist anlayışındaki bu çevreler panik halindeki çıkışlarında yakayı ele veriyorlar... OdaTv’ye yazan Şeyda Taluk meselâ. Bakın nasıl bir ahlâksız teklifte bulunuyordu:

“Sandığa gitmeyen AKP seçmenlerinin, BİR KEZ DAHA SANDIĞA GİTMEMESİ İÇİN ÖZEL TAKTİKLERE BAŞ VURABİLİR. Bu alanda en kolay yollardan biri, rakibin kendisine değil, zayıflıklarına odaklanmak, oralardan kampanyasına zarar vermektir...”

* * *

Yeniçağ yazarı Ahmet Takan ise, “Kara Pazartesi'nin ardından seyrettiğim 2 futbol maçı, beni, aynı zamanda 23 Haziran'da tekrarlanacak İstanbul seçimlerini düşünmeye itti. (......) 23 Haziran'da oynanacak rövanş maçı, 31 Mart'tan daha çetin geçecek. Ancaak!.. Şu sıralar, Ekrem İmamaoğlu'nun kendisinde ve bazı takım arkadaşlarında ego şişikliğinin emarelerini görüyorum...” dedi köşesinde...

Şişsinler.. Milletimiz onların gazını alır nasılsa...

İstanbul’da sandığa gitmeyen bir (1) milyon seçmen!.. Şu hindi gibi kabaran Ekrem’e de din düşmanı, PKK yanlısı partisi CHP’ye de onlara destek veren münafıklara da hadlerini bildir...

Sakın gafillerden olma.. Son pişmanlık fayda vermez..