İsmail Kılıçaslan’ın “Yeni bir dindarlık önerisi”ne bir katkı

İsmail Kılıçaslan’ın “Yeni bir dindarlık önerisi (17 ekim 2017)” yazısını okuyunca, Müslümanların toplumsal bakış açısının değişmesi gerektiği konusunda yalnız olmadığımı düşünüp, çok sevindim. İslamcı yazarların, günlük politikaların dışına çıkarak, sıradan insanların günlük sorunlarını, islamın ilkelerine göre çözmeyi hedef alan düşünceler üretmesini, en büyük nafile ibadetlerden sayarım. Bende konunun irdelenmesinde ufacık bir katkı yapmak isterim.

***

Cemaatlerin mensupları, günlük hayatlarını islamın ilkelerine göre yaşamanın zorlukları ile karşılaştıkları halde; neden bu tür sorunlara proje üretmeyi tercih etmemektedirler? Cemaat liderlerine ve mensuplarına; “uyuşturucu ile mücadele etmenin dinin istediği, bir Salih amel midir?” şeklinde soru sorulacak olsa, eminim ki hepsi “evet din bunu bizden ister” diye cevap verirler. Hiçbir iyi niyetli Müslüman buna aykırı bir cevap vermez. Herkes aynı düşünüyorsa neden çözüm üretici projelere yönelme olmuyor? İşte asıl cevabı aranması gereken soru budur bence.

***

Hatta devlet kademelerinden görev alan her inanıştaki insanların dahi, islamın temel toplumsal hedefleri ile örtüşen, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı gibi toplumsal sorunlarda çözüm üretme niyetlerinin varlığı kesin olduğu halde; neden çözüm yollarında başarısız olunmaktadır? Hiç itiraz eden yok ama çözüm bulunamıyor. Neden? İşte temel cevap aranacak temel soru budur bence.

***

Dünyada yaşayan insanlar, sorunlarının ne olduğunu çok iyi bilmekte, ne yapılması gerektiği çok iyi bilmekte, ancak nasıl yapılması gerektiği bulmakta zorlanmakta, hatta başarısız olmaktadırlar. Bu nedenle insanlar savaşmak veya bir birine zararlar vermektedirler. Dünyadaki tüm insanlara sorsanız, barış istediklerini söylerler, ama dünyada her zaman savaşlar vardır. Ne yapılması gerektiğini bilmek çözümün ilk aşamasıdır ama nasıl yapılması gerektiğini bilmek çok zordur. Bu nedenle cemaatler sosyal sorunlara çözüm bulmakta başarısız. Çünkü eylemlerin teorisini üretmek, eylemleri hayata uygulamaktan daha zor bir alandır.

***

Eylemlerin yani yapılacak işlerin, ne olduğunu belirleme aşamasından, nasıl olması gerektiği aşamasına geçilerek projelere dönüştürülmesi cemaatler tarafından yapılamadığına göre bu işlerden her İslamcının sorumluluğu olduğu düşüncesinden hareket ederek; İslamcı yazarlar, İslami kaygılarla kurulan dernek ve vakıf yöneticileri belli platformlarda bir araya gelerek, sosyal projeler üretilmelidir. Üretilen projeler, internet sitesinde yayınlanarak kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Herkesin, projelerini göndererek yayınlayabileceği ve yayınlanmış projeleri okuyup öğrenebileceği bir “İslami sosyal proje bankası” olduğu internet sitesi, sorunların çözümüne çok büyük katkı sağlar.

***

Belki de cemaatlerin dönüşmesini beklemeden, sosyal sorunların çözümlerine kafa yoran İslamcı yazarlar bir araya gelir, bir proje bankası kurar bir gün. Ne diyelim. İnşaallah…