İslamofobi ve Batı aymazlığı

“Siz birbirinizden ayrılırsanız, hepinizi ok gibi birer birer kırıp parçalarlar: Oysa birlik olursanız, hiçbir kuvvet sizi kıramaz.” Oğuz Kağan

Fransa’nın yayınladığı deklarasyon tam manasıyla ırkçı, faşist ve İslam karşıtı bir paçavra olmaktan öteye geçmemiştir. Sözde bu bildiride Kur’an-ı Kerim’de yer alan Yahudi karşıtı ayetlerin çıkartılması ile ilgili olduğu düşüncesi varmış. Bu kâğıtta, ülkenin ileri gelenlerin imzası da mevcutmuş. Devlet başkanlığı yapmış birisinin insanları dinsel ya da kültürel anlamda ayrıştırması aymazlığın bizatihi kendisidir. Kin ve nefret âdete bunların içine işlemiş. Asıl söylemek istedikleri İslam nefretidir. Direk söylemeden, sözde tespit ettikleri bazı bahaneleri de öne sürerek İslam karşıtı düşünceleri perçinleştirmek istemesi ulaşılmak istedikleri hedeftir. Amaçları din düşmanlığı önlemek değil, aksine gerginliği tırmandırmaktır. Filistin halkına bakıldığında aslında kimin ne kadar düşmanlık yaptığı görülecektir. Yahudilerin zorla işgal ettikleri topraklara yerleşerek, aslı unsuru olan Filistin halkı dünyanın gözü önünde yerlerinden edilmektedir. Buna rağmen Hıristiyan ve Yahudi lobisi İslam’ı potansiyel suçlu ilan etmek için var gücüyle Avrupa’da kurum ve kuruluşlarca da gayret etmektedir.

Bugün İşid diye ürettikleri örgüt kim ve kimler tarafında finanse edildikleri az-çok bilinmektedir. Asıl amaçları bu tür yapıları ortaya atarak İslam’ı farklı göstererek istedikleri zaman istedikleri bölgeye müdahalesi söz konusu olsun. Çünkü başka şekilde saldıramayacağını düşündüğü için bu tür akla hayale gelmeyen bildiriler ortaya atarak tansiyonu yükseltmeye çalışılıyor. Şunu da unutmamak gerekir ki, Fransa’da Ermeni lobilerin kuvvetli olduğu herkesçe malumdur. Aslında diğer ülkelerde de güçlü olduğu da bir gerçektir. Bugün ermeni sorununu bir Ermeni’den daha çok savunun ülkeler var. Amaçları mağduriyet gidermek değil, bilakis genelde İslam’ı, özelde ise Türkiye’yi cezalandırmak istiyorlar.

ABD tarafın tek taraflı iptal edilen Nükleer antlaşması tam bir akıl tutulmasıdır. Adamlar canı nasıl isterse öyle davranıyorlar. Herhalde bunlar bu tür antlaşmaları oyun zannediyorlar. Birileri çıkıp bunlara anlatması gerekir. Aslında bu anlaşma tek taraflı feshedilemiyor, çünkü bu antlaşma; İran ile ABD, Almanya, Çin, Fransa, İngiltere ve Rusya arasında yapıldı. Çok ve uluslararası bir antlaşmadır. Antlaşma gereği silah yapımında uranyum geliştirme programı belli bir süreyle durdurulacak, buna karşılık ambargolar ve baskılar kaldırılacaktı. Tüm şartlara riayet eden ve aynı zamanda Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA)’da antlaşmaya uyduğunu olumlu olarak raporladı. Tüm bunlara rağmen adam iptal ediyor.

Kısacası kimin ne söylediği değil, canları nasıl istiyorlarsa öyle davranıyorlar. Hiçbir şey bunlar için bağlayıcı olmuyor. Hele de ABD’nin yavrusu olan İsrail’in Körfez ülkelerin başına bela olmuş vaziyette. En büyük sorunu da İran olarak gören ABD, bir şekilde dize getirmek istiyor. Onun için; hak, hukuk, adalet, antlaşma vs. gibi kavramlar hepsi boş bir kavram olmaktan öteye bir türlü gitmedi, gitmeyecek. Çünkü olaylara bakışı inanç üzerinde olduğu için bir yerlere varması zor görünüyor. Son tahlilde bize gösteriyor ki, İslam kimliğine sahip milletlerin bir ve birlikte hareket etmeleri elzem kılmıştır. Batı’nın uşağı olmadan, gerçek kimliği ile yürürse huzur kavramı gerçekleşme olasılığı olabilir.

Vesselam!