İslam ve Elektrik

Biz kayıp bir milletiz. Bu millet 17. Yüzyıldan sonra kaybolmuştur. Osmanlı Devleti’nin son birkaç yüzyılı ve cumhuriyet döneminin tamamında hep kayıptık. Durum bugün de böyle. Hala yolumuzu arıyoruz. Bu işi kendi içinde çözmüş bireylerden bahsetmiyorum. Toplumun ve devletin yönünden bahsediyorum. Yönümüzü bulamadık. Milletçe bir ideale bağlanamadık. Kişiliğimizi kuramadık. Kim olduğumuza karar veremedik. Deneme yanılma yolu ile taklit bir medeniyet kurmaya çalıştık. Ama toplumun bünyesi kabul etmedi.

Kendi medeniyetimizi kurmalı mıyız? Tabi ki evet. Kurmazsak tarihten her şeyimizle silinir gideriz. Kurmazsak köle oluruz. Medeni dünyanın sömürgesi ve oyuncağı olarak kalırız. Peki kendi medeniyetimizi kurmak için ne gereklidir? Medeniyet; orijinallik, iddia, motivasyon ve enerji gerektirir. Yani başlangıç ideolojisi ve bir tür çekirdek. Bir ilk patlama. Eski medeniyetimizin çekirdeği İslam dini ve ahlakı idi. Dünyaya açılmışsak açılma nedenimiz iş bulmak değildi. Allah’ın dinini yaymak ve yüceltmekti.

Ülkeyi son 20-25 yılda İslamcı gelenekten gelen insan ve hükümetlerin yönettiği bir gerçektir. Peki bu 20-25 yıl çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmak ve yeni bir medeniyetin tohumlarını ekmek için yeterli iken neden bugün sanki işin en başındaymışız gibi geliyor bize? Neden bu durumdan memnun olmayan her görüşten milyonlarca vatandaşımız var? İçimize sinmeyen ne?

Türkiye’de İslamcıların devleti yönetme hikayesi biraz da elektrikli arabanın hikayesine benzedi. Araba üretilse her görüşten insan kullanacak belki. Ama araba bir türlü üretilemedi. Arabadan kastım bir İslam ahlakıdır. Ahlakımızı üretsek herkes ona tabi olacak. Ama ortada o yüce hedefe taşıyacak güçlü ahlak yok.

Elektrikli araba yapmak İslamcı Toplum yaratmakla benzerdir. Yaparken meselenin sadece araba olmadığını, altyapı sorunlarınızın da korkunç seviyede olduğunuzu fark ediyorsunuz. İslam elektrik enerjisi gibidir. Diğer enerji türlerine göre ucuz ve temizdir. Kullanımı kolaydır. Ama ciddi bir altyapı gerektirir. Ülkemiz bu altyapıdan yani kaliteli İslam eğitiminden çok uzakta. Altyapı olmadığı için istediğimiz insan tipini yetiştiremiyoruz. İstediğimiz insan tipini yetiştiremeyince de istediğimiz yere gidemiyoruz. Altyapı yatırım ile olur. Mevcut kaynakların doğru kullanımı ile…

Lüks evler ve arabalar alacağımıza çocuklarımızı iyi eğitsek bu iş çoktan bitmişti. İslam ahlakı ve idealizmi çoktan üretilmişti. İslam; bizi iddia sahibi, kişilik sahibi, yapmıştı. Bizi kendimiz yapmış geçmişimiz ve tarihimiz ile bağlantı kurup yeni gelişme planları ortaya koymuştuk. İslam yeniden bizim davamız olmuştu. Ülke İslam olmadan 300 yılda alınacak yolu İslam’ın etkisi ile 30 yıldan az bir sürede almıştı.

Müslümanların bu yüzyılda tek görevleri altyapıdır. Bu görev zafer planı yapmak değil, zafere giden yolu hazırlamaktır. Şoku atlatmamız gerek. Sadece yönetenlerin veya sadece yönetilenlerin Müslümanlığı yetmez. Bu iş herkesi bağlar.