İslâm fıkhı oyuncak değildir!..

Diyanet İşleri Başkanı, “sigara içmek haramdır” fetvasını vermiş... Haliyle büyük bir tepki aldı bu kerameti kendinden menkul fetva..

Sayın Ali Erbaş’a bu fetvayı alel acele verdiren sebep ne ola ki? Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB), fetva yayınlayabilir lâkin yayınladığı fetvalar mutlaka İslâm fıkhı müçtehidlerinin verdiği fetvalar olmalıdır..

Kimse kendi kafasından hükmü verilmiş bir meseleye yeniden hüküm getiremez.. Sigara (tütün) kullanmak da fetvası İslâm müçtehidlerince verilmiş bir meseledir..

İslâm âlimleri bu konuyu yüzlerce kez tartışmıştı. Sonunda “haram” diyen müçtehid-i kiram ile “haram değildir” ve “mekruhtur” diyenlerin fetvaları cumhur (müçtehid-i kiram çoğunluğu) tarafından “tahrimen mekruh” olarak neticelendirilmişti. Yani sigara (tütün) harama yakın lâkin haram (kesin yasak) denilemeyecek şekilde fetvaya bağlandı..

Bunun anlamı cumhur ülema tarafından sigara “tahrimen mekruh” olarak fetvası yani, fıkhî hükmü verilmiş bir mesele oluyordu artık.

İmdi sualimizi tekrar edecek olursak, sayın Ali Erbaş’a bu fetvayı alel acele verdiren sebep hakkında fakirin kanaati şudur:

Maddeler halinde sıralayacak olursak:

1) Sayın Erbaş da diğer devlet memurları gibi bir memurdur ve makamı bağımsız değildir. Bu durumda da ipleri iktidarın elinde demektir..

2) İktidarın başı sayın CB Recep Tayyip Erdoğan sigaraya karşı haklı olarak bir savaş açmış ve bu hasseten çürüten nesneyi gençlerin elinden almak, daha sağlıklı bir toplum inşá etmek istemiştir..

3) Sigara ile topyekûn savaş için adım adım önce kapalı yerlerde tütün ve tütün mamüllerini kullanmak yasak edilmiş, daha sonra otobüs durakları gibi açık da olsa insanların dipdibe bulunduğu yerlerde de yasaklanmıştı..

4) FARAZİYE: Sayın Erdoğan bunlarla da yetinmemiş DİB’na “sigara konusunda bir fetva sipariş” etmiş olabilir: Bu sadece bendenizin kanaatidir, belirli bir kaynaktan böyle bir duyum almış değilim, vaziyet böyle değilse hem sayın CB’nından hem sayın DİB’nından özür dilerim..

5) Sigaraya verilecek haram fetvasının bu kerih (iğrenç) maddenin sağlık bozuculuğu konusunda toplumda tam bir konsensus (mutâbakat) olduğu düşünülerek İslâm fıkhının kadim fetvası görmezden gelinmiştir..

Durum her ne olursa olsun yapılan YANLIŞTIR.

Tersinden gidelim. Meselâ (ibreler öyle de gösteriyor) gün gelip herkes zinâ işlemeye başlasa, (gerçi Allah korusun o zaman bir Türk milletinden de bahsetmek mümkün olmazdı), DİB’lığı çıkıp “zinâ helâldir” diye bir fetva yayınlayabilir miydi, yayınlar mıydı veya?

Bu çok uç bir misâl oldu ise bizzat SİGARA üzerinden gidelim:

Toplumda sigara kahir ekseriyete yayılmış olsaydı, sayın CB Erdoğan da sigara tiryakisi fakat yine bugünkü gibi çok sevilen karizmatik bir dünya liderimiz olsaydı, acaba sayın Diyanet Başkanı Ali Erbaş “sigara helâldir” fetvasını yayınlar mıydı?

O hâlde herkes sarığını önüne koyup bir daha düşünsün ve makamı ne olursa olsun kimse asla haddini aşmasın. Allah haddi aşanları sevmez..

Helâllere haram, haramlara helâl denildiği gün bizden ırak olsun. Böyle bir hal, gayretullaha dokunur ve başımıza sağanak sağanak azab iner muhafazallah...