İslam Devleti kavramı bu gün Müslüman coğrafyasında çok tartışılan bir husustur. Oysa ki İslami devlet olmaktan önce insani devlet olmak daha önemli bir hedeftir. İnsan olunmadan İslam olunmaz. Bu dünyada Müslüman olmayan bir insan ile, bir hayat boyu kavga etmeden iyi ilişkiler kurabilirsiniz. Ancak insan olamayan bir insanla iyi ilişkiler kurmak mümkün değildir. İnsanlığa ters olan şeyler, İslam’a da terstir. Ancak İslam’a aykırı olan her şey insani değerlere aykırı değildir. Örneği namaz kılmamak İslam’ın kurallarına aykırıdır ama insanlığın kurallarına aykırı değildir. Suçsuz birini öldürmek, insanlığa aykırı olduğu gibi İslama da aykırıdır.

İnsani değerler (insanlığın kuralları) ile İslami değerler (Müslümanlığın kuralları) nelerdir? İşte bu sorunun cevabı üzerinde insanları ortak bir kanaate varması çok zor bir olasılık. Her insanın farklı farklı insani değerler tanımlaması olsa da, herkesin kabul ettiği ortak insani değerlerden bahsedebiliriz. Bütün insanlar, masum küçük bir çocuğun öldürülmesini insanlığa aykırı bulur. Açlık sebebiyle ölümlere insanlar razı olmazlar. Zayıf ve savunmasız bir insanın öldürülmesini insan kabul edemez. İnsani değerlere aykırı bu fiilleri yapan insanlara, “insanlıktan çıkmışsın”, “insan değilsin”, “sen insan olamazsın”, “insanlıktan nasibini almamışsın” gibi ifadeler ile karşılık veririz. İnsani değerlere ters olan hiçbir din, inanç, mezhep, görüş insanlık âleminde yaygınlık kazanamaz, genel kabul göremez. İnsani değerlere aykırı görüşler bir dönem kabul edilse de, uygulamadaki etkileri görüldükçe, kabul oranı azalır, o görüşün taraftarları zamanla kaybolur. Örneğin; islamda hayvan yerine, küçük çocukları kurban etme geleneği olsa idi, islam dini genel kabul görmeyen bir din olacaktı. İnsanlığın genel kurallarına aykırı dinler tarihte ortaya çıkmış, ama bir müddet sonra uygulaması ortadan kalkmıştır. Tüm bu anlattıklarımı islam alimleri, “islam dini fıtrat dinidir” ifadesi ile özetlemektedirler.

İslam dinin fıtrat dini olması, bu dinin insanlığın genel kabul görmüş kurallarına aykırı olmaması demektir. İnsan fıtratına aykırı hükümleri ihtiva eden hukuk sistemi, bu aykırılığı hangi fikir adına yaparsa yapsın, bir zaman sonra insanlar bunu bir takım tevillerle uygulamadan kaldıracaktır. Hıristiyanlık, tahriflerden sonra, insan fıtratına aykırı hükümleri içerisine aldıktan sonra, bir müddet insanlığın bir kısmına hükümran oldu, ancak Rönesans ve Reform hareketleri ile fıtrata uygun olmayan hükümleri laiklik felsefesi ile uygulamadan kaldırıldı. Bu gün Hıristiyanlık alemi bir taraftan kiliselerde Katolik Mezhebi’nin doğruluğunu anlatırken, aynı topluluk devlette laiklik uygulamasına devam ederek, bu mezhebin uygulamalarına karşı çıkmaktadır. Doğru olduğuna inanıyorum ama uygulaması yanlış olur diyerek iç çelişki içine düşmektedir. Bu çelişkiyi somut bir örnek ile anlatmak gerekirse bu, “Rüşvet almamak çok güzel bir ahlaktır ama rüşvet almadan da hayat yürümüyor” demeye benziyor. Doğru ise uygulaması insanlığa faydalıdır, uygulaması insanlığa faydalı değilse doğru değildir. İki önerme aynı anda doğru olabilir mi? İslam doğrudur ancak uygulaması insanlığa faydalı değildir!!!

Hıristiyanlık aleminin bu iç çelişkisine tepki olarak, hem Hıristiyanlık dini, hem de uygulanması yanlıştır diyen komünizm ortaya çıkmıştır. Yani hem dinin varlığına hem de dinin uygulamasına karşı çıkmıştır. Bu iç çelişki yüzünden bu gün batıda ateizm yaygınlık kazanmıştır. Çünkü insan iç çelişkiyi uzun süre içinden taşıyamaz. Mevlana Hazretleri bu durumu “Ya olduğun gibi görün yada göründüğün ol” diyerek çok güzel bir şekilde ifade etmiştir.

Bu düşüncelerden yola çıkarak diyebiliriz ki, Müslümanlar İslami devletten önce insan devleti olmayı düşünmelidir. İnsan olmadan İslam olmak mümkün değildir. Bir beldeye devlet kurmak için girdiğinizde, oranın zalim olmayan halkı, sıradan basit bir insan olarak yaşayan insanlar sizden korkuyorsa, o beldeyi terk etmek için elinden geleni yapıyorlarsa, o zaman insani devlet olma özelliği taşıdığınız konusunda insanların şüpheleri var demektir. Hiçbir devlet insanlara mutsuzluk vaat edemez. Her devlet vatandaşlarına mutluluk vaat eder. Ancak yönetenler, insanlara mutluluk getirmek için yola çıktıkları halde mutsuzluk getiriyorsa, sana rağmen senin için iyilik yapıyorum diyorsa insani devlet olamamışsınız demektir. O zaman üstü örtülü olarak şöyle demiş oluyorsunuz.

Mutlu olunacak! Ol!

Twitter:@abdulazizdiri