İnsan, Sistem ve Lider

Ülke olarak sistem aşığıyız. Öyle ki sistemleri sistemin asli unsuru olan insandan daha çok önemsiyoruz. “Sistem insana hizmet etmeli” değil de “insan sisteme hizmet etmeli” mantığındayız. Böyle olunca sistem tartışmaları her zaman canlı kalıyor. Bu tartışmalar bizi sistem odaklı bir yönetim anlayışına alıştırıyor. Sistemlerden çok büyük beklentiler içine giriyoruz. İyi bir sistem kurucusu olduğumuz söylenemese de yeni sistemler ithal etmek için uğraşıyoruz. Son yüzyılda aldığımız en büyük karar Osmanlı’dan cumhuriyet’e geçmek oldu. Peki, ne oldu? Her şey yoluna girdi mi? Neden halen krallıkla yönetilen bazı ülkelerdekinden daha ileri bir demokrasimiz yok?

Meseleler sistemi değiştirmekle bitmez, sistemi değiştirmekle başlar. En gelişmiş sistemin bile asli unsuru insandır. İnsan tarafından yeterince benimsenmedikçe hiçbir sistem verimli işlemez. Sistemi yürüten insandır. Kaybettiğimiz nokta burası. İnsan odaklı değiliz. Ne zaman işler ters gitse sistemin yanlış olduğundan dem vuruyoruz. Yanlış olan sistemi en kısa sürede değiştirmeye çalışıyoruz. Oysa insana odaklanmalıydık. İnsan iyi eğitildiğinde hangi sistemin içinde olursa olsun verim sağlayabiliyor. Dünyanın gelişmiş ülkelerini görüyoruz. Yönetim şekilleri kiminde krallık kiminde cumhuriyet kiminde başkanlık… Demek ki insanın kalitesi söz konusu olduğunda bir ülkenin yönetim şekli ikinci planda kalmalıdır. Sisteme değil insana yatırım yapmalıyız.

Referandum 16 Nisan’da yapılacak. Kimisi Cumhurbaşkanlığı sistemini felaket olarak görürken kimisi tüm sorunları çözecek bir anahtar gibi görüyor. Unutulan nokta ne biliyor musunuz? Cumhurbaşkanlığı modeli kabul edilse de edilmese de insanımız yine aynı kalacak. Sistemin içindeki insan aynı. Siz ne yaparsanız yapın. Dürüstlük derecesi, samimiyet derecesi, eğitim derecesi, sabır derecesi, vicdan derecesi, saygı derecesi… Ekonomik sorunları veya sağlık sorunları… Ülke radikal bir şekilde değişmez. Cumhurbaşkanlığı sisteminin artılarını ve eksilerini abartmayı artık bırakmalıyız. Sakince halkın kararını beklemeliyiz.

Hiçbir şey yapmadan bekleyelim demiyorum. Asli görevimizi tabi ki unutmayalım. Millet ve devlet olarak asli görevimiz herkesi en iyi şekilde eğitmektir. Büyük devletler mükemmel bir sistemleri olduğu için büyük değiller, insanlarını iyi bir şekilde eğittikleri için ön plandalar. İnsan merkezli düşünmeyi öğrenmeliyiz. Sistemimizin adı ne olursa olsun o sistemi işletecek insanları yetiştirmenin kaygısı içinde olmalıyız. Sistem değiştikten sonra en küçük bir sorunda herkesin tekrar kendi sistemine hizmet etmeye başladığı bir ülke olmamalıyız. Ufku geniş insan yetiştirmeliyiz. Gerçekçi insan yetiştirmeliyiz. Dünyanın durumunu görebilen ve bu duruma göre konum alabilen bir halk gerekiyor bize. Böyle bir halk her türlü sistemin altından kalkabilir.

Halk önemli! Halkın isteklerine saygıda kusur olmaz. Halk sistemle çelişkiye düştüğünde tercihimizi halktan yana koymalıyız. Bu açık. Peki ya lider? Lider sistemle sorun yaşadığında ne yapılmalıdır? Evet, lider de insan unsuru içinde yer alır. Yani lider sistemle sorun yaşadığında tercihimizi liderden yana koymamız gerekiyor. İnsan odaklı ve lider odaklı sistemler daha gerçekçidir. Bu anlamda insan merkezli düşünmek gerektiği kadar lider merkezli de düşünmek gereklidir. Her lider için sistem değiştirilmez. Bazıları için sistemde kısıtlı düzenlemeler de yapılabilir. Ama insan odaklı olan lideri dikkate alır.

Lider sistemden daha değerlidir demiyorum. Lider için sistemi bozalım demiyorum. Lider için sistem değiştirilebilir diyorum. Büyük sistem değişiklikleri de bütün liderler için değil sadece büyük liderler için yapılabilir. Liderliğin anlamı üzerine daha fazla düşünmemiz gereken günlerden geçiyoruz. Liderler bazen sistemden daha büyük bir şans olabiliyor. Sistemi aşan, sistem gömleğinin dar geldiği kişiler oluyor. Sistemde ısrarcı olmanız bu liderleri kaybettiriyor. Milyonda veya milyarda gelen şansı yitirmek çok acıdır. Lideri sistemsel takıntılar için harcamamak gerek. Geçmişte sistem korkumuz için lider harcamışlığımız çoktur. Menderes, Özal ve Erbakan örnekleri hala günceldir. Sistem değişikliği bizim elimizdedir. Her zaman yapılabilir. Ama büyük lider aramakla bulunmaz. Büyük liderler topluma sunulmuş fırsatlardır. Büyük halklar büyük liderlerle büyüktür.