İnkılap tarihi dersleri

1934 yılından itibaren üniversitelerde farklı isimler altında, mecburi olarak okutulmaya başlanan İnkılap tarihi dersleri son 4-5 yıldır uzaktan eğitim sistemiyle tatbik ediliyor.

Öteden beri liselerde “Atatürkçülük” ismiyle okutulan üniversitelerde "Atatürk ilkeleri ve İnkılap Tarihi" ismiyle okutulan derslerin muhtevasında ciddi problemler vardır.

Genel olarak üniversitelerde okutulan İnkılap tarihi kitaplarında mübalağalı değerlendirmeler, hatalı ve tezatlı bilgiler bulunmakta, ilkokuldan beri tekrar edilen beylik bilgiler öğrenciler tarafından gına getirilmiş olarak görülmektedir.

Bu derse çeki-düzen vermenin zamanı geldi fakat öyle anlaşılıyor ki sıra gelmedi.

Ehemmiyetle ifade etmeliyiz ki, maşeri şuurda kimin kahraman, kimin hain olduğu hususunda zihinlerde fikirler tebellür etmiş vaziyettedir.

Zihinlerde 1934 yılından beri “hain” ilan edilen şahsiyetlerin öyle olmadığı, yapılan bunca karalama, tahkir etme, iftira kumkumasıyla hakikatleri örtülememiştir.

Basit ve karaktersiz şahsiyetler devlet imkanlarıyla şişirilerek Türk milletine "yedirilmek" istenmiş fakat bütün bunlar geri tepmiştir.

1950 yılına kadar Milli Mücadele’ye iştirak eden şahsiyetlerin (K. Karabekir, Rauf Orbay, Y. Kemal Tengirşenk vs) hatıra yazamamaları, ((yazmamaları değil) yakın tarihin objektif bir şekilde anlaşılmasını perdeleyen esas sebeplerden sadece biridir. Bu tarihten sonra hatıralar yazılmaya başlansa da, okullarda okutulmakta olan İnkılap tarihi kitaplarının tek taraflı ve objektiflikten uzak olması yakın tarihimizin olduğu gibi genç nesillere intikalini engellemiştir.

İnkılap tarihi derslerinde üniversitelerde tatbik edilen durum budur.

Yakın tarihimizi objektif olarak öğrenmeye hakkımız yok mudur? Arşivlere dayalı ve dönemi yaşayanların hatıralarıyla mutabık olarak yazılmış ders kitapları kaleme alınmayacak mıdır?

Esefle ifade edelim ki, el'an üniversitelerde okutulmakta olan inkılap tarihi kitaplarının kahir bir ekseriyeti, beylik bilgilerle doldurulmuş, lüzumsuz abartıların tekrarlandığı bir muhtevaya sahiptir.

Tek partili dönemde abartıların kol gezdiği inkılap tarihi kitaplarına “dokunmak” imkânsızdı. Masonluğu cümle alem tarafından bilinen ve ezanın aslî şekliyle okunmasına şiddetle karşı çıkan fakat merhum Menderes’in istifa tehdidiyle zoraki razı olan Celal Bayar döneminde inkılap tarihi derslerinde köpürtmeler devam etti.

Her darbe teşebbüsü ve darbelerde inkılap tarihi derslerinde köpürtmeler biraz daha artırıldı. Fakat enterasandır, inkılap tarihi derslerindeki bütün köpürtmelere rağmen, bu köpürtmeyi yapanlar marjinalleşti. Dikkat ederseniz darbecilerle inkılap tarihindeki beylik bilgileri köpürtenler aynı familyadandır.

Sandıktan çıkan neticeler, bu köpürtme bilgilerin sahipleriyle darbecileri tekzip etmiyor mu?

1980'lı yıllardan sonra inkılap tarihi derslerindeki köpürtmelerin azaldığı söylenebilirse de, köpürtmeyi yapanların suyun başında olduğu ortadadır.

İnkılap tarihi derslerindeki köpürtme sahiplerinin gittikçe marjinalleştikleri artık görülmeye başlamıştır. Nitekim, darbe ve darbe teşebbüslerinin artması bunun en bariz göstergesidir.

Anlaşıldığı kadarıyla inkılap tarihi dersindeki köpürtmeler giderilemiyor.

Görüldüğü kadarıyla bir ara çözüm bulunmuş gibidir; O da şudur; inkılap tarihi dersleri üniversitelerin birçoğunda takriben 7-8 yıldır uzaktan okutulmaya başlandı.

Bu tatbikat bir ara çözüm olarak görülmekle beraber, uzaktan verilen derslerde de aynı martavalların tekrarlanması, meseleyi çözüme kavuşturmuş olmuyor.

Öyleyse yapılması gereken nedir?

Millet, devletin önünden gittiğine göre her akl-ı selim akademisyen arşive dayalı, mübalağadan uzak, ilmî, objektif ve gerçeklere uygun İnkılap tarihi kitaplarını kaleme almalıdır. Bu bir milli vazifedir.

Bu hususta çalışma yapan hocalarımız vardır elbette. Ama oldukça sayıları azdır. Kendilerini tebrik ediyoruz.

Maşeri vicdanda zaten milletimizin temel değerleriyle barışık olanların yeri müstesnadır ve yerini almıştır. Köpürtülen, şişirilen ve sivriltilmiş kişiler ise mevzuat gereği sukut edilerek tarihin tozlu raflarına terk edilmektedir.

Temiz milletimizin asil duygularını dikkate alarak iktidara gelmiş iktidar sahipleri de bilmelidir ki, yıllardan beri köpürtülmüş kişi ve kişileri tekrar tekrar köpürterek gündeme getirmekle, reylerini artıracağını sanıyorsa aldanmaktadır.

İktidar sahipleri unutmamalıdır ki, 80-90 senedir beylik bilgilerle Türk milletinin zihnini işgal eden 1930’lu yılların zihniyetini çağrıştıran tatbikatla, reylerinizi artıracağınızı sanıyorsanız aldanıyorsunuz.

Aksine mevcut reylerini de riske atmakta olduğunuzu hatırlatmak isteriz.

Şayet iktidar sahipleri, reylerimizi artırırız mülahazasıyla marjinal gruplardan “destek alırız” diyorlarsa lütfen müşavirlerini gözden geçirsinler.

Mesele reyleri artırmaksa durum böyledir. Değilse hakikatler neyse odur.

2019'a böyle hazırlık yapılıyorsa, rey kaybedilir.

Sayın Reisi Cumhurum,

Etrafınızı gözden geçiriniz. Danışmanlarınızı iyi seçmeniz, sadece sizin değil milletimizin de hayrına olacaktır.