IMF tarafından iki yılda bir hazırlanan Dünya Ekonomik Görünümü Raporu, "Kasvetli ve Belirsiz" başlığı ile 26 Temmuz'da yayınlanması sonrası, dikkat çekici detaylarıyla ve tüm dünyayı yakından ilgilendiren hususlar hakkındaki ciddi uyarılarıyla gündem oldu.

IMF tarafından iki yılda bir hazırlanan Dünya Ekonomik Görünümü Raporu, "Kasvetli ve Belirsiz" başlığı ile 26 Temmuz'da yayınlanması sonrası, dikkat çekici detaylarıyla ve tüm dünyayı yakından ilgilendiren hususlar hakkındaki ciddi uyarılarıyla gündem oldu.


Savaş ve enflasyonun durdurulamaması halinde son 50 yılın en tehlikeli resesyon dönemine adım adım ilerlendiğini ifade eden raporda, 2021'de %6,1 olarak gerçekleşen küresel büyümeye yönelik beklentinin 2022 için %3,6'dan %3,2'ye düşürüldüğü görüldü.


Küresel büyüme beklentisindeki düşüş eğiliminin çok daha üstünde bir düşüş beklentisini ABD ekonomisi için öngören rapor ABD için büyüme beklentisini 2022'de %3,7'den %2,3'e, 2023 için ise %2,3'ten %1'e indirdi.


Avro Bölgesi'nde ise 2022'de %2,8'den %2,6'ya, 2023'de ise %2,3'ten %1,2'ye revize yapıldı.


Çin'e baktığımızda 2022'de %4,4'den %3,3'e, 2023'de ise %5,1'ten %4,6'ya indirildiğini görüyoruz.


Gelişmiş Ülkeler için enflasyon beklentisi %6,6'ya çıkarılırken Gelişmekte Olan Ülkeler için %9,5'e yükseltildi.


Küresel enflasyondaysa %7,4'lük beklentiyi %8,3 olarak güncelleyen IMF, bu beklenti güncellemeleriyle önümüzdeki dönemin çetin geçeceğine dair ciddi mesajlar vermiş oldu.


Tüm bunlarla beraber, kabus nitelikli raporda Türkiye ise pozitif ayrışan bir ülke olarak dikkatleri üzerine çekti.


2022 için büyüme beklentisi %2,7'den %4'e ve 2023 için ise %3'ten %3,5'e güncellenen Türkiye dünya için sıkıntılı bir süreçte ayrı bir kulvar açmayı başardı.


IMF Başekonomisti Pierre-Olivier Gourinchas 'Görünüm Nisan'dan bu yana ciddi şekilde karardı. Dünyanın en büyük üç ekonomisi; Çin, ABD ve Euro bölgesi tökezliyor ve bunun küresel görünüm için büyük sonuçları olacak' diyerek yaklaşan fırtınanın şiddetini anlamamız açısından ciddi uyarılarda bulundu ve Rusya'nın gaz kesintilerine yönelmesi halinde 2023'te dünyanın %2 oranında ancak büyüyebileceğini belirterek bunun sonuçlarının neler olacağı hususunda düşünülmesi gerektiğini ifade etti. Bunlar ülkemiz için son derece önemli ve acil önlemler gerektiren bilgiler, beklentiler, uyarılar.


Genel bir değerlendirme yapılacak olursa kırılgan ekonomik yapısı ve jeopolitik konumu nedeniyle ciddi bir resesyon + stagflasyon krizine girmesi gereken Türkiye'nin uygulanan yeni bir tip Keynesyenci politikalar sayesinde her ne kadar ciddi enflasyonist bir ortama girse de hem resesyondan hem de çok daha büyük bir kabus olan stagflasyondan kurtulmayı başardığı, istihdamın arttığı, piyasaların canlı kalmaya devam ettiği, likidite problemlerinin ciddi manada yaşanmadığı ve ihracatın artarak devam ettiği, kısa vadede çok riskli ama orta vadede çok ciddi kazançlar sağlayacak bir ekonomik yapı oluşturduğu görülüyor.


Dünyadaki resesyon ve stagflasyon süreci sona erip genişleme politikalarının başlayacağı düşünülen 2023 ortası 2024 başı arasındaki dönemde Türkiye, tüm dünyaya ihracat yapan, canlı bir ekonomiye sahip, büyük bir yatırım merkezi haline gelmeye müsait bir ülke olarak ağır yaralar alan ve toparlanmaya çalışan rakiplerinden çok önde bir yerde konumlanacak gibi duruyor.

Enflasyona razı olup küçülme ve durgunluk tehlikesinden kurtulan, istihdamını artıran, sanayiye ciddi yatırımlarda bulunan Türkiye'nin söz konusu zamanda tarif ettiğimiz konumda bulunmadı halinde yakalayacağı ivmenin ülke ekonomisini hızla yukarıya taşıyacağı bariz bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Fakat bununla beraber raporda belirtilen büyük fırtına bitene kadar ayakta kalmak ve avantajları yitirmemek çok önemli. Bunun için de ciddi yapısal reformlara ihtiyaç var. Önümüzdeki dönemde bu alanda atılacak ciddi adımlara ilişkin ilk emareleri görmeye başladık. Yakın zamanda gerekli düzenlemelerin hayatımıza girmesini bekliyoruz...