UNESCO Türkiye Milli Komisyonu’nun Antalya’da yapılan “Büyük Buluşma” toplantısında sürdürülebilir kalkınma konusunun ele alındığından söz etmiştik.

UNESCO Türkiye Milli Komisyonu’nun Antalya’da yapılan “Büyük Buluşma” toplantısında sürdürülebilir kalkınma konusunun ele alındığından söz etmiştik.
2030 sürdürülebilir kalkınma hedefi doğrultusunda eğitim, kültür, kültürlerarası diyalog, somut ve somut olmayan miras, yerlerinden edilmiş kültür varlıkları, göç sorunu, doğa bilimleri, çevre, fırsat eşitliği, cinsiyet eşitliği gibi birçok konuda önemli bilgiler verildi, geleceğe dönük öneriler getirildi.
Prof. Dr. Deniz Bayrakdar’ın başkanlığındaki İletişim İhtisas Komitesi’nin raporunda da çarpıcı bilgiler vardı.
Bu raporda yer alan tespitlerden bir bölümü şöyle:
Yazılı basın en ileri teknolojiyi kullanmasına rağmen, internetin baskısı altında kaldı.
İnternet ortamında telekomünikasyon ve enformasyon (medya) iç içe giriyor. Bu olgunun somut sonucu sosyal medya. Gazeteler yeni medya ile rekabet edebilmek için internet teknolojisinden geniş ölçüde yararlanıyor.
Buna rağmen bazı gazeteler kapanıyor. Yayınlanan gazete sayısında geçen yıla göre yüzde 10 azalma var. Tirajjlar da yüzde 6,3 gerilemiş.
Bu durum, istihdama da yansıyor. Sektörde yüzde 30’luk bir daralma var.
Radyo ve televizyonlarda karasal yayıncılıktan, kablo ve dijital platformlara yönelme söz konusu. Ancak sektördeki istihdamın yüzde 60,4’ünü ulusal düzeyde karasal yayın yapan kurumlar oluşturuyor.
İnternet medyasının gelişmesi reklam harcamalarına da yansıdı.
2015 yılı sonunda reklam harcamaları dijital/internet alanında 25,4’lük artışla yüzde 22,9’luk orana ulaştı.
Televizyonların reklam pastasından aldığı pay yüzde 7 gerilemekle birlikte yüzde 50,5’lik oranla ilk sırada. Gazetelerin reklam pastasından aldığı pay ise yüzde 17’den yüzde 15,4’e gerilemiş. Açıkhava ortamı, radyo, dergi ve sinema mecralarının reklam harcamalarından aldığı pay yüzde 11,2.
Televizyon sektöründe içerik üretiminde artış dikkat çekiyor. Başta diziler olmak üzere yerli yapımlar dünya ile rekabet edecek düzeyde.
Kültür Bakanlığı’nın 2015 yılı verilerine göre Türk dizileri 85 ülkede yayında.
Türk dizileri global sektörde «Turkish Drama» diye tanınıyor. Bir marka olmuş.
Önceleri Balkanlar ve Ortadoğu'da ilgi gören Türk dizileri artık Kuzey Afrika, Asya, Latin Amerika ve ABD'de de kendisine pazar buluyor.
Türkiye 2015 yılı itibariyle 350 milyon dolar ile ABD’den sonra dünyada en fazla dizi ihraç eden ikinci ülke konumuna ulaştı. 2023 yılı hedefi 1 milyar dolar. Hizmet ihracatında kültürün payı yüzde 3.5’e ulaştı. Bu alanda dünya ortalaması yüzde 0.9.
2030 Sürdürülebilir Kalkınma hedefi perspektifinde değerlendirildiğinde dizi sektöründen hem kültürel alanda hem de ekonomik anlamda önemli katkılar bekleniyor.
Dizi sektörüne paralel gelişme sinemada da var. Aralarında kadınların da bulunduğu bir çok genç yönetmen festivallerde ödüller alıyor.
Bu arada 15 Temmuz darbe girişiminin önlenmesinde medyanın rolüne dikkat çeken İletişim İhtisas Komitesinin UNESCO Guillermo Cano Dünya Basın Özgürlüğü Ödülü için Doğan Medya Ankara Temsilcisi Hande Fırat’ın önerdiğini de belirtelim.
***
Moderatörlüğünü üstlendiğim Bilgi ve İletişim oturumunda da önemli bildiriler sunuldu.
Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Gürgen, iletişimin neden önemli olduğu sorusuna cevap veren konuşmasında bilgi toplumundan ziyade bilinçli toplumun hedeflenmesi gerektiğini belirtti.
Elizi İletişim Danışmanlık şirketi Genel Müdürü Prof. Dr. Nükhet Vardar da sosyal medya üzerinde durduğu konuşmasında bu yeni mecranın toplumsallaşmadan ziyade yalnızlaşmaya yol açan tehlikesine işaret etti.
Ak Parti Genel Başkan Danışmanı Çankaya Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zeynep Karahan Uslu ise iletişim ve cinsiyet eşitliğini ele aldığı konuşmasında medyada kadın çalışanların oranının üçte birin altında olduğunu, yönetim kademesinde ise bu oranın çok daha düştüğünü belirtti.
Uşak Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Özlem Avcı da sürdürülebilir kalkınma hedeflerini iletişim perspektifinde değinirken, herkes için iletişim programı çerçevesinde iletişim imkanlarının topluma yayılması üzerinde durdu.
Marmara Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Bahattin Yalçınkaya da bilgiyi üretme ve bilgiye erişim kadar bilginin muhafazası ve gelecek nesillere aktarılmasının önemli olduğunu belirterek arşiv çalışmalarının değerine işaret etti.
Yaşadığımız hengameli ortamda Türkiye’nin gelecek vizyonunun enine boyuna ele alındığı “Büyük Buluşma” organizasyonunu gerçekleştiren UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz ve ekibini kutluyoruz.