İkinci İslâm...

Hani bir aralar “İkinci Cumhuriyet” adında bir tartışma başlatmışlardı... Şimdi yani günüüzde ise adeta bir “İkinci İslâm” hortlatma çabaları var. Hem de yoğun olarak...

Sözde ilâhîyatçı bazı yazar müsveddeleri ile bu işi kotarmaya çalışıyorlar. Bir ayakları da elbette yine dışarıda.... Meselâ Alman DW veya bir başka “Batılı” medya organı, aniden bunlarla İslâm hakkında konuşmak ihtiyacı hissediyor!.. Sonra Türkiye medyası bunu alıntılıyor ve başlıyor kaos..

Herif bu Alman DW’ye diyor ki, “Bugün ateist ve deistlerin pek çoğu Hristiyanlardan çok daha ahlâklı ve vicdanlı!” Buyur burdan yak..

Herif milletin kalbine girmiş görmüş iman ve itikadlarının derecesini sanki... Diyor ki, “Türkiye’de hâkim olan Emevi Müslümanlığı’dır. Kuran’da geçen namaz, haksızlıklara bir isyandır. Emevi Müslümanlığı’ndaki namazsa sultana, devlete, iktidara bir itaat olarak görülür.”

Bugün Türkiye’de namazın Allah rızası için kılınmadığını söyleyen sözde ilâhîyatçı bu Cemil Kılıç sözlerine şöyle devam ediyor: “Namaz, siyasi iktidara itaatin bir ifadesi olarak kılınıyor. Nitekim camilerde de siyasi iktidarın politikalarını yansıtan vaazlara artık daha sık tanık oluyoruz.”

Bu hayásızlar Emevî Müslümanlığı tâbirini de “İkinci İslâm” provakatif hareketinin bir ayağı olarak kullanıyorlar... Namazı kimin hangi niyetle kıldığını görebilen gözlere sahip bu imansız yazarı Allah’a havale ediyorum ama Diyanet İşleri Başkanlığı da boş durmasın bu rezillere haddini bildirecek sağlam açıklamalar yapsın.. Meydanı boş sanmasınlar.

Daha önce de yazdığım bir hadiseyi tekrarlamak istiyorum... Bir televizyon proğramında “İslâm’ı savunacağım ama yeteri kadar bilgim yok” diyordu, Prof. Nur Vergin hanım. Son derece de samimi idi.

Aslında İslâm’ın kimsenin himayesine de ihtiyacı yoktur. Başka bir deyişle himaye edlilecek, savunulacak İslâm değil, müslümandır. “Allah, kâfirler hoş görmese de nurunu tamamlayacaktır. (Tevbe Sûresi / âyet: 32.)

O halde mezkur cümle yerine, bir müslüman olarak dinimi yeterince tanıtabilmekten, tebliğden acizim, çünkü henüz kendim dahi yeterince bilmiyorum” denilmeliydi.

İlim, fikir, siyaset ve diğer alanlarda yöneten, rehber yahut öncü konumunda bulunan eşhasın hal-i pür melâli budur. Fakat o rezil ilâhîyatçının bir söylediği de haklı... O da şu:

“Türkiye’de İslâmdan giderek uzaklaşıldı, ateist ve deistler arttı” diyor ya bu kadarında çok haklı. (Neden böyle oldu kısmındaki zırvalarını ittiredin...) Üstelik bunlar Ak Parti iktidarının 17 yıllık yönetiminde oldu...

Hattâ bozuk ilâhîyatçının tesbitine bir ilâve de ben yapacağım:

Türkiye’de beş vakit namaz kılanların sayısı yüzde 10’un altına iniyor ve eşcinseller, homoseksüel sapıklarda büyük bir artış var!..

LGBT yürüyüş yapıyor İstanbul’da ve hiçbir tepki almıyor..

Ayasofya Camii içinde namaz yasak ama dans ve opera serbest...

Müslüman iktidarımız ve muhterem reis bunları göremiyor mu yoksa birileri ona “boşver reis daha mühim işlerimiz var” mı dedirtiyor?

Daha mühim işleri yoktur. Vardır diyorlarsa şunu bilsinler ki, bu BİRİNCİ VE ASLÎ iş yapılmadığı takdirde vallahi ve billahi yurt savunması bile yapılamaz... Hangi ateist, ataist yahut Kemalist vatan için canını verir?

Saygılarımla ricál-i devlete ve muhterem reise arzediyorum.