İhanet şebekelerinin nöbet devrini görünce resim daha bir netleşiyor.

İhanet şebekelerinin nöbet devrini görünce resim daha bir netleşiyor.
Yıllardır ikili bir kuşatma ile çevrilmişiz.
Sinsice girmişler içimize.
Soruları çalarak imtiyaz elde etmişler.
Sadece FETÖ olarak nitelenenlerle sınırlı değil.
PKK da öyle.
Özellikle doğu ve güneydoğuda yapılan sınavların mercek altına alınması lazım.
Yabancı dille eğitim veren liselerden başlayarak.
Anadolu liseleri, fen liseleri…
Dershaneler bir üs olmuş, imtiyazlı eleman yetiştirmek için.
Birçok nitelikli çocuğun, gencin hakkı gasp edilmiş.
Hileli sınavlarla girdikleri yabancı dille eğitim veren liselerde okuma imtiyazı elde ederek eşdeğerlerinden bir adım öne geçmişler. Yabancı dil avantajı ile yüksek öğrenim yarışına bir adım değil, önemli bir adım önde başlamışlar. Oradaki sınavlarda da çalınan sorularla daha iyi üniversitelere yerleştirilmişler.
Siyasal Bilgiler Fakültesinin bir eski dekanı anlatıyordu. Lise diploması bile veremeyeceğiniz, Türkçe’den geçer not alamayacak öğrenciler yüksek puanlarla SBF’ye girmişler diyordu.
Kastettiği PKK’lılardı.
Demek ki ikili çalışmışlar.
KPSS sınav soruları elde edilerek memuriyete girişte avantaj elde etmişler.
ÜDS ve KPDS (Belki YDS) sınav sorularına ulaşarak üniversiteye girişte, akademik kariyerde öne geçmişler. Ciltler dolusu kitaplar yazan, alanında uzman nice nitelikli akademisyen bir türlü doçentlik hakkını elde edemezken onlar, nasıl yazıldığı meçhul iki makaleyle doçent olmuşlar, profesör olmuşlar.
Mesleklerinde dil bilme avantajı ile hep öne geçmişler. Yurt dışında (özellikle ABD)’de açılan mesleki formasyon kurslarına hep onlar gitmiş.
Özellikle silahlı kuvvetlerde, emniyette.
Bilhassa bilişim alanında özel olarak yetiştirilmişler…
Seçici üst düzey bürokratlar, komutanlar ister istemez ellerindeki kadrolara kâğıt üstünde en nitelikli göründükleri için bunları yerleştirmişler.
Böylece devletin en kritik noktalarına sızmışlar, en kilit mevkilerini ele geçirmişler.
Kimsenin onları şucu veya bucu diye işe almadıklarından emin olun. Önlerine konan listelerde en nitelikli kişiler onlar göründüğü için onları tercih etmek durumunda kalmışlardır.
Öyle sistemli bir hazırlık yapılmış ki yıllarca, adamlar kendilerini her kilit mevkiyi açacak anahtar haline getirmişler. Şöyle veya böyle; soru çalarak, hak gasp ederek, takıyye yaparak, şirin gözükerek tercih edilir vasıflar kazanmayı başarmışlar.
Kabul etmek lazım ki epey de çalışıp çabalamışlar.
17-25 Aralık’tan sonra kuşku duyulan 1774 askerden 1668’i darbeci çıkmış.
İçişleri Bakanının açıklamasına göre 17-25 Aralık’ta 81 ilin 74’ünün emniyet müdürleri FETÖ’cü çıkmış.
Bunlar tespit edilenler.
Ya hala belirlenemeyenlere ne demeli.
Bir de madalyonun öbür tarafını araştırmak gerek.
PKK’nın sızmalarını.
Kaç yıldır dağı taşı bombaladığımız halde bir netice alınamıyorsa bir yerlerde bir kaçak var demektir.
Zira soru çalarak eş değerlerine çelme atıp önü geçen bir ikinci grup da onlar.
İstihbarat birimlerimizin bu yönde de ciddi bir çalışma yapması gerekiyor.
PKK’ya kaynak sağlayan iş adamları da acıka çıkarılmalı.
PKK’nın para kaynaklarına da yönelmeli, musluk kesilmeli.
PKK’nın bilgi temin ettiği bürokratik yapılanmalar da deşifre edilmeli.
PKK’nın üniversitedeki yapılanmaları da çözülmeli.
Terör örgütünün propagandasını yapanlara da sıra gelmeli.
Sadece bir gazete kapatılınca yaygara koparanlara aldırmadan.
Terörün, cinayetin, bebek katilliğinin özgürlük olmadığı anlatılmalı.
Nasıl ki batıda IŞİD’i övmek özgürlük değilse, bu topraklarda da PKK’ya methiyeler düzmenin özgürlük sayılamayacağı bilinmeli.
Evet, tek taraflı bir kuşatma altında değiliz, iki taraftan kuşatılmışız yıllar yılı.
Bir de dış kuşatma var üstüne üstlük.
Biri terörü kullanıyor, biri darbe yöntemini.
O tutmayınca terör yöntemi yeniden devreye sokuluyor.
Türkiye’yi rahat bırakmak istemiyorlar.
PKK’nın acımasızca saldırıları, darbedeki başarısızlığın intikamıdır.
Hâlâ baskınlardan önce birileri yuvalarından kaçıyorsa, kendilerine haber uçuran hainler var demektir.
Hâlâ istihbarat sıkıntısı çekiyorsak devletin iç mekanizmalarını bir kez daha gözden geçirmek lazım demektir.
IŞİD tehdidini de unutmadan…