Kefenin cebi yok, toprağın da ayrılacağı. Mezar taşlarının var ama. Kimisinin allı pullu yazıları, kimisin mısralarla donatılmış boydan boya. Topraklar içinde en güzeli, en bereketlisi şehit toprağı…

Kefenin cebi yok, toprağın da ayrılacağı. Mezar taşlarının var ama. Kimisinin allı pullu yazıları, kimisin mısralarla donatılmış boydan boya.

Topraklar içinde en güzeli, en bereketlisi şehit toprağı…

Gülleri daha kırmızı, kokusu daha nurlu, duruşu daha şanlı şehit toprağı!

Yurdun dört bir yanında, ayazda, sıcakta, gecesinden gündüzünde vatan nöbeti tutan Mehmetler, Mehmetlerimiz…

Hepsinin ayrı hikayesi. Kimi gencecik, kimi yıllarını geride bırakmış.

Memleketleri ayrı, hayalleri ayrı, gözleri, boyları ayrı ama cesaretleri aynı Mehmetler!

Bir yerde bir asker şehit düşüyor. Bir memlekette baba ocağı yanıyor. Bir evde çocuklar babasız, kardeşler abisiz, sevdikleri bir başına kalıyor.

Memleketin bir toprağında gözünü hiç kırpmadan düşmanı hedef alan o şanlı asker, bugün bir başka toprakta dualarla uğurlanıyor.

Derler ki yeryüzünde hiçbir acı evlat acısı ile eş değer değil. Bir anne gözünden sakındığı yavrusunu kaybediyor. Bir baba aslan oğlunu dimdik uğurluyor. Ve hepsinin dilinde aynı söz: ' Vatan Sağ olsun'

Fark ettiniz mi? Ateş düşen evlerin katları yok. Arşa kadar yükselmiyor pencereleri. Ne rezidans, ne villa. Asılan bayraklar hep ilk katta.

Fark ettiniz mi? Tabut başında bekleyen babaların hep yıllar öncekiyle aynı üzerindeki yeleği… Kiminin eskimiş ayakkabıları. Çünkü emek var o ayaklarda. Çünkü yılların alın teri var. Hak var.

Yoksul ama şanlı ailelerin şehit düşen aslanları! Hazıra konmayan, dolandırmayan, pis işlere bulaşmayan, korkmayan yiğitler!