Bir yazar olarak (âcizane ) yazmanın nasıl bir maliyet ve nasıl bir bedel istediğini bilmez miyim? Yazmaya başlamazdan evvel çıkacak çatlak, patlak ve hatta çatlatıp patlatacak serzenişlerin olacağından habersiz miyim ?

Bir yazar olarak (acizane ) yazmanın nasıl bir maliyet ve nasıl bir bedel istediğini bilmez miyim? Yazmaya başlamazdan evvel çıkacak çatlak, patlak ve hatta çatlatıp patlatacak serzenişlerin olacağından habersiz miyim ?

Ağzımla kuş tutsam, kulaklarımla pişirsem ve en olmazlar içerisinde onu tabaklara koyup önlerinize servis etsem, hepinizi memnun etmemin münkünsüzlüğündenbi haber miyim?

Bilmez miyim? Aşağı tükürsem sakal yukarı tükürsem bıyığa, yani Zülfi yare dokunacağımdan, bir tarafı mutlu ve memnun ederken bir başka tarafın homurtularına kurban gideceğimden yana gafil miyim?

Her gurubun yanın da davul ve zurnasının hazır olduğunu ve yazımın içeriğinden hareketle aynı aletlerle taltif ve yine aynı aletlerle alayvari dokunuşlara heba edileceğimi bilmez miyim

Bir Truva atı misali herkesin boynuma bir koşum takmak ve elinde ki maskot misali istediği gibi evirip çevirmek ve her gün kendi istekleri doğrultusun da yazacaklarım sonucunda, yeni yetme bir ergenin bilmem ne misali diş gösterir bir mutluluk takınacağından yana bigane miyim?

Bana, benden habersiz biçilmiş rolün, bana, benden habersiz takılmış sıfatların, bana, benden habersiz giydirilmiş kıyafetlerin üzerime olmadığını, oturmadığını dile getirdiğim zaman çıkacak cızıltılı seslerden yana gafil miyim?

Beni, salt kendi egolarını tatmin için kullanmak güdüsünden beslenenlerden, aksi bir durumda yan çizip oynamıyorum diyeceklerden, salt kendi hislerini ve duygularını besleyen yazılarım süresince alkış tutanların samimiyetlerine dair not verebilir olmaktan yana yetersiz miyim?

Benim, ben olmama izin vermeyenlerden, beni, kendi inançları, düşünceleri, izm'leri, din ve inanışları doğrultusun da bir kalıba sokmaya çalışanların, bana en büyük yanlışı yaptıklarından ve benim kimliğim, kişiliğim, düşünce ve inanışlarıma saygısız tavır takındıklarından azade miyim?

Amacım ve niyetim arasında birilerini mutlu ve mesut etmek zerre kadar olmadığı halde, salt inandıklarımı, salt bildiklerimi ve gördüklerimi yazarken, buna dahi izin vermeme küstahlığı içerisinde, üzerimde her türlü tasarruf hakkını kendinde gören bağnazdan yana habersiz miyim ?

Ne siz bensiniz ne de ben siz değilken, benim, sizlerin düşünce dünyasına ket vurma ve sizlerin de beni, düşüncelerimi, inançlarımı dile getirmeme ve bir bütün olarak beni tahakküm altına alma hakkımızın olmadığından yana gafil miyim?

Hiç birinizin farklılığını kınamamış olmama, hiç birinizin düşünce dünyasına saygısızlık yapmamış olmama, benim gibi inanmayanlara ötekileştirici bakmamış olmama rağmen, bana, babamdan öte hak sahibi bir tavır takındığınızdan yana gafil miyim?

Merhametin, şefkatin, bağışlamanın, anlayış, sabır ve empatiden yana hepimizin fukara, hepimizin bağnaz, hepimizin dış dünyaya kapalı olduğumuzdan yana habersiz miyim ?

Bizden başkası yalan, bizden ötesi yok, bizden, bizden ve bizden deyişlerin ve diyenlerin Dinden vazgeçtim akıldan, izandan, mantıktan ve bilimden yana nasipsiz olduklarından ırakta mıyım?

Benim bencelerim olmasın mı? Benim bir düşünce dünyam, bana has ve bana özgü inanışlarım ve hatta totemlerim bile olmasın mı ? Bir parça alan da bana bırakmayacak mısınız? Ben bu alan içerisinde kendimce hareket edecek, kendimce bir takım figürler serdedecek özgürlükten mahrum mu kalayım?

Elbette hatalarım, yanlışlarım, yanılgılarım var, olmuş ve olacaktır da. Ve bunlar üzerinde sizlerin de eleştiri hakkının varlığından da habersiz değilim. Habersiz olmak ne kelime? Bu alanı ve bu hakkı sizden alacak kadar kaba, hissiz, duygusuz ve dış dünyaya kapalı bir insan mıyım?

Benim tek derdim ve kısık bir sesle çağrım şu ki, her ne söylerseniz söyleyin, her ne yazarsanız yazın tek kıstasınız evvela adalet, sonra adalet ve daha sonra adalet olsun.

Zira tek kıstasım, tek ince tarafım, tek dikkat kesildiğim ve yıkmaktan yana en büyük korkum evvela adalet, sonra adalet ve hep adalet…