Hayırlı olsun

Referandum oylaması geride kaldığına, vatandaş kararını verdiğine göre rahat rahat “hayırlı olsun” diyebiliriz.

Kimse Çapanoğlu çıkarmaya kalkmaz artık.

Öküz altında buzağı arama vakti geçti.

Önceleri içinde “hayır” geçen sözcüklere karşı dudak büken “günaydın”cılar, Referandum atmosferinde mütebessim çehrelerle “hayırlı sabahlar, hayırlı günler, hayırlı olsun” ifadelerini kullanmaya alışmışlardı.

Güne “hayır”la başlamayı, geceyi “hayır”la sonlandırmayı, uykuya “hayır”la geçmeyi, rüyaları “hayır”a yormayı itiyat edinenler ise yanlış anlaşılmaktan ötürü “hayır” kelimesi geçen ifadeleri kullanmaktan çekinir olmuşlardı.

Cuma ve kandil mesajlarında kullanılan kelimeler bile özenle seçiliyordu.

Adeti olmayanlardan bol bol “hayırlı Cumalar, hayırlı kandiller” mesajları alınmıştı.

Yanlış anlaşılmasın diye her Cuma hayır dileyenler “Cumanız mübarek olsun” tarzı tebrik mesajlarına yönelmişlerdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakınlığı ile tanıdığımız, eski Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan sosyal medyada “Gününüz mübarek olsun.. Rabbim! Bana ilim ve hikmet ihsan buyur ve beni salih kimseler arasına kat! Bana, arkamdan hayırla anılmayı nasip et” şeklinde bir paylaşımda bulununca, “acaba hayırla anılma” ifadesi ile bir mesaj mı vermek istedi diye kıyamet koparılmıştı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, oyunu kullanırken bile “İnşallah hayırlı bir sonuç çıkar” diye mesaj vermekten geri durmadı.

Neyse ki şimdi yorgan gitti, kavga bitti.

Rol çalma dönemi sona erdi.

Evli evine, köylü köyüne…

***

Referandum süresince en çok tartışılan konu neden MHP’nin bu süreci başlattığı, neden “Evet” cephesinde yer aldığıydı.

Muhalefet MHP’nin kararını yerden yere vururken, “Evet” cephesi de siyaseten başkanlık sisteminden yana tavır almalarını bekledikleri Saadet Partisi ve Demokrat Parti’nin “hayır” cephesinde bulunmasını yadırgadılar.

Kampanya süresi içinde kullanılan bazı haddi aşan ifadeleri görünce MHP’nin “evet” cephesinde, Saadet ve DP’nin “hayır” cephesinde yer almasının da bir hayra vesile olduğunu düşünüyor insan…

“Hayır” cephesinde sadece CHP ve HDP kalsaydı, siyasi üslup daha bir sertleşecekti.

Kamplaşma daha keskin nitelik kazanacaktı.

CHP daha radikal bir politika izleyecekti.

Oysa CHP, Saadet’in oylarını “hayır”a çekmek için merhum Erbakan’ı rahmetle yad etme noktasına geldi.

Mütedeyyin kitlenin oyunu alabilmek uğruna da olsa, Kılıçdaroğlu’nun ağzından ayetler, hadisler duyduk.

“Denize dökme” lafı gibi bazı densizlikler yaşansa da genel planda kampanya boyunca daha yumuşak bir tavır egemendi.

“Evet” cephesinin başlangıçtaki tüm hayırcıları HDP ile eşdeğer tutup, teröre destekçilikle suçlama eğilimi zamanla değişti.

Hayırcıları dışlayan üslup yerini “hayır da demokratik haktır”a bıraktı.

Bunda Saadet ve DP’nin “hayır” safında yer almasının etkili olduğunu düşünüyoruz.

Her ne kadar bu tavır o partilerin tabanları ve hitap ettikleri kitlelerde yadırgansa…

***

Bu yazı hazırlandığında henüz sandıklar açılmamıştı.

Ama sonuç ne olursa olsun, milletin kararına inandık ve güvendik.

Sandıktan ne çıkarsa baş üstüne…

Başbakan Binali Yıldırım’ın oy kullanırken ifade ettiği gibi, “Çıkacak sonuç ne olursa olsun başımızın tacıdır, Milletimizin verdiği karar en güzel karardır.”

Hayırlı olsun.