Havalimanı’nda Atatürkçü çirkin saldırı

Sarıklı cübbeli bir adamı havalimanı yolcu bekleme kısmında gören dekoltesi aşırı kaçmış (!) bir çağdaş kadın, cinler tepesine çıkıyor ya da başka bir deyişle keçileri kaçırıyor...

Telefonundan 2596 sayılı Kanun’u bulup bağıra çığıra okumaya başlıyor... Yolcuların şaşkınlıkla izlediği küstah kadın, “herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin kanunlarına uyacak” diye diğer yolculara ültimatom vermeyi de ihmal etmiyor...

Milletin “kimse sizi dinlemek zorunda değil” tepkilerine rağmen, karı devam ediyor, hattâ şovunu büyütmek için sahneye bir de güvenlik görevlilerinin çağrılmasını istiyor..

Bizim sarıklı cüppeli kardeşimiz ise sakinliğini koruyup kadına; herkesin bu durumdan rahatsız olduğunu söyleyerek, sükûnete ve terbiyeye davet ediyor. Lâkin karı freni patlamış damperli kamyon gibi. Durdur durdurabilirsen...

Havadisin kısa hikâyesi böyle... Gelelim kıssadan (hikâyede) hisseye...

Herif “28 Şubat bin yıl sürecek” dediğinde “hasstir lan...” çeken Müslümanlara, “a benim saftirik kardeşlerim böyle demeyin, vardır herifin bir bildiği” demiş ve bu minval üzere yazmıştım da...

Türkiye Müslümanları bin parçaya ayrılmış oldukları halde düşmanı mağlup edecekleri hayalleri kurarlarsa vesayetçi rejim bin yıl hattâ daha fazla sürer. Amma ve lâkin süremez. Zira dünya tarihi o zihniyettekilerin yüz yıldan fazla devam ettirebildikleri bir devleti kaydetmemiştir...

* *

Lâiklik bize sekülarizmi dayatmak üzere monte edildi. Bizdeki lâiklik değil lâikçiliktir bu yüzden...

Lâikçi jakobenler ve onların idrar kokularını takip edenler (!) lâikçi düzeni pek severler. Müslümanlar ise bin parçaya ayrıldıkları için rüzgarları gitmiştir...

O yüzden de yukarıdaki gibi vukutlar olur. Geçenlerde bir benzeri daha olmuştu. Asansörden çıkan başörtülü bir bacımızı üstelik fiili taciz etmişti bu itlerden biri...

Bunlar kıçlarına kadar açar müslümanlardan ses çıkmaz.

Kimse bunlara karşı nezaket kurallarını, toplum içine giysili çıkmaları gerektiğini, çıplaklığın ancak hayvanlar için olduğunu falan söylemez...

Sıkıysa söylesin.. Kıçına davul bağlar döve döve tıkarlar deliğe. Üstelik istismar, taciz etti der yüzkızartıcı suç işlemiş pozisyonuna bile sokarlar..

Bunlar Ramazan da dinlemez, millet oruçlu biraz daha hanımefendi giyineyim de sokağa öyle çıkayım demezler... Mübarek günlerde bile adeta çırılçıplak dolaşırlar... Sıkıysa bir laf söyle…

Daha fenasını da hatırlatayım mı? Kürtaj meselesinde ne olmuştu?

Çırılçıplak soyunmuş göbeklerine ve/veya göğüslerine “BEDEN BENİM BEDENİM, SANA NE?” diye yazdırmışlardı da ciddî bir tepki yükselmemişti...

Yükselseydi, “28 Şubat bin yıl sürecek...” diyenlerin kucağına oturmaya bayılan güruh-i lâ yüflihûn takım koro halinde ürür, ordu göreve yürürdü!.

Düşmana gücünüz yetmiyorsa dini mıncıklar Allah’ın şeriatini vesayetçilerin heva ve heveslerine göre güncellemeye kalkarsınız..

#HARBİDEN: Müslümanlar bizden köy de olmaz kasaba da... Bu cırtlak karılar, iblis herifler bize daha çoook bağırır çağırırlar... Allah’tan hakkıyla kormayanlar kullardan korkmaya mahkûmdurlar çünkü... 04.04.2018