HASBEL KADER

Ne can sıkan, can yakan ve sindirimi zor bir deyim değil mi? En azından benim için böyle anlamlar ihtiva ediyor bu deyim.

Hasbel kader yazanlar

Hasbel kader eğitenler

Hasbel kader yönetenler

Hasbel kader başkan olanlar, vekil olanlar, bakan olanlar…

Oysa gerek beşeri ve gerekse şer’i olsun ehliyet ve liyakat tek elzem marifettir. Bunun dışında kalanlar tombala kişilerdir ki hiçbir marifeti, yeteneği, etkin ve yetkinliği olmamasına rağmen hasbel kadar oradadırlar işte…!

Hasbel kadar koltuğa oturmuş koltuğun tiksindiği kişiler, bir de tepeden tepeden bakmazlar mı!? Gel çık işin içinden eğer mümkünse…

Atsan atılmıyor, satsan alanı yok.

Kıymeti kendinden menkul bu fazlalıklar, bir de omurgasızlar tarafından şakşağa tabi tutulunca, iş hepten keşmekeş haline dönüşüyor.

Nere gidip kime şikâyet edersin, hangi taşa başını vurursun, kocaman bir bilinmezlik içerisinde, çaresiz kalakalırsın bu niteliksiz zümre ile baş başa.

İşgal ettiği koltuğu doldurmak ne mümkün, sağın da solunda Dünya kadar boşluk varken, koltuğunun dar geldiğini zanneden bu ne oldum delisi hepten yer ömrümüzü…

Başkanım desen zül

Vekilim desen zül

Bakanım desen zül

Öğretmenim, amirim, falanım filanım desen zül…

İçlerinde bulunan bir avuç ehil insanın yetkisiz ve etkisiz kılınmış olması, yarayı kanırtan ve kanadıkça kanatan bir başka zül.

Ehliyet ve liyakat sahibi, hakikaten oturduğu koltuğun, yazdığı köşenin hakkını verecek, dokunduğu yaraya merhem olacak kişilerin heba edildiği, varlıklarının görülmediği, hak ettikleri yerlerin teslim edilmemiş olması, yaralarımızın iyileşme umudunu da yerle yeksan ediyor.

Kısık birkaç ses, yaralı birkaç haykırış, itiraz eden birkaç kişinin sindirilmesi, çarpık çarka hayat vermeye devam ediyor.

Böyle gider mi!?

Gidiyor işte kardeşim gidiyor. Böyle bir ülke de bal gibi gidiyor hem de…

Eğitiminizin, birikim ve donanımızın, sahip olduğunuz ahlaki değerlerinizin, insana, yaşama, ekoloji ve kozmik dengeye nasıl baktığınızın ve aksayan taraflara nasıl şefkatle ve çözüm odaklı yaklaştığınızın zerre kadar değeri yok bu ülke de. Yalan, yanlış, tarafgir, hak ve hukuktan nasipsiz çarkın dişlisi olmaya meyilli olman tek geçer akçe…

Aldığı maaş haram

Oturduğu koltuk haram

Amir olması hepten haram kişilerin istilası altındayız ülke olarak. Nere baksan, kime derdini anlatsan beyhude bir uğraş misali yorgun ve bitkin şekilde kala kalıyorsun yine dertlerin ve söyleyeceklerinle…

Çıkarayım diyorum belleğimden hasbel kader deyimini

Sonra, inadına inadına gözümün içine giriyor binlerce hasbel kadar kişiler…