HALKIN VEKİLİ OLMAK


Seçim çok yakın. Şimdi kapı kapı dolaşılacak, eller sıkılacak, sırtlar sıvazlanacak, derdi-talebi olanların notları alınacak, sanki makamdakilere sözleri geçiyormuş gibi vaatler sıralanacak…derken seçim olacak, sonra o sahaya inenler olmazları ardı ardına sıralayacaklar yanlarına gelenlere, hatta reislere yakınım havalarında olanlardan bazıları seçime daha çok var havası ve kibriyle “Yağ kardeşim ben senin işlerini takip için mi vekil oldum?” diyebilecekler. Bakanlara, vekillikleri varken yoğunluk bahanesiyle ulaşılamazken şimdiki sistemde ulaşabilene aşk olsun! Bakan, cumhurun (halkın) reisine karşı sorumlu, bir de bizzat halkın fertleriyle tek tek mi ilgilenecek yani? Olacak şey mi Allah aşkına? İş mi yürür o zaman? Yemezler beyler, yemezler; göreceksiniz bu kez yemeyecekler böyle sözleri!

Ülkemizin her köşesi STK’larına kavuştu. Sanayicilerin, şöforlerin, tacirlerin, kısacası her türlü meslek mensuplarının odası, vakfı, derneği… var artık en ücra köşelerde bile. Halk onların yöneticileriyle sık sık görüşmekte zorluk çekmiyor hiç. Zavallılar iletemedikleri dertleri dinleye dinleye bitap düşüyorlar.

Nereden mi biliyorum? 7 Haziran 2015 seçimlerinde aday adayı oldum. Sahaya indim, temayül dediler. Girdim temayüle de listeye giremedim. İlçenin birinde uzaktan akrabam vardı. Sordum kendisine: Sen teşkilatta eskiymişsin. Yıllardır kürsülerde ahkâm kesiyorum, benim konuşmamı da dinledin, ikna edici değil miydi, gerçekten yetersiz mi buldun? Madem akrabayız samimiyetle söyle, ne iş? Yeğenim, senin ismini falanca bildirmedi ki bize! Şaşırdım, Falanca ha!

Demokrasi meydanında ilk dersimi almıştım. O yıl bir de STK temayülü denmişti! Tüm STK’ları dolaştım yöremde. Bana dediler ki valla Hocam, biz nutuk dinlemekten bıktık. Eeee…Hep nutuk mu atacaksın yoksa arada bizi de dinleyecek misin?

Dondum kaldım önce. STK sorgulama noktasında demek, haklılar da dedim, içimden. Sonra hayır dedim onlara; hiç nutuk atmayacağım, hep sizi dinleyeceğim. Sizlerin nutkunu Ankara’ya atacağım, söz dedim. Gülümsedi yüzleri. İkinci ders de buydu bana. Hepsinin fotoğraflarından klip de yapıp sundum televizyonlara: Milletvekili, Ankara’ya konukevi açar; hemşerilerini orada ağırlamak ve sorunlarını çözmek için aldığı aylığın en az yarısını buraya harcar. Ayda bir de halkın sesini doğru duymak için toplantı yapar burada. Yakını sandığı bireylerin kendi menfaati için veya değişik psikolojilerle kendisine yanıltıcı bilgiler verebileceğini düşünür dedim. Halkın vekili böyle olunur!

STK temayülü de yapıldı, torbaları bağlandı Ankara’ya gönderildi. Sonuç? Bilen yok. Listenin üstündeki adaylardan birine sordum: Torbalardan sen çıktın herhalde, tebrikler… O torpalar açılmadı ki dedi gülümsedi. Nereden biliyorsun? Tahmin ediyorum. Üçüncü demokrasi dersini de böyle aldım.

Beni desteklediğini samimiyetle söyleyenlere veda için ayrılacaktım ki yöremde 2015 aralık ayı sonunda Ünye İkizce Çaybaşı Akkuş Sivil Toplumun Sesi Platformu (ÜNİÇAP) kuruldu, aralarına ben de katıldım dertlerine ortak olmak için. Onlarınki bence büyük bir uyanış, bütün ülke sathına bir model. Halkın sesi olma modeli. Yörede herkesle görüştüler. Lakin Ankara’dan da randevu istemiştim kendilerine, yöreleriyle ilgili dertleri dile getirsinler diye. Ancak yoğunluk gerekçesiyle randevu alamadım onlara, mahcup oldum. Dedim ki bir daha aday adayı olmak ha… tövbeler olsun.

Dert ortağım bildiklerim bile beni STK önünde mahcup etti. Bu, 30 bin öğrenci yetiştirmiş 40 yıllık hocadır, belki ciddîye alınacak aydınlatıcı fikri vardır demediler. Demokrasi böyleyse vazgeç dedim kendime! Ama üniversitelerde, bürokrasi çarkının içinde meslektaşlarım ve öğrencilerim var. Kimin, ne ricası olduysa yerine getirdim, getireceğim de. Onlarla hep diyalog içinde olacağım.

Üç yıldır bu köşede onlardan yansıyan fikirleri yazıyorum, yazmaya da devam edeceğim. İnancım odur ki hepsi bu yazımın altına imzalarını atar ve bugünden sonra oylarını parti reislerine değil, ona veya çevresine çok yakınlıklarına falan hiç bakmadan kendi nutuklarını Ankara’ya taşıma sözünü verip hiç unutmayacaklara atarlar. Gerçek demokrasi STK genel kurullarının oy çokluğunun elinde gelişir.

Kavuşuruz inşallah halkın vekili olabilenleri seçebilme dirayetiyle ilerleyen el ele demokrasiye!...