Halep düştü, hakkı savunanların güçsüzlüğünü ispat edercesine düştü.

Halep düştü, hakkı savunanların güçsüzlüğünü ispat edercesine düştü. Hakkı savunanların teorisi, Suriye’de test edildi. Yapılan test de teorinin geçersiz olduğu, Halep’in düşmesi ile somut bir şekilde anlaşılmış oldu. Hakkı savunanlar, hakkı hakim kılmak için ortaya koydukları teori başarısız oldu.

Suriye’deki teori neydi? Ne hakim kılınmak isteniyordu? Nasıl hakim kılınmak isteniyordu? Her toplumun amacı güçlü, zengin, özgür ve bağımsız olmaktır. Her toplum kendi kararlarını kendi vermek ister, hiçbir toplum, başka toplumlar tarafından baskı altına alınmak istemez. Suriye’deki rafizi yani şii olmayan Sünni halk da, azınlık olan rafizilerin baskısı altında yaşamak istemedi. Kendi yöneticilerini kendi seçmek istedi. Tabii diktatör esad ise bu ülkeyi ben yöneteceğim, Sünni olan halk da buna razı olacak, dedi. Suriye’deki sünni halkın taleplerini reddetti. Yapılan barışcıl gösterileri, ABD oyunu diyerek en kanlı bir şekilde bastırdı. Daha önce de babası hafız esad tarafından, hama katliamı yapılmıştı. İşte esad yönetiminin bu yaklaşımından dolayı, Sünni halk özgürlük ve bağımsızlık için savaşmayı tercih etti. Halep’in düşmesi ile savaşı büyük oranda kaybetti. Çoğunluk olan Sünni halk azınlık olan Şiilere yenildi. Savaş ile haklarımızı alırız diyen Suriye’deki sünni halk, bu teorisinde, savaşla alma teorisinde başarısız oldu.

Suriye’deki Sünni çoğunluk halk nasıl yenildi? Esad’ın, Rusya’dan aldığı askeri destek ile yenildi. Esad Sünnilerle olan savaşı kazanabilmek için Rusya’yı Suriye topraklarına davet etti. Rusya’da en acımasız bir şeklide Sünni halkı bombaladı. Türkiye’nin Rusya’yı durdurmaya gücü yetmedi.

Suriye, Rusya’dan önce İran ve Lübnandaki hizbullah’tan yardım aldı. Ancak Suriye’deki rejim güçleri, hizbullahın milisleri, İran’ın devrim muhafızları; Türkiye’nin desteklediği Sünni gruplarla baş edemedi. Esad devrilme sürecinde idi. Devrilmesi an meselesi idi. Ancak Esad, Rusya’yı davet ederek, beklenmedik bir hamle yaptı. Suriye’de artık ne İran’ın ne Hizbullah’ın sözü geçmiyor. Suriye’nin patronu Rusya’dır. Açıkçası İran’da bu durumdan pek memnun değil. Bizim gücümüz hem Rusya’ya hem İran’a hem Hizbullah, yetmedi; Halep düştü.

Tüm bunlar olurken ABD ne yaptı. ABD Sünnileri desteklemek istemedi. Onun yerine komünist fikirlere sahip PKK/PYD’yi destekledi. Çünkü şeriatçı iktidarlar; Mısır’da, Libya’da ve Tunus’da ABD’nin istemediği politikalar izlediler. Türkiye’nin etrafında birleşmeye başladılar. Sonuç olarak, Sünni gruplara karşı Rusya Şiilere destek verdi; ABD ise Sünnileri desteklemek yerine Marksist, Leninist terör örgünlerine destek verdi. Türkiye yalnız kaldı. Fırat kalkanı operasyonunda, Sünni ülkeler, bize on askerle bile destek vermediler. Dünyanın sayılı ordusuna ve nükleer bombaya sahip ve bize en yakın ülke olan Pakistan’ın bile, sembolik bir destek olarak, Fırat kalkanı operasyonunda on tane askeri yok. En çok bize destek veren, Suudi Arabistan’ın ve Katar’ın dahi Fırat kalkanı operasyonunda on tane askeri yok. Yani çok kötü bir şekilde yalnız kaldık. Sünni dünya Rusya ve ABD’den korktukları için on tane asker bile gönderemediler. Türkiye büyük bir cesaret göstererek, bütün sonuçları göze alarak, Fırat kalkanı operasyonunu tek başına başlattı. Aslında bu operasyon Rusya ve ABD’ye büyük bir meydan okuma idi. Ama nefesimiz, Halep’i elde tutmaya yetmedi.

Halep’i kaybederken, savaşı tercih etmek de hiçbir etkisi, iradesi ve sözü olmayan çocuklar ve kadınlar en çok zararı gördü. En çok çocuklar ve kadınlar kaybetti. Çocuklar geleceğini, kadınlar çocukların kaybetti. Ölenler şehit oldu, kendilerini kurtardı, ya yaşayanlar onlar ne olacak? Esad bir zihniyetin göstergesidir. Başkalarının hayatlarına silah zoru ile de olsa karışma hakkını kendinde gören bir zihniyet. Şii dünyası, üstün gelebilmek için, Rusya gibi Müslümanlara en çok zulmü yapmış bir ülkenin, silahlı gücüden yararlanmakta ahlaki bir kötülük görmedi. Bize olan kinleri, kafirle işbirliğine gidecek kadar büyükmüş meğer. Biz bu dünyada kaybettik ama onlar öbür dünyada kaybedecekler. Ama eninde sonunda biz bu dünyada da kazanacağız. Çünkü vicdanlar bizi eninde sonunda haklı bulacaktır.