HABERLER

Gazeteler, televizyonlar, radyolar, internet siteleri, sosyal medya ve daha bir sürü kanallar eliyle haber adı altında bilgi bombardımanı altındayız.

Her şeyden yana haberdar olup hiçbir şeyden yana bilgi sahibi değiliz. Garip, anlaşılmaz bir girdap içerisine çekilmiş, sudan çıkmış balık gibiyiz.

Her şeyden bir parça verip bütünü gözden kaçırmamızı, büyük fotoğrafı görmemizi istemiyorlar. Haber ve bilgi adı altında gerekli gereksiz, yerli yersiz, anlamlı anlamsız bir haber bombardımanı altındayız.

Öyle ki, bir haberi anlamadan, analiz etmeden ve daha sindirmeden bir başkası gündeme bomba gibi düşüyor. İlgimizi, ikinciyi anlamaya ve analiz etmeye seferber kılmışken bir başka haber düşüyor gündeme.

Beynimiz kısa devreye yapıyor ve binlerce haber altında habersiz, binlerce haberden haberdar ama bir tekinden yana bilgi sahibi olamıyoruz. Günler, haftalar, aylar ve yıllar bu anakronik hakimiyetin altında inim inim inlerken, haberlerin istilası altında birçok haberi heba ediyoruz.

Sayısız televizyon, gazete, radyo ve diğer bir sürü platform bizlere haber vermek için birbirini yiyip ezerlerken, aslında aynı merkezin birer maşası olduklarını haberdar ettiklerinden gizlemektedirler.

Önlerine konan haberleri (!) haberdar edilmesi gereken kitlelere sunarlarken, işin mutfağında çalışan garibim, kendisini muhabir sanmaktadır.

Haberler adı altında aklı, fikri, düşünsel sistemi işgal altında ki milyonlar, kendilerine sunulan haberler ile birbirlerini didiklerken, haberin kaynağı olan güruh, bu durumun sefasını sürüp sürmekle kalmayıp yüksek sesli kahkahalar atmaktadır.

Haber vermek için hummalı çalışıyoruz görüntüsü veren gazete, televizyon ve diğer tüm unsurlar, aslında haberlerin duyulmaması için dezenformasyon görevini üstlenmiş oluşumlardır.

Mesele, sayısız habere ulaşmak değildir. Ulaşılan haberlerin enine boyuna analiz edilmesi ve oradan külli menfaatin tahsil edilmesidir.

Oysa haber demek ; son zamanlarda geçen olay, yer, alan, kişi ve kişilere dair enine boyuna edinilmiş bilginin muhataplarına iletilmesi demekken, anlamından ve mecrasından uzaklaştırılmış dedikodulara haber denilir olmuştur.

Haberin, anlamından, mecrasından çıkarılma işi birçok sinsiliği bünyesinde barındırmaktadır. Evvela haber verirken habersiz bırakmak, haber verirken dikkati dağıtmak ve dikkati dağılmış kitlelerin gözleri önünde habersizce birçok şeyi yerinden etmektir.

Dikkati ve gündemi allak bullak edilmiş milyonlar, kalan birkaç dirhemlik dikkatlerini ise, devreye sokulan bir başka haberle tamamen yitirmektedirler.

Her şeyden haberdar edilen toplum, hiçbir şey bilmeyen bilgisiz yığınlar haline dönüştürülmektedir. Gündemi istedikleri gibi belirleyen oligark kitle, bilinmesi gerekenlere dair tek kelime dahi söylememektedirler.

Amaçları, bilgisiz bilgi, gereksiz bilgi, anlamsız ve miyadı dolmuş haberlerle beynin bütün işlevini etkisiz kılmaktır. Görünür de biri diğerinin rakibi ve hatta düşmanı gibi görünmekte ama aslında aynı çarkın birer dişlileridirler.