Günoğluluk ve Günoğulları

Davranışlarını genel ahlak kurallarına göre değil de çıkarlarına uyacak biçimde ayarlamayı amaçlama ve bu doğrultuda hareket ederek hayatını düzenleme anlamını taşıyan Fransızca asıllı oportünizm kelimesinin Türkçemizdeki karşılığı günoğluluktur. Günoğluluk, fırsatçılık, hinlik, idare-i maslahatçılık, bencillik, eyyamcılık, ikiyüzlülük, döneklik gibi kavramlarla sıkı sıkıya bir ilişkisi olsa da bunlardan biri değil ancak bütün bunlardan nemalanan bir davranış ve yaşam biçimidir.

Günoğulluğunu hayat tarzı olarak seçen ve uygulayan kişiye de oportünist / günoğlu denir. Her duruma ve her koşula ayak uyduran; çıkar odaklı, bulunduğu şartları fırsatçı bakış açısı ile değerlendiren böylesi kişiler için dini hükümlerin, insani ve ahlaki değerlerin bağlayıcı yönü yoktur.

Günoğulluğunda adından da anlaşılacağı üzere güne ve şartlara göre uyum, işlerini ve ilişkilerini esen rüzgâra göre ayarlamak esastır. Bazı yönleri ile Makyavelistlikle paralellik gösteren bu davranış biçiminde Makyavelist düşüncede olduğu gibi “amaca giden her yol mubahtır.”, görüşü hâkimdir. Amaç, ben varlıklı olayım, ben söz sahibi olayım, ben rahat edeyim olarak özetleyebileceğimiz bu düşünce, odağına “beni” oturtmuştur. Birinci tekil şahsın bütün çekimlerinde öne çıkan; ben, beni, bana, benim diyen ve bu yolda insani, dini, manevi ve ahlaki hiçbir değeri tanımayan günoğulları, çıkarları neyi gerektiriyorsa o yönde hareket ederler. Her devrin adamı da diyebileceğimiz bukalemun tipli bu kişiler, daima gücün, güçlünün, iktidarın ve muktedirin yanında yer alırlar. Özellikle ülkemizde uygulanan ve bizim demokrasi sandığımız kişi ve parti odaklı yönetimlere musallat olan ve onun bütün nimetlerinden faydalanan bu tipler için; aşağılayıcı sözler sarf edilse de hakaret edilse de günoğulları bir şekilde iktidarın yanında yer almayı becermektedirler.

Günoğulları, lider ne derse doğru odur; partim neyi emrediyorsa onun gereğini yaparım, mantığı ile hareket eden partizanlardan çok daha tehlikelidirler. Parti taassubu ile kuşatılmış Allah’ın rahmet ve devlet olarak bahşettiği nimetlerin en kıymetlisi en anlamlısı olan aklını başkalarına kiralamış partizanlar, liderlerini ve partilerini sorgulamasalar da hiç değilse inandıkları bir kişi veya kişiler; yürüdükleri bir yol veya çizgi vardır. Oysa çıkarım nerede ise ben oradayım düşüncesinin yoğurup şekillendirdiği günoğulları için ne parti ne de yol veya çizginin kıymeti yoktur. Onlar, bugün ak dediklerine yarın rahatlıkla kara diyebilir. Bugün alkışları ile yere göğe sığdıramadıklarını yarın tekmeleyebilirler.

İslam hukukunda, güçlüden yana olmak, günün şartlarına göre kılık değiştirmek, iki yüzlülük, maslahatçılık, fırsatçılık, hinlik, bencillik, eyyamcılık, döneklik yoktur. İslam’da temel olan ahlaktır, maneviyattır. “Def’-i mefâsid, celb-i menâfiden evlâdır.” fıkhı kaidesi de bunu işaret eder. Bugünkü Türkçe ile kötülükleri defetmek, menfaat sağlamaktan daha iyidir, anlamındaki bu fıkhı düstur ile amaçlanan çıkar için mücadele değil, fesadın ortadan kaldırılmasıdır. Oysa ilkesiz, omurgasız her olayı ve durumu kendi çıkarına yontmak ve çıkınını doldurmak için fırsat kollayan günoğulları, geleceği değil günü ve günün getirisini düşünürler. Onlar için halde ve gelecekte oluşacak olumsuzlukların önemi ve kıymeti yoktur.

Allah, bu necip milleti; maslahatçı, bencil, eyyamcı, ikiyüzlü, döneklerden; bütün bunları şahıslarında toplayan fırsat düşkünü günoğullarının şerrinden korusun. Günoğulları kadar olmasa da Allah’ın kendilerine verdiği aklı başkalarına kiralayan olayları ve durumları insana, İslam’a göre değil de parti liderlerine ve parti anlayışına göre değerlendiren partizanları da ıslah eylesin.