Türk Milletini tarihteki diğer milletlerden ayıran en önemli unsur çok yurt değiştirmek zorunda kaldıkları halde birlik ve beraberliklerinden kopmamış, her daim kendi kurudukları Devlet düzeni ve disiplini altında yaşamaları olmuştur

Türk Milletini tarihteki diğer milletlerden ayıran en önemli unsur çok yurt değiştirmek zorunda kaldıkları halde birlik ve beraberliklerinden kopmamış, her daim kendi kurudukları Devlet düzeni ve disiplini altında yaşamaları olmuştur. Binlerce Türk, binlerce km yol aldıkları halde dağılmadan ve esir düşmeden yol alabilmişler ve ayak bastıkları yerde Devlet olabilmişlerdir. Bu durum ancak deli bir cesaretin değil, büyük bir keşfin, planın ve aklın mahsulü olabilir. Ayrıca binlerce km göçten sonra bile dağılmayan bir milletin bölüneceğini düşünmek hayalciliktir.

Tarihimiz kurduğumuz pek çok Devletle doludur. Fakat çeşitli sebeplerden dolayı yıkılan bu Devletlerimiz yeniden kurulmuştur. Devlet kurup Devlet yıkanlar her yıkılıştan sonra milletin de üstün gayretleriyle küllerinden yeni doğmuş gibi yeni Devletini kurmakta gecikmemiştir. Her kuruluşun Kahramanları olduğu gibi, Devletin yıkılışının da Kahramanları vardır. Bu Kahramanları saymakla bitmez lakin bu Kahramanlara yön veren, onları bir amaç ve kutsal gaye için toplayan Devletin derin delhizlerinde Büyük Hun Devlet’inden beri var olan adına ne derseniz deyin kutlu bir teşkilat vardır.

Çok eski yıllardan beri zaman zaman uyku dönemine geçen, gerektiğinde aktif olan bu teşkilat, bu milletin bağrından çıkan çok Kahraman yetiştirmiştir. Özellikle yıkılış sürecindeki ve kuruluş aşamasındaki Kahramanlar gayet önem teşkil etmektedir. Halen sırlarla örülü tarihimizde aydınlatılamamış pek çok noktalar var. Kahramanlar mevzuunda popüler kahramanlarımızın olmadığını söyleyebiliriz belki… Ya da göz önünde kahramanlarımız yok diyebiliriz. Göz önünde olmaması gerçekten kahramanlarımızın olmadığını mı gösterir?

Bugünlerde özellikle baktığımız zaman pek çok diziye de konu olan malum teşkilat yani ‘’İhtiyarlar Heyeti’’ acaba neden son günlerde popüler bir hal almıştır. Bugünlerde böyle bir hal almasının elbette pek çok sebebi olmalı. Birileri diziler yoluyla bir farkındalık yaratmak istiyor ama neden? Türk Tarihinin en eski dönemlerinden beri var olan ve gizliliğini asla ortaya gerekmedikçe çok çıkarmayan bu teşkilat, ne oldu da son zamanlarda bazı popüler diziler de sürekli bahsedilir ve anılır oldu?

Dünya değişiyor ve bunu olaylara bakmadan da hissederek bile anlayabiliriz. Artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Değişen ve gelişen Dünya konjonktüründe pek çok gizli kalmış teşkilat ve bazı önemli sırlarda yavaş yavaş bu değişimden payını alıyor. Türkiye’nin çok zor bir süreçten geçtiği bugünlerde, milletimiz çok farklı ve değişik bazı his ve düşüncelere ister istemez kapılabiliyor. Tam da bu noktada umutsuzluk üzerine değil, bir inanç ve umut üzerine kurulan planlar ilerisi için güzel neticeler verebilir. Ancak bu noktada Türk Tarihinin belli zamanlarında, özellikle kırılma noktası dediğimiz zamanlarda bu millete umut olacak ve yeniden Dirilişine vesile olacak kişiler ve olaylar silsilesi çıkabiliyor. Ama bunları belli ölçüde belli bir plan dahilinde çıkartan bir Teşkilat var. İşte bu Teşkilat bugünlerde girdiği değişim ve gelişim sürecinde nasıl bir strateji izliyor ki varlığını millete hissettirme gereği duyuyor… Bunu da popüler diziler ve programlar aracılığı ile ortaya çıkarma gereği hissediyor. Bu konuda toplumun yönlendirilmesi de önemli ve dikkate değerdir.

Peki, ne oldu da tam da bu zamanda İhtiyarlar veya ismi ile müsemma bu Teşkilat iyice kendinden söz ettirmeye başladı? Çünkü bu Teşkilat Türk Tarihinde ne zaman bir Devlet yıkılma veya büyüme (Gelişme) sürecine girmiş ise o zaman daha çok kendinden söz ettirmeye başlamıştır. Türkiye Cumhuriyeti Ortadoğu’daki Müslüman halkla daha iyi nasıl iletişime geçer ve Devlette nasıl bir düzenleme yapılırsa Ortadoğu ve Orta Asya’daki halklar ile daha iyi bir iletişim içine girer? İşte bunu çok iyi sorgulamak lazım… Üstte de dediğim gibi iyice bir beyin fırtınası yapmak lazım! Peki şimdilerde de Teşkilat sürekli anılır olduğu için biz hangi süreçteyiz? Yıkılış mı, büyüme mi? Yazımı fazla uzatmadan bu hususu sizlerin düşüncelerine bırakıyorum… Bölgemizde büyük bir girdap var. Herkesi bu girdabın içine sokmaya çalışıyorlar. Türkiye ise Ortadoğu’daki güç savaşlarının tam ortasında! Kaos düzeninin mimarları ve ruhunu Şeytana satanlar son kozlarına ve büyük savaşa hazırlanıyor. Benim tam da burada inandığım bir gerçek var: ‘’Her ne olursa olsun Türkiye’nin kişileri de ülkeleri de aşan İlahi bir rolü var’’ bu rol tecelli edecek. Ama öyle ama böyle! Bunu da İnşAllah bizlerde göreceğiz…

Ve son söz: ‘’İnanıyorsanız Muhakkak Üstünsünüz’’