Gördüm ki

Dört haftadır köşe yazısı yazmadım. Ne mi yaptım? Yaklaşık 3500 km yol yaptım. Türkiye’deki farklı illeri gezdim, gözlemler yaptım. Akrabalarıma ve dostlarıma uğradım. Yeni insanlarla tanıştım.

Gördüm ki insanımız hala misafirperver. Kal diyen herkeste kalsaydım İstanbul’a uzun bir süre daha dönemezdim.

Gördüm ki doksan beşinde veya yüzünde hala sağlıklı kalmanın yolu diyetisyenden geçmiyor.

Gördüm ki bir insanın mesleği bizi yanıltabiliyor. Uçak mühendisi imamdan daha muhafazakâr olabiliyor.

Gördüm ki sadece onlarca kişinin gittiği bir köy camisinin imamı şehrin orta yerinde binlerce kişinin gittiği bir caminin imamından daha entelektüel olabiliyor.

Gördüm ki insanlar geniş evlerde yaşıyorlar. Bahçeli, garajlı, avlulu… Apartman daireleri bile 150 metre kareden daha küçük değil. İstanbul’da biraz sıkışmışız.

Gördüm ki İstanbul’daki imkânların büyük bir bölümü diğer illerimizde de var.

Gördüm ki çok uzun süre sonra bile bir akrabayı ziyaret etmek ve adeta yeniden tanışmak paha biçilemez. Akrabalarımızı biraz ihmal ediyoruz.

Gördüm ki herkes bir yerlerde kadrolaşmaya çalışıyor. Kadrolaşmayı eleştirmekten vazgeçtim. Fakat kadrolaşacağız diye insanlıktan çıkanlarımız var.

Gördüm ki Anadolu’da kimse siyasi konuları hararetle ve hevesle tartışmıyor. Yazın sıcak havasını soğutmak için siyaset konuşmak birebir.

Gördüm ki bir okul müdürü kendi sendikasından olmayan müdür yardımcısı ile de uyumlu çalışabiliyor. Bir umut var galiba.

Gördüm ki yollar güzel ama başıboş. Herkes kuralları kolayca çiğniyor. Yollarda denetleme ve hız kontrolü yapılmıyor.

Gördüm ki Anadolu’da hemen her ilde otopark sorunu var. Olanların da belli bir standardı yok. Bu işler sadece bir tabela ile yapılıyor.

Gördüm ki insanımız trafikte gereksiz bir acele içinde. Yollarda dünyayı kurtarmaya gider gibi bir halimiz var. Toplumca sakinleşmemiz gerekiyor.

Gördüm ki güneydoğuda güzel olan restoran yemekleri değil ev yemekleri.

Gördüm ki şehirleri beton yığınlarına dönüştürmüşüz. Başımızı sokacak binalar yapma ve daha çok para kazanma fikri bizi esir almış.

Gördüm ki şehirlerimizi kurtarmak için çok geç. Hepsi dikey mimari kurbanı olmuş bile. Ortalık aynı tip, yeni ve zevksiz binalarla dolmuş. Şehirlerden umudu kestim. Belki ilçeleri ve köyleri kurtarabiliriz.

Gördüm ki herkeste bir köye dönüş özlemi var. İmkânı olan yazlarını köyünde geçiriyor. İnsanımız tatil köyünü değil doğduğu köyü istiyor. Fakat bazı köylerimiz hala çok bakımsız.