Bugünleri de görmek varmış; Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, “Türkiye, Fransız güvenlik güçlerinin göstericilere karşı giderek sertleşen müdahalelerinden endişe duyuyor,

Bugünleri de görmek varmış; Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, “Türkiye, Fransız güvenlik güçlerinin göstericilere karşı giderek sertleşen müdahalelerinden endişe duyuyor, yetkilileri göstericilere karşı orantısız güç kullanmaktan kaçınmaya davet ediyoruz” demiş.

Konu; Fransa’da dalga dalga yayılan greve karşı güvenlik güçlerinin tavrı…

Biliyorsunuz Fransa’da hükümet anayasal yetkisini kullanarak parlamento oylaması olmaksızın çalışma yasasını değiştireceğini açıklamıştı.

İşçi sendikaları da, yeni yasanın işverenlerin personel almasını ve kovmasını kolaylaştıracağını, haftalık çalışma saatlerinin de artırılmasına da izin vereceğini öne sürerek greve gitmişti.

17 Mayıs’ta Paris’te başlayarak dalga dalga Fransa geneline yayılan grevler nedeniyle yaşam felç olurken, polisle göstericiler de sık sık karşı karşıya geliyor.

Tanju Bilgiç haksız değil; çok sayıda kişinin tutuklandığı, göstericilerin yanı sıra onlarca polisin de yaralandığı olaylarda, güvenlik güçleri şiddet kullanmaktan çekinmiyor.

Tazyikli sudan biber gazına, coplamaktan plastik mermiye dek polisler göstericilere karşı hayli sert…

Bir polis daha da ileri gederek gösterici bir kadının boğazını sıkarak, yere fırlatabiliyor!

Ve tüm bunlar demokrasinin doğum yeri kabul edilen Fransa’da oluyor!

Bir yanda hakkını arayan işçiler, diğer yanda onlara şiddet kullanan polisler!

Oysa Fransa’da işçiler mevcut haklarını korumak için sokağa dökülürken, Gezi Parkı’nda 6 ağacın yeri değiştiriliyor diye kıyamet kopmuştu!

Fransa’da işçiler haklarımıza dokunmayın, diye greve giderken, Başbakanla görüşen Gezi eylemcileri, 3. Köprü ve yeni hava limanı gibi devasa yatırımların durdurulmasını istemişti!

Yabancı medya, Gezicilerin bu absürd taleplerini çevreci (!) görüp günlerce canlı yayın yaparken, nedense Fransa’da işçilerin haklı eylemlerine duyarsız kalıyor!

Neden duyarsızlar?

Eğer hak diyorsanız, Fransa’da hakkını arayan işçilere kulak verin!

Eğer haber diyorsanız, Fransa’da dalga dalga yayılan ve hayatı felç eden grevlere koşun!

Gezi haber de, Fransa’yı yangın yerine çeviren eylemler haber değil mi?

Gerçek gazeteciler uluslararası oyunların maşası olmaz, gerçek haberin peşinde koşarlar!!!...