Öğretmen bile talebesini böyle çağırmaz tahtaya...

Öğretmen bile talebesini böyle çağırmaz tahtaya...

Bendeniz de o gün ikilemde kaldım inanın... Gülsem mi acısam mı?

Süleyman Özışık haklı... Dün yazdıkları CHP “ADAY TİYATROSU”nun anlatımı ve hakikatin ifadesiydi...

“Günlerdir, “Erdoğan’ı çıldırtacağız” diyerek rüzgar yapan CHP’nin aday açıklama töreninde gerçek ve kusursuz bir fırtına estireceğini bekliyordum doğrusu. Ancak Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Gel bakalım Muharrem İnce” demesi, tam bir rezaletti. Müsamere çocuğu gibi sahneye koşan Muharrem İnce de bu hitabı fazlasıyla hakettiğini gösterdi..” diye yazmış...

Gerçekten de bir parti lideri, kendi adayını ancak bu kadar küçük düşürebilirdi... Muharrem ise, durumun farkında bile değildi...

O denli mest olmuştu ki, kendisine “müsamere çocuğu” muamelesi yapan, hattâ, “Ben milletvekilliğinde Erdoğan’dan 5 ay kıdemliyim.. Askere gitseydik ben çavuş olurdum, o onbaşı...” diyerek siyasetteki kıdemini böbürlene böbürlene anlatan Muharrem, düşürüldüğü “acemi” zilletini fark edemedi bile...

Oysa Kemal abisi bastıra bastıra söyledi...

“Dünün öğretmeni, bugünün yeni siyasetçisi” demek, kurultaylarda karşısına defalarca Genel Başkan adayı olarak çıkmış en dişli rakibi Muharrem İnce’yi adeta siyaseten gömmek değil miydi?

“Gel bakalım Muharrem...” basit olay değil... Çook kıdemli siyasetçi bunu anlamasa da millet anladı ve kulağıma gelenlere göre CHP’lilerden de ciddî sayıda homurdanma olmuş...

Hattâ daha oracıkta, takdim tiyatrosu salonunda... “Senin takdimini sin kaf” diye bağıranlar olmuş...

CHP’li tabanın Kemal’e bunca yıl tahammül göstermesi siyasi çiledir... CHP’liler belki hidayete eremediler ama artık piştiler ve bu sin kaflar yarın Kemal’e yol, su, elektrik olarak geri dönecektir...

Kemal müdür aklınca en dişli rakibinden ince bir ayarla kurtulacak... Hayır efendi kazın ayağı hiç de öyle değil...

Siz daha partinizde olup bitenleri takipten bile acizsiniz...

* * *

Siyaset kazanında fokur fokur MENFAAT ve İKBAL kaynaya dursun...

Millet kazanın etrafına toplanmış ve pişen yemeği (!) beklerken bir birini yemeye devam etsin...

Elin oğlu (dış düşmanlarımız) ağzı açık ayran delisi gibi bakmıyor bize...

Notlarını alıyor, yeni Türkiye planlarını hazırlıyor; sosyo-politik halimize uygun düşücek operasyonlar hazırlıyorlar...

İSTİHBARAT’ta basit ama çok faydası görülmüş, değişmez bir ilke (kural) vardır: “İş tutacağın ülkenin halkını takip et... Halk ne haldeyse ona göre hareket et...”

HİTLER, Fransa’ya bu ilkenin ışığında saldırdı... ABD, Saddam Hüseyin Irak’ına karşı işgal saldırısını bu ilkeyi kullanarak başlattı...

Türkiye’de seçimlere (el altından) müdahale eden mihraklar ince hesaplar yapmıyor mu sanıyorsunuz? Hiç şüpheniz olmasın, en ziyade Türkiye halkını, hem de yakinen takip ediyorlar...

#HARBİDEN: Seçimler mühim. Lâkin daha mühimi, ülkemizin yüzyıllar ötesi stratejik menfaatlerini düşünebilmek. Bir ülkede böyle uzun vadeli düşünebilen vasıflı insanlar, aydınlar ne kadar fazlaysa o ülkenin, o devletin istikbâli o denli garantidir... 06.05.2018