Francis Bacon “ Denemeler ”

Francis Bacon, (1561-1626) İngiliz düşünür ve siyasetçisidir. “Denemeler” kitabı okununca, bu günün batı dünyasının siyaset anlayışının felsefi temellenmesi de anlaşılır. Birinci denemesi “hakikat üzerine” başlığı altında olup en önemli cümlesi, ” insan zihninin hoşgörüyle hareket etmesi, tanrısal öngörüde huzura kavuşması ve hakikatin kutuplarından geçmesi, işte insanın yeryüzünde cenneti tatmasıdır bu.” (Denemeler, s.5, iş bankası kültür yayınları) Bu cümleyi okuyan birinin savaşı teşvik etmesine ihtimal vermezsiniz. Ama hiç de öyle değil. Tamda adam, ne hakikatler yakalamış derken, çelişkilerinden kurtulamadığını başka bir bölümde haykırıyor.

***

Birçok konuda yazmış olduğu denemelerde çok güzel hakikatleri de yakalamış olan Francis Bacon, Aynı eserin “XXIX İmparatorluğunu Sınırlarını Genişletmek Üzerine” başlıklı denemesinde; bir devletin en önemli gücünün savaşma gücünü olan insan unsurunun olduğunu belirtiyor. Bunun için savaşın devletin ayakta durması için gerekli olduğunu belirtiyor. Hatta halkın savaşma gücünün kırılmaması için çok fazla vergi alınmaması gerektiğini söylüyor.

***

Savaşında önemli bir bahanesi olmalı, yoksa insanların geneli savaşa karşıdır, şeklinde görüşünü savunuyor. Savaş olmazsa devletler sınırlarını genişletemez, diyor. Bu konudaki fikrini kanıtlamak için tarihten örnekler vermeyi de ihmal etmiyor. Savaş nedeni üzerine aynen şöyle diyor: “hiçbir doğal ya da sosyal bünye, alıştırma yapmaksızın sağlığını koruyamaz. Bir krallık ya da devlet için de, haklı ve onurlu bir savaş, faydalı bir alıştırma yerine geçer. Kuşkusuz iç savaş, bedendeki yüksek ateşe benzer, ancak yabancı bir ülkeyle savaşmak, özellikle de devletin sağlığı için gerekli hareketten doğmuş biri ise ısınma gibidir. Çünkü sersemleten ve uyutan barış, ruhları yumuşatırken töreleri yozlaştırır. Şurası açık ki, devletin huzur yolu büyümesinden geçiyorsa, her daim silahlı olması gerekir.” (Denemeler, s.138, iş bankası kültür yayınları)

***

İşte bu mantıkla hareket eden batı sürekli savaştı; birinci dünya savaşı, ikinci dünya savaşı hep bu düşüncenin eseridir. Aslında egolarını tatmin etmek isteyen liderler savaş ister, temel ihtiyaçlcarını karşılama peşinde olan sıradan halk ise barış ister. İşte Francis Bacon tarihte kendini gösteren bu ilkeyi felsefi olarak desteklemiş. Yeni bir fikir üretmiş değil, sadece var olan tarihi bir ilkeyi yazıya dökmüş.

Bir taraftan iyilikten bahsederken, diğer taraftan egolu liderlerin savaşma arzusunu meşru göstermeye çalışmış. İngiltere de Kral’a danışman olmak için çok çaba sarf etmiş olan Bacon, kültürel kodlarından tamamen kurtulamadığı içinde, yayılmacı politikaları doğrulmaya çalışmıştır.

***

Günümüzde de aynı şeyler olmuyor mu? ABD, kendine hiçbir zaman zarar verecek güce ulaşmayacak örgütleri ve eylemleri bahane ederek sürekli savaşla ülkeleri dizayn ediyor. Hatta bir terör örgütü ile mücadele adına başka bir terör örgütünü silahlandırıyor. Amerikan halkının çoğunluğu savaşı istemese de, egolarını tatmin etmek isteyen yönetici elitlerin savaşma arzusunun hep bir bahanesi bulunuyor. Bazen Saddam’ın gizli silahları oluyor, bazen Amerikan çıkarlarını zedeleyen bir lider. Savaş isteyen ülkelerin liderlerine ve çocuklarına bir şey olmuyor. Sadece kaybettikleri savaşlarda, siyasi hayatları sekteye uğruyor. Sonra da iyilik ve demokrasi üzerine demler vuruluyor. Tıpkı Francis Bacon gibi…