Alkışı hak ediyoruz. Medeniyetin beşiğini el birliği ile sallıyoruz. Özümüze dönüş ifadeleri güzel ancak önce hep birlikte hatırlatmak ve hatırlamak gerekir. Neyi mi? Kırılgan Popülerliği tabi ki.

Alkışı hak ediyoruz. Medeniyetin beşiğini el birliği ile sallıyoruz. Özümüze dönüş ifadeleri güzel ancak önce hep birlikte hatırlatmak ve hatırlamak gerekir.

Neyi mi? Kırılgan Popülerliği tabi ki.

Sanat arenası kısır bir döngü içinde üretimsiz. Nitelikli üretimden ziyade iğrençlik ötesi TV programları sanat olgusunu ucuz kişilikleri her saat çıkarıp / yok ediyor içyapısında…

Medya sektörü belli güçlerin tekelinde egemen güçlerin çıkarları doğrultusunda toplumun haber edinme hakkını gasp ediyor.

Siyasetçi kendi partisinin dahi program – tüzüğüne hakim değil.

Topluma çözüm üretecek bu insanların varlığı/işgali bir israf. Siyasi partiler kesinlikle 'niteliksiz' insanların toplanma alanına dönüşmüş.

Ticaret meselesi keza hızlı kar marjı ile üretimden kopuk, toplumdan soyut yaşam hali ile işgal olgusuna dayanan zenginlik ile kültürsüz-niteliksiz insanlar yığınıdır.

Bakın, bireyselleşmenin çok ağır ilerlediği topraklar üzerinde yaşadığımız gerçeğini sizler de biliyorsunuz. Bu sosyolojik sorununun; bireysel, özgün düşünemeyen zihinlerin ise kuracağı ilişkilerin sokak jargonu dolayısıyla kafa-göz iletişimi olabileceğini yadsımıyoruz. Fakat bu distopya' ya yerleşeceğimiz anlamını taşımamalıdır.

İletişim sorunu yaşıyoruz! Bu sosyal bir beka sorunudur. Artık yaşamın her anında ve yerinde görebiliyoruz bu sorunu. Sosyal dinamiklerin olduğu her an her yerde cahilizm yeni egemen olarak zeferini ilan ediyor. Basit bir gözlem ve anımsamayla cahilizm'in yaşam tarzına dönüştüğünü görebiliyoruz. Sokakta, Tarlada, Okulda, Kamuda, Partilerde, Derneklerde, İş yerlerinde bilhassa ikili ilişkilerimiz de.

Korkmayın! Ümitsiz de olmnayın! Tüm cahil pratiklere rağmen yaşamımız çok güzel olacak buna inanın.

Nasıl mı? O da bir sonraki yazıda…