Çocukluğumuzun en büyük eğlencesiydi fırıldak. En basit şekli ile kare biçimindeki bir kâğıdı ortasında ölçülü bir boşluk bırakarak köşelerinden keser

Çocukluğumuzun en büyük eğlencesiydi fırıldak. En basit şekli ile kare biçimindeki bir kâğıdı ortasında ölçülü bir boşluk bırakarak köşelerinden keser; kesilen her köşeyi ortaya doğru katlar sonra da köşeleri ortada üst üste gelecek bir biçimde pul ve topluiğne yardımı ile birleştirirdik. Böylece fırıldağımız tamamlanırdı. Fırıldağın düzgün bir sopanın ucuna monte edilmesi ile işlem tamamlanırdı. Fırıldağın dönmesi için rüzgâr şarttır. Rüzgârın estiği yöne fırıldağımızı tutar, fırıldağımız döner, biz de ona bakar eğlenirdik. Şayet rüzgâr esmiyorsa o zaman fırıldağı çevirmek için koşmaktan başka çare yoktur.

Renksizi, renklisi, şekilsizi, şekillisi ile çocukluk günlerimizin eğlencesi olan fırıldakların benzerlerinin ve de çok daha büyüklerinin yel değirmenlerinde koca öğütücü taşları döndürdüğünü yıllar sonra öğrendim. Günümüz dünyasında daha çok elektrik enerjisi elde etmek amacıyla kullanılan dev fırıldak da diyebileceğimiz rüzgar türbinlerinin üretime katkısı inkâr edilemez. Fırıldağın değişik bir biçimi olan pervaneler bugün itibari ile serinletici, soğutucu veya ısıtıcı olarak sanayi ve teknolojide kullanılmaktadır. Çocukların eğlencesi olan fırıldağın, insan aklının yol göstericiliği ile birleşince nelere ve nerelere kadar uzandığını günümüz dünyasının teknolojisi gözler önüne sermektedir.

İnsan aklı dedim de elbette fırıldağın bu çok yönlü işlevini gören bazı ileri akıllılar(!) neden sadece fırıldağı teknikte, teknolojide kullanalım demişler. Neden rüzgârın bedavasına biz de yüzümüzü dönmeyelim; onun serinleten özelliğinden biz de yararlanmayalım, bu sayede iş ve aş sahibi olmayalım, biz de havadan para kazanmayalım demişler ve de fırlamışlar suyun kaldırma gücünü keşfeden Arşimet gibi meydana. Böylece fırıldak düşüncesinden yeni bir meslek(!) doğmuş. Bu mesleğin adına da “fırıldakçılık” denmiş.

Günümüz dünyasında geniş bir yelpazede teknik ve teknolojide kullanılan fırıldak ve türlerine paralel olarak soysal hayatın çeşitli alanlarında da fırıldakçı ve ondan türeyen fırıldakçılık, kananların ve kandırılanların nicelik ve niteliklerine göre şekillenerek çeşitlenmiştir. Düzenbaz, dolapçı, hilekâr, söz ve davranışlarına hiçbir zaman güvenilmeyen insan tipi olarak tanımladığımız fırıldak insanlar; dalkavukluk, yağcılık, ikiyüzlülük, döneklik, yalancılık, kraldan çok kralcılık gibi yan ürünlerle beslenirler.

Bu yamuksu meslek, bu coğrafyada özellikle de siyasi ve sosyal hayatta fasulyenin sırığa sarılması gibi sarılmış ve boy atmıştır. Fırıldakçılar; saf, iyi niyetli, kalbinde ve kafasında kötülükten eser olmayan, inançlı insanları hedef kitlesi olarak seçmekte, onların temiz duygularını istismar etmektedirler. Fırıldakçılarda vicdan terazisi yoktur. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını hiçbir endişe duymadan yiyebilen sözüm ona bu açıkgözler bütün güçlerini taban yalamaktan alırlar. Kişilik ve kimlikleri gelişmemiş bu hasta ruhların rüzgârları, çıkarlarıdır. Çıkarın bittiği yerde bu yapıdaki insanı göremezsiniz.

Toplumda büyük bir güven bunalımına sebep olan bu kişilerin palazlanmaları oranında rağbet görmeleri ise maalesef işin en acı yanıdır. Oysa siyaset arenasında en önde koşan; sosyal hayatta kendisinde keramet varmış hissini vermeye çalışan bu hasta ruhların ibret-i âlem için en ağır bir biçimde cezalandırılmaları gerekir.

Hilye ve desise ile bütün güçlerini köşe dönme ve koltuk kapma üzerine yoğunlaştıran, böylece belirli mevki veya servet elde eden bu kişilerin en bariz özelliklerinden biri güç aldıkları kişi veya kişilere yalakalık yapmalarıdır. Çıkarlarının bittiği noktada kendilerine imkân sağlayan kişi ya da kişileri rahatça harcayabilen yaradılıştaki bu fırıldakçıların özellikleri genetik midir, sütleri ile ilgileri var mıdır; bilemiyorum. Bildiğim ve gözlemlediğim kadarı ile dalkavukluklarının mükâfatı olarak mevki ve servet elde eden bu yaratıkların çevresindekileri ezme, onlara eziyet etme gibi kendi ezikliklerini başkalarının ıstırap çekmelerinde aramalarıdır.

Allah bu milleti kene gibi başkalarının kanını emerek palazlanan toplum paraziti fırıldakçılardan korusun.