FETÖ’nün yabancı devletler ve istihbarat servisleri ile ilişkisi 2

FETÖ, Türkiye’yi Avrupa ülkeleri nazarında suçlu durumda gösterip AB’nin Türkiye’ye baskı uygulaması amacıyla 2014 yılı içerisinde Belçika/Brüksel'de faaliyet gösteren "G + (europe)" isimli en güçlü/etkili danışmanlık/lobi şirketi ile bir anlaşma yapmıştır.

"G + (europe)" isimli lobi şirketinin yetkilileri, Avrupa Komisyonu Türkiye Masası Başkanı Jean Christopher Filori ve Avrupa Komisyonu Başkanı Sözcüsü Peter Sanino ile yaptıkları görüşmelerde;

Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarını ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni Türkiye ve AK Parti’de “yeni kadrolar" söylemini çok tehlikeli değerlendirdiklerini ifade etmişler ve Türkiye’de yeni oluşturulacak kabineye dair menfi görüşlerini dile getirmişlerdir.

Söz konusu lobi şirketi yetkilileri, Türkiye aleyhine olan bu düşüncelerini, The Economist'in Türkiye editörü ve Wall Street Journal'den yetkililerle de paylaşmayı planlamaktadırlar.

"G + (europe)" isimli lobi şirketi, "42 rue Breydel, 1040 Brüksel, Belçika" adresinde faaliyet göstermekte olup, Paris ve Londra'da ofislerinin bulunmasının yanı sıra 20 Avrupa ülkesinde temsilcilikleri vardır.

Şirket, “AB, ulusal politikalar ve medya alanında siyasi danışmanlık, kriz yönetimi, siyasi gelişmeler, AB eğitim programları, uzlaşı, siyasi analizler, medya ilişkileri, medya stratejisi ve medya eğitim” konularında hizmet vermektedir.

FETÖ’nün sözcüsü konumundaki Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkan Yardımcısı Cemal Uşak, Almanya’nın İstanbul Başkonsolosluğu’nda görevli BND (Alman İstihbarat Servisi) Temsilcisi Edward Ehrenheim ve yardımcısı Jörg Birkenbeul ile 15.01.2014 tarihinde İstanbul’daki bir restoranda görüşme yapmıştır.

Bu görüşmede şüpheli Cemal Uşak, Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik durumuna ilişkin muhatabına açıklamalarda bulunmuştur.

Edward Ehrenheim'in ise Cemal Uşak’a; “17 Aralık Operasyonu, Türkiye'den Suriye'ye giden yardımı MİT'in mi Emniyet'in mi organize ettiğini, seçimler sonrasında Türkiye'de nelerin yaşanacağı” hususlarında sorular yöneltmiştir.

Taraflar karşılıklı olarak “dershanelerin kapatılması, demokratikleşme süreci, paralel devlet, derin devlet, İHH Başkanı Bülent Yıldırım, Fetullah Gülen Hareketi” gibi konulardan bahsetmişlerdir.

Cemal Uşak’ın İsrail’in İstanbul Başkonsolosluğu yetkilileri ile sıkı irtibatı, FETÖ’nün yabancı istihbarat servisleriyle ilişkisini ve kimlere hizmet edildiğini ispatlamaktadır.

Fetullah Gülen, başlangıçta Moon Tarikatına bağlı bir örgütlenme olarak Türkiye'de faaliyet göstermiştir.

Dinler arası diyalog projesi, Dünya Kiliseler Birliğinin bir projesidir.

Cemaatte sonradan bu projenin bir parçası haline gelmiştir. İnzivaya çekilen bir din adamı olduğunu iddia eden F. Gülen neden bir İslam memleketinde değil de Amerika'da uzun süre yaşadığını açıklayamamaktadır. Herkes sevdiği ile birliktedir.

Yurt dışında okullar ve eğitim kurumları açıp daha sonra birçok alanda ticari faaliyette yürüten Fethullah Gülen, evrensel düşüncelere uyumlu olarak ve küresel güçlerin emrinde örgütünü yönetebilmektedir.

Yabancı ülkelerden destek alabilmek için onlara şirin ve işbirliği içinde görünmüştür.

Bu nedenle Fetullah Gülen'in, AB, ABD ve İsrail adına ve istihbarat örgütlerine çalıştığı, CIA ajanı olduğu, onlara istihbarat sağladığı iddiasını doğrulayan birçok delil bulunmaktadır.

Fetullah Gülen’i, ABD'de CIA’i korumaktadır. (Deliller-14 Kls. 16 Nolu Delil)

Onu ziyarete gelenlerin vize problemi çözülmektedir.

Fetullah Gülen ve örgütünün ABD’nin emrinde olduğu ve CIA tarafından kullanıldığı çok açıktır.

Mesela CIA ajanları öğretmen gibi değişik ülkelerdeki Fethullah Gülen okulları üzerinden devletlere sızmakta ve istihbarı bilgi toplamaktadır.

ABD himayesi olmadan Fetullah Gülen Pensilvanya'da kalamaz ve bu işten çıkarı olmayan ABD onu ülkesinden barındırmaz.

Yine Fethullah Gülen, kim ne derse desin ABD’ye biz bir şey demeyelim” diyerek bağlılığını göstermiştir.

ABD’den Yeşil-kart alabilmek için mahkemeye Fethullah Gülen’in elli milyar dolarlık malvarlığı olduğunu beyan ettiği iddia edilmektedir.

Yeşil-kart alınken Fetullah Gülen, çok çaba göstermiştir.

Her yeşil-kart sahibi gibi o da Amerikan çıkarlarına uygun hareket edeceğine ve onların istediklerini yapacağına söz vermiştir.

Onların işine gelecek şekilde hareket etmeyi kabul ederek bilfiil uygulamıştır.

Dinler arası diyalog perspektifine göre konjonktüre uygun şekilde Fethullah Gülen, Yahudiler ile ilgili ayet ve hadisleri yanlış anlayıp, yaptığı izahlarda yanıldığını "kemali samimiyetle” itiraf edebilmiştir.

Ona referans olan kişiler de açıkça çıkarlarına hizmet edecek bu üstün değerli kişiyi ellerinde tutmak için referans olmuşlardır.

Yine FBI resmi sitesinde işbirliği içinde oldukları gruplar arasında Fetullah Gülen örgütü de sayılmaktadır.

Din ve Allah ile aldatılarak Türkiye’nin saf insanından toplanan himmet paraları, örgüt tarafından ABD'deki kiliselere bağışlanmakta, senatör ve başkan seçimlerine bol bağış yapılarak maddi destek verilmektedir.

ABD’nin senatör ve devlet adamlarının gezi masrafları karşılanmaktadır. Bunlar karşılığında örgütün üst düzey sorumluları ve örgüt üyelerine ABD tarafından vize kolaylığı sağlanmaktadır.

Bu bilgiler bütün olarak, Fetullah Gülen ve cemaatinin yabancı devletler ve istihbarat teşkilatlarının elinde oyuncak olduğunu, Allah Rızası yerine onların rızasının geçtiğini, devlete karşı onların çıkarlarını savunduğunu, dini bir özelliğinin ve ilgilerinin olmadığını, örgütün insanları kandırıp din ile aldatarak kullandığını apaçık ortaya koymaktadır.

FETÖ, Türkiye’de faaliyet gösteren dini bir cemaat iken 1991 yılı sonrasında yurt dışına eğitim kurumları ile açılmıştır.

İlk açılımını Orta Asya’da gerçekleştiren ve öncelikli hedefi Türk Cumhuriyetleri olan örgütün programı başarıya ulaşmıştır.

Yurt dışı faaliyetleri ile örgüt büyümüş, herkesin dikkatini çekiştir.