FETÖ’nün toplunda meşruluk kazanması 1

Terör örgütleri, başvurdukları cebir ve şiddeti gizlemek ve meşru göstermek için başka düşünceleri ödünç alıp maske olarak kullanırlar.

Bütün terör örgütleri, siyasi hedefleri elde etmek için sistematik şiddet hareketlerine başvurular.

İdeoloji, ırk veya din terör örgütlerinin ödünç olarak kullandığı maskeleri oluşturur. FETÖ, dini maske olarak kullanıp, dine hizmet ettiği gerekçesiyle kendini meşrulaştırmak istemektedir.

Topluma algılatılan cıamaat (hizmet) hareketi; (Zorla topluma dayatılmak istenen güya cıamaatin hedefi )

İslam Dininin yayılmasına hizmet eden, dindar bir gençlik yetiştirilmesine önem veren, ülkesine, devletine bağlı çalışkan ve disiplinli, hayırsever bir topluluk oluşturulmasına sebep olduklarına inanmalarıdır.

Yabancı dilleri ile ülke dışında yabancı devletlerde ülkesinin temsilcisi gibi çalışan, dünyanın her yerine yayılmış gönüllülerden oluşan, basın yayın organları ve televizyonlarında ülkeyi barışa, huzura ulaştırmak için çalıştıklarını düşünmeleridir.

Türkiye'nin en ücra köşesine kadar okul ve yurtlar açarak gençlerin okuması ve ülkenin kalkınmasına adayan, her yerde, her zaman örnek insan gibi davranıp saygın bir konumda bulunan ilim irfan sahibi, sözü sohbeti dinlenen, modern insan tipi, yalanı olmayan, dürüst, ahlaki her erdemi her güzelliği üzerinde topladıklarını sanmalarıdır.

Ülkenin temel meselelerine derinlemesine ve hak yönüyle bakan, dengeli, sağduyulu, duyarlı insanlardan oluşan, komşusu açken tok yatmayan, hayır ve hasenatta yarışan, üçüncü dünyada gariban ülkelere ilim irfan hayalini kurmaktadırlar.

Ülkemizin milli marşını, dilini, kültürünü öğretmek için çabalayan, bu ülkeye gelen herkese sahip çıkan, bulunduğu devlet ile Türkiye arasındaki irtibatı sağlayan kişilerden oluşan seçkin bir topluluktur.

Bu algı çok büyük bir yanılgıdır. Gerçekler hizmet hareketinin hiç masum olmadığını, devlet ve toplum nazarında devleti ele geçirme amacını başarılı bir şekilde bu görüntüyle gizlediğini göstermiştir.

1-) (Vatan haini ve terörist başı) Fetullah Gülen Cıamaati, başlangıçta devletin pek ilgi göstermediği “din eğitimine” önem vermiş, dindar insan yetiştirme gayretini benimsemiş görünerek toplumda meşruluk ve genel bir kabul görmüştür.

Bu cemaat modernite ile İslam’ı bağdaştırmış gibi yaparak hem dindar ve hem modern toplum kesimlerinden destek ve ilgi görmüştür.

Cıamaat, bir yanda içki içenleri, kumarbazları, tefecileri bünyesine alırken diğer yanda da dindar ve muhafazakâr kesimlere de hitap etmiştir.

Toplumdaki her kesime veya kişiye adeta nabza göre şerbet vermiştir.

2-) İkinci olarak cemaat, meşruluk kazanmada yurt içi ve dışındaki okulları ve eğitim faaliyetini çok etkili bir şekilde kullanmıştır.

Yurt içinde okullarını devletin ulaşmadığı yerlere ve kitlelere de yayarak eğitim öğretim götürdüğü imajını vermiştir.

Aynı şekilde yurt dışında devletin başaramadığını cıamaatin başardığını ve okulları bütün ülkelere yaydığını iddia ederek meşruluk kazanmıştır.

Türk bayrağının her ülkede bu okullarda dalgalandırıldığı ve Türkçe’nin yurt dışında yayıldığı bir dünya dili haline geldiği gibi mübalağa ve abartı ile algı oluşturulup toplumda destek görmüştür.

Cıamaat, salt eğitim öğretim işi yaptığını topluma algılatarak hem dikkat çekmemiş ve hem de toplumun örgüte olumlu bakmasını sağlamıştır.

Bu sayede cıamaat devletle çatışmayacağı algısını da oluşturmuştur. Cıamaat, okulları ve eğitim faaliyetlerini, özellikle yurt dışındaki okullarını gizli amacına giden yolda propaganda malzemesi haline getirerek devletin yapamadığını başardığını ileri sürerek meşruluk sağlamıştır.

“Eğitim ve öğretim ve din” her kapıyı cıamaate açan algı malzemesi ve istismar aracı yapılmıştır. Öğrenci çocuklar, eğitim bahanesi ile evlere alıştırılıp militanlaştırılmış, öğrenciye burs adıyla himmetler toplanıp emekli vaizlerin banka, şirket ve holding sermayesi bu algı sayesinde toplanmıştır.

3-) Cıamaat başı dara düştüğünde, eğitim ve yurt dışı okullarının faaliyetini öne çıkararak engellerden sızmayı becerebilmiştir. Yurt dışında okullar açarak devlet nezdinde prestijini arttıran cıamaat, Türk kültürünü yaydığını ileri sürerek bir yandan devlet ve kamu idarelerinde kadrolaşmış bir yandan da bu hizmetlerin devamı için şirketlerine ihaleler almış, devlet imkânlarını sınırsız şekilde kullanmış, bedelsiz arsa, para, ekonomik kaynak toplamış, kamu kaynaklarını şirketlerine aktarmıştır.

Cıamaat şirketlerinin her yıl olağanüstü büyümesinin altında yatan sebep cemaatin meşruluk kazanıp mali kaynak toplamasıdır.

4-) Cıamaat, okulları, yurtları, dershaneleri, basın yayın kuruluşları, haber ajansı, bankaları ile örgüt için istihdam alanı yaratmıştır.

Bu alanlarda çalıştırdığı kişiler üzerinden de bir meşruluk kaynağı sağlamaktadır. Cıamaat bu yolla ülke ekonomisine katkı sağladığını iddia ederken kendi mensuplarına da eserleriyle övünen her yerde ve her alanda cemaatin var olduğu ifade edilerek gurur duymaları sağlanmaktadır.

5-) Cıamaat, bilgisayar ve teknik işlerde uzmanlaşmaya önem vermiştir. Devletin hemen her konudaki teknik personelini ve bilişim uzmanlarını yetiştirmiştir.

Örgüt, devletin ihtiyaç duyacağı bütün alanlarda teknik personel yetiştirmiş, kalifiye eleman için kendisi dışında hiç kimse kalmamasına özel bir özen göstermiştir. Bu durum ona bir meşrulaşma alanı açmıştır.

Toplu olarak kopya çekip devlette kadrolaşana kadar Fetullahçıların özellikleri;

Kamu kaynaklarını ve devlet imkânlarını kullanabilen iyi eğitim almış, yüksek lisans veya doktora yapmış, yurt dışını görüp tanımış veya yaşamış, yabancı dil bilen kimselerdir.

Kamu idarelerinde verilen emre sonuna kadar itaat eden, en iyi şekilde çalışan, işini iyi yapabilen, disiplinli, işi için elinden gelen gayreti gösteren, en sorunsuz, kalite ve kalifiye bakımından meziyetli, kabiliyeti yüksek ve zeki, teknolojiye meraklı, çağın bilgisini öğrenmeye çalışan, açıktan olmasa bile dini vecibelerini yerine getirmeye çalışan kimselerdir.

Ancak bir abinin talimatıyla, bu kadar zeki ve donanımlı kimselerin her türlü tehlikeye atılan, suç işleyebilen, örgüt menfaati için her türlü ahlaksızlığı, hukuksuzluğu, çirkinliği, günahı, ayıbı işleyebilir hale gelmeleri anlaşılamamaktadır.