FETÖ’nün genişleme ve kadrolaşma dönemi - 1

“Altın Nesil” oluşturmak söylemiyle 1974 yılından beri müstakil hareket eden ( Vatan haini ve terörist başı ) Fetullah Gülen, günümüze kadar bu alanda çok büyük ilerlemeler kaydetmiştir.

Hareket merkezi olarak başta dershaneler olmak üzere eğitim kurumlarını esas alan yapılanma, derslerinde başarılı, dini değerlere, ailesine ve büyüklerine saygılı, herhangi bir kötü alışkanlığı olmayan, vatanını milletini seven örnek öğrenciler yetiştirme amacıyla hareket ettikleri söylemiyle çok geniş kitlelere hitap eder hale gelmiştir.

Eğitim sistemindeki boşlukları ve eksiklikleri iyi değerlendirerek kendilerine sempati duyan/duymayan her kesimden öğrenciyi dershanelerine almış, hatta siyasi olarak sol görüşü benimseyen pek çok kişi, sınavlarda başarılı olacağı düşüncesiyle çocuklarını anılan kesime ait dershanelere ve eğitim kurumlarına göndermişlerdir.

Bazı yerlerde ise FETÖ’ye bağlı dershaneler dışında başka bir dershane olmaması nedeniyle alternatifsizlik, insanları çocuklarını söz konusu dershanelere göndermeye zorlamıştır.

FETÖ, diğer dershanelere göre daha disiplinli bir sistem uygulamış, aldıkları başarılı sonuçları kamuoyu nazarında çok iyi pazarlamış ve netice itibarıyla örgüt dershaneleri bu sektörde söz sahibi olmuştur.

Dershanecilik yanında özel okullara da el atan yapılanma, gelişimini katlayarak devam ettirmiştir.

( Vatan haini ve terörist başı ) Fetullah Gülen’e bağlı özel okulların ya dershanelerin eğitim öğretim alanında elde ettikleri başarılara yönelik olarak medyada yayınlanan yazılar, ( Vatan haini ve terörist başı ) Fetullah Gülen ve anılana bağlı şahıslar ve kurumlar hakkındaki müspet kanaatleri pekiştirmiştir.

Bu durumdan istifade ile dershaneler ve diğer eğitim kurumlarından sağlanan önemli gelirler yanında, yoksul ve ihtiyaç sahibi öğrencilere yardım adı altında, hayırsever iş adamlarından ve esnaflardan büyük miktarlarda nakdi ve ayni yardımlar toplanma yoluna gidilmiş ve bu sayede yapılanma maddi yönden çok büyük bir güç haline gelmiştir.

Dershaneler ve okullar yanında en büyük hareket noktalarından biri olarak her bir yerleşim yerinde, sayıları dershane ve okullardan çok daha fazla “ışık evleri” olarak adlandırılan evler oluşturulmuş, buralardan FETÖye yeni öğrenciler devşirilmiştir.

Işık evlerine giden öğrencilere, belirli bir hiyerarşi içerisinde evden sorumlu abi ya da ablanın direktifleri ile FETÖ disiplini verilmiş, mehdi olarak görülen ( Vatan haini ve terörist başı ) Fetullah Gülen’e sonsuz bir bağlılık içerisinde hizmet etme gayesi aşılanmıştır.

Buralar, iyi ahlaklı, dinine bağlı ve başarılı gençlerin ikamet ettiği yerler olarak lanse edilmiş, ( Vatan haini ve terörist başı ) Fetullah Gülen’in ve FETÖ’nün gerçek niyetini bilmeyen pek çok kişiden bazıları bu evlerdeki devşirme tuzağına düşerek örgüte kazandırılmış, bazıları ise kurtularak uzaklaşmıştır.

Başta esnaflar olmak üzere pek çok kişi ise iyi niyetle bu evlerde kalan şahıslara ellerinden gelen her türlü yardımı yapmışlar, gerektiğinde çocuklarını bu evlere göndermekten de çekinmemişlerdir.

Yurt dışına 1991’den sonra açılmaya başlayan cıamaat, zaman içerisinde dünya genelinde 160 ülkede, Türkiye’nin temsilciliğinin olmadığı yerlerde dahi Türkiye’yi temsil eden, Müslümanlığı tanıtan, Bayrağımızı ve İstiklal Marşımızı en uzak Afrika ülkelerinde dahi duyuran bir gönül hareketi izlenimi yaratmıştır.

Özellikle yurt dışındaki eğitim faaliyetleri, STV’de 1995 yılından beri yayınlanan “Ayna” adlı programda olduğu gibi, FETÖ’nün üstlendiği misyonun aynasıymış gibi gösterilmiştir. Tabi ki bu algı olup, gerçekler başkadır.

Ülkesine ve dinine bağlı çok sayıda vatandaşımız, kültür elçisi olarak gördükleri yurt dışındaki bu okullara maddi ve manevi yönden ellerinden gelen her türlü yardımı göstermişlerdir.

Türkiye’nin saygın üniversitelerinden mezun olan gençler, çok daha iyi şartlarda çalışma imkânları varken, dini bir yapı sanarak aldatıldıkları için hizmet ettikleri zannıyla bu yapılanmaya bağlı yurt içi ve yurt dışındaki eğitim kurumlarında görev almışlardır.

Her yıl düzenli olarak tertiplenen “Türkçe Olimpiyatları’nda, dünyanın değişik bölgelerinden gelen öğrencilerin Türk halkının gönüllerinde yer etmiş şarkıları seslendirmeleri, “hizmet hareketi” olarak adlandırılan bu yapılanma hakkındaki mevcut olumlu algıyı pekiştiren unsurlardan olmuştur.

Yapılanma, zaman geçtikçe çok büyük kitlelere hitap eder hale gelmiş, katlanarak genişlemesine devam etmiştir.

Yurt içinde ve dışında yüzlerce eğitim kurumu, yazılı ve görsel medya organları, bankası, sivil toplum kuruluşları (dernekler, vakıflar, sendikalar vb), ekonomik kuruluşları ve kendisine gönül vermiş binlerce işçi, memur, esnaf ve iş adamıyla, dev bir organizasyon haline gelmiştir.

Ancak, bu süreç içerisinde çok akıllıca bir strateji izleyen yapılanma, yakın zamana kadar siyasi iktidarlarla herhangi bir rekabet ve husumet girmemiş, hangi görüşten olursa olsun menfaatinin olduğu yurt içinden ve yurt dışından her kesimle ilişki geliştirmekten kaçınmamıştır.

Bu şekilde aslında en iyi siyaseti kendisi gerçekleştirmiş, herhangi bir siyasi kitleye bağlı olup sorumluluk ya da denetlemeye tabi olmadan, istediğini gerçekleştirmiştir.

Kendisine ait medya organlarında ise belirli bir döneme kadar siyasi konulara değinmemiş, dini içerikli, belgesel tarzda yayınlara ağırlık vermiştir. Bu sayede yandaşlarına, mensuplarına, devletin hemen her kademesinde pozisyon kazandırmış ve belirli görevlere ilerde istifade etmek üzere kendisine bağlı mensuplarını özel olarak yerleştirmiştir.

Özel sektörde çalışanlara ise yeni iş ve maddi imkân fırsatları yaratmış, diğer yandan söz konusu özel sektör kurum kuruluşlarından da himmet adı altında büyük miktarlarda paralar toplamıştır. Farklı adla lanse edilse de işleyiş itibarıyla masonik bir yapılanma gibi hareket edilmiştir.

FETÖ, bünyesindeki dershanelerde, okullarda ya da “ışık evi” olarak adlandırdığı evlerde yetiştirdiği şahıslarla bağlantısını kesmemiş, gerektiğinde tüm gizlilik koşullarına riayet etmek suretiyle irtibatını devam ettirmiştir.