FETÖ’nün genel yapısı 1

Gelişememiş sosyal toplumlarda insanlar, ağalar, beyler, aşiret reisleri gibi feodal toplum yöneticileri tarafından güdülür ve cahil halk gücü elinde bulunduran bu kişilere itaat eder.

Feodal toplum yöneticileri, toplumu kendi gelenekleri ve menfaatine göre istediği gibi yönlendirirler.

Onların emrinde bulunan diğer insanlar, köleler gibi hareket ederler. Toplum baskı altında tutularak her türlü haksızlık yaratılır.

Böyle toplumlarda ne insan onur ve haysiyetine saygı, ne insan hakları, ne de özgür insandan bahsedilebilir.

Bu tip toplumlar insanı sosyalleştirmeyen, geliştirmeyen, bir basamak aşağıda tutan yapılardır.

Fetullahçı bu örgütlenme de aynı yöntemleri kullanıp aynı amacı elde etmeye çalışmaktadır.

Dini değişik yorumlayan insanların bir araya gelerek cemaatler kurması sosyal bir olgudur.

Cemaatler, manastırlarda, tekkelerde sosyal dini politik etkinlikler gerçekleştirirler. Bu sosyal ve patolojik olmayan bir görünümdür.

Bu güçler toplumsal hayatı sarsıcı çalışmalar yapıp gelişmeleri engelleyici konuma geldikleri an sosyolojik açından patolojik kimliğe bürünürler.

FETÖ’nün bugünkü durumunu ortaya koymak ve yapıyı daha iyi anlayabilmek için, FETÖ’nin kurucusu ve lideri Fethullah Gülen’in geçmişine, geçmişteki hareket tarzına ve bazı söylemlerine ve örgütü yönetme şekline bakmakta büyük fayda vardır.

Dini unsurları temel alarak hareket ettiğini iddia eden FETÖ’nün, dini değerler değişmezken, zamana ve şartlara göre kendisini değiştirmesidir.

Ülkesi ve devleti ile barışık olması beklenirken devleti kendisine hasım ve karşı cephe olarak görmesi, tüm yapısıyla açık ve şeffaf olması gerekirken bir istihbarat örgütü gibi “kod isimler, özel haberleşme kanalları, kaynağı bilinmeyen paralar” kullanmasıdır.

Yönetim kadrosunun faaliyetlerini yurt dışından idare etmesi ve Türkiye’ye gelmekten imtina etmesi, hasımlarını saf dışı etmek için her türlü baskı, şantaj ve yasa dışı faaliyeti kullanması, çeşitli yabancı misyon temsilcileriyle mahiyeti bilinmeyen görüşmelerde bulunmasıdır.

Diğer terör örgütleriyle temas kurması ve onlara istihbarat, lojistik, eylem tarzı türü destek sağlaması, söz konusu yapının casusluk faaliyetlerini de kapsayan organize bir terör örgütü olduğunu ortaya koyan unsurlardır.

FETÖ’nin örgütlenmesi askeri bir örgütlenmeden çok az farklar içermektedir.

Bir askeri örgütlenmede en temel idare ilkesi emir-komuta zinciri olup, askeri örgütlenmelerde hiyerarşi ve emir komuta zincirinin korunması uğruna feda edilemeyecek çok az şey vardır.

FETÖ’de de liderin verdiği kararı sorgulama anlamına gelecek her düşünce, eylem veya tavır kuvvetle ezilmekte, Fetullah Gülen’in ve ona bağlı diğer yöneticilerin tüm talimatları, aklın da ötesinde bir kutsiyet kazandırılarak uygulanmaktadır.

Fetullah Gülen başta olmak üzere örgüt yöneticileri, dışarıya, halka hitap ederken büyük bir tevazu sergilerken, örgüt içerisinde mutlak bir otorite ile hareket etmektedirler.

FETÖ'nün “devlet kurumları” ve “sivil toplum” olmak üzere birbirine özerk iki yapılanması vardır.

Hiyerarşik olarak birbirlerine bağlı değildirler.

Örgütün alt birimleri modüler bir yapıda olup hücre tipi örgütlenme modelini uygulamaktadır.

Örgütü yöneten üst kadro dışındaki her birim diğerinden bağımsız olup hücreler şeklinde örgütlenmiştir.

Hücrelerin örgütlenmesi esnek olup manevra gücü yüksektir ve kendini yenileyebilme kapasitesine sahiptir.

Hücrelerin deşifresi halinde örgüt bütünlüğü bozulmadan devam etmektedir.

Örgüt kadrolarının sızdığı devletin güvenlik kurumlarının silahlı olması ve bu silahları kullanma yetkilerinin bulunması, örgütün silahlı ve askeri eğilimini göstermesi açısından çok önemlidir.

FETÖ’nin hizmet hareketi olarak gözüken bir legal yapısı, bazen söz konusu legal yapı içerisinde gizlenmiş bazen de genel yapıdan tamamen farklı şekilde hareket eden bir de illegal yapılanması vardır.

Hasan Sabbah'ın çevresinde kümelenen Haşhaşiler, yaklaşık bin yıl kadar önce afyon çekip fedailerini kullanarak devlet görevlilerini öldüren bir terör örgütü olarak ortaya çıkmıştır.

Onlara benzer şekilde FETÖ üyeleri de mutlak itaat ve cennete kavuşacakları saiki ile hareket ederek devlet içinde suikast benzeri hareketlere başvurmaktadırlar.

FETÖ’nün devlet içindeki kadrolarının haşhaşilere benzetilmesi, kullanılan yöntem ve amaç bakımında doğru bir benzetmedir.

Fetullah Gülen'in başlangıçta dini bir cemaat olarak kurduğu ve sonradan terör örgütüne dönüşen yapılanmanın içinde yer alanlar, çeşitlilik göstermektedir.

Örgüte üyelik için kesin bir kriter yoktur.

Toplumun her inanç kesiminden örgütün üyeleri vardır.

Türk, Müslüman, Sünni, dini bütün, ibadet aşkıyla dolu, dindar insanlar olduğu gibi, örgüt işine gelen kullanılması mümkün herkesi bünyesine katmaktadır.

Alevi, ateist gibi yapıya uzak gibi duran gruplardan, Yahudi, Hristiyan dinine inananlardan da paralel yapılanma içerisinde yer alanlar bulunmaktadır.

Bir başka ifade ile FETÖ’ne üyelik için dindar olmak veya inançlı olmak şartı aramadığı gibi Müslüman olmakta gerekli değildir.

Bu örgütün içerisinde her türlü suça bulaşmış kişiler olduğu gibi içki içen, zina eden, kumarbaz, tefeci türünden işleri yapanlarda vardır.

Eğer kişi himmetini veriyorsa işlediği suçun veya günahın bir önemi yoktur bu örgüte göre. Meşru olmayan yollardan elde edilen kazançtan örgüte istenen pay verilmişse işlenen günahın suçun üzeri örgüt tarafından organize olarak örtülmektedir.