FETÖ’nün emniyet teşkilatında yapısı (4)

d-) Star Gazetesinde 21.06.1999 günü yayımlanan “İşte Kayıp Liste” başlıklı haber metninde isim listesi verilen emniyet mensuplarından halen emniyet teşkilatının kritik birimlerinde görev yaptıklarını yazmıştır.

Bir kısım personel hakkında 1992 yılında düzenlenen soruşturma evrakında yer alan işlemlerin tespiti ve değerlendirilmesi amacıyla Mülkiye Müfettişliğince 19.07.1999 tarihinde değerlendirme raporu düzenlenmiştir.

Bu rapor, 1992 tarihli soruşturmada adli ve idari yönden yapılan iş ve işlemleri inceleyip ilgi çekici tespitlerde bulunmaktadır.

“Hem DGM'nin hem de Yüksek Disiplin Kurulunun bu mealde karar almaları suçlananların cesaretlenmelerine ve soruşturmayı yürüten müfettişlerin haklarında suçlama getirmelerine (…) imkân tanımıştır.” tespitine yer verilmiştir.

Ayrıca 1992 yılında düzenlenen tahkikat evrakında belirtilen, Fetullah Gülen tarafından organize edilen ve emniyet teşkilatında da örgütlenen bu yapı hakkında talep edilmesine rağmen adli ve idari yönden gereğinin yapılmamasına ilişkin ilgili kurumların verdiği kararlar, hukuki bakımdan incelenip tenkit edilmiştir.

Çanakkale, Balıkesir ve Polis Akademisi'nde meydana gelen olaylar ve 1992 tarihli fezleke ile ortaya çıkan bilgiler, örgütün geçmişten günümüze sistematik bir şekilde yapılanma faaliyetlerini yürüttüğünü göstermektedir.

Örgütün 70'li yıllarda başlattığı ve 80'li yıllar boyunca devam ettirdiği emniyet içerisindeki kadrolaşma çalışmaları 1990'lı yıllardan itibaren artarak devam etmiştir.

Örgüt, gerek emniyet teşkilatı gerekse diğer devlet kurumlarındaki yasadışı kadrolaşmasını besleyecek Işık Evi, dershane gibi müesseselerini ülke genelinde yaygınlaştırmıştır.

Örgüt giderek büyümüş, artan insan kaynaklarının sağladığı güçle emniyet teşkilatının o dönem beş olan polis kolejleri, polis akademisi ve polis okulları gibi eğitim birimlerine çok sayıda mensubunu sızdırmıştır.

Bu yerlerin idari ve eğitici kadrolarında ciddi oranda kadrolaşmaya gidildiği anlaşılmaktadır.

Uzun vadeli planlar uygulayan, sinsice ve sabırla hedeflerine adım adım yaklaşma stratejisi izleyen örgüt, emniyet teşkilatında bir güç olabilmek ve kontrolü ele geçirmek amacıyla başlangıcından yakın döneme kadar faaliyetlerini polis koleji, polis akademisi ve polis okulları gibi eğitim birimlerinde yoğunlaştırmıştır.

Kamuoyunun ciddi bir reaksiyon göstermemesi, devlet reflekslerinin harekete geçmemesi, zümre egemenliğine dayalı hiyerarşik bir yapılanma altında emniyetin ele geçirilebileceği gibi söylemlerin önüne geçilebilmesi amacıyla yapılan faaliyetler büyük bir gizlilik içerisinde yürütülmüştür.

Algı operasyonlarıyla da bu durum masumane öğrenci-eğitim hizmetleri gibi gösterilmiştir.

Polis koleji ve polis akademisinin eğitici ve yönetici personelinin, bir yapının kontrolünde olması buraya alınan öğrenciler üzerinden EGM'yi yönetecek kadroların örgüt tarafından ele geçirilmesinden başka bir sonuç doğurmayacaktır.

Ülke gündemini uzun süre meşgul eden pek çok polisiye operasyon, yapbozun parçaları gibi birbiriyle uyumlu gözükmektedir.

Bu durum uzun vadeli planlar uygulayan, sistematik ve organize hareket eden bir yapılanmadır.

Konjonktüre göre kendisine müttefik olarak seçtikleriyle birlikte hareket ederek müttefiklerini ve rakiplerini teker teker ortadan kaldırmayı amaçlayan bir yapılanmanın varlığına işaret etmektedir.

Türkiye Cumhuriyetinin bütün anayasal kurumlarını ele geçirmeyi hedefleyen örgütün, emniyet teşkilatını da ele geçirmek için faaliyet yürüttüğü görülmektedir.